Elâzığ Kapalı Çarşı'dan notlar: Her şey ortada
“Ben halden alırken zorlanıyorum. Geçen yıl şu deste maydanozu bir liraya verirdim. Şimdi üç liraya ben alıyorum. Çürük çarık sebze kalırsa onu evime götürüyorum.”
Fotoğraf:Özkan Zülfikar/Evrensel
Özkan ZÜLFİKAR
Elâzığ
“Başka bir yaşam var da biz mi bilmiyoruz?” Bu cümle birçok yerde kurulmuş, yazılmış, söylenmiş olabilir. Ama Elâzığ sokaklarında bu cümle şöyle şekillenir ve ekonomik krizin en acı tablosunu ortaya koyar. “Başka bi hayat var da biz mi bilmik? Başka dünya var da bi bizi mi içeri almiler?” Yokluğun, yoksulluğun çaresizliğin açık ifadesi.
Üç tarafı Keban Barajı’yla çevrili, dört ovasıyla şeker pancarından, sebzesinden, kavunundan, çileğinden, hele üzümünden nam salmış bereketli topraklarıyla civar illere “caka satacak” bir yer Elâzığ. Misafir olursanız herhangi bir eve, “neyi var neyi yok” serer önünüze. Böyle bir giriş yaptık ama asıl meramımız Elâzığ’da “çarşı pazar’’ ne durumda onu anlatmak.
GEÇEN SENEDEN BU YANA ARTAN FİYATLAR
Daha önce de semt pazarlarından haberler yansıtmıştık. Yaptığımız en son semt haberiyle bugünü karşılaştırdık. Et 70-80 TL ilken 320 liralara yükselmiş. Soğan 5 liradan en ucuzu 25 liraya yükselmiş. Üç tarafı barajla çevrili demiştik. Bu da hem tarım arazilerini sulamak hem de balıkçılık için büyük bir fırsat. Tarım yapılacak arazi kaldıysa tabii. Derya kuzusu olmasa da göl kuzusu sazanlar, turnalar çıkar barajdan 17 kg, 20 kg. Hatta daha büyükleri bile çıkar. Oltanızı atsanız akşama balık yersiniz. Ama merkeze bir adım mesafede çıkan balıkların bile en ucuzu 60 lira. Öyle bütün değil, kilosu 60 lira.
TANEYLE, GRAMLA ALINAN SEBZELER
Şimdi ise Kapalı Çarşı’da geziyoruz. Kapalı Çarşı yüzyıllık geçmişe sahip. 1928’den beri faal. Kent hafızası diyebileceğimiz yerlerin başında gelir. Belki de en pahalı ve en az alışverişin olduğu dönemi yaşıyor Kapalı Çarşı. Ama yine de “ucuz” bir şey aranıyorsa o da Kapalı Çarşı’da bulunur. Gezerken sıra olmuş insanların, balıkların büyüklüğüne baktıklarını fark ettik. Yanımızda bir balık tartıldı, 17.5 kg. Sıradakiler, iftarlarını bu balıkla açmak isterlerdi herhalde. Ancak birkaç “şanslı” o balığı yiyebilecek. Belki de sağlık için beyaz et tercih edecekler. Ancak evde yemek yapıp iftar açacak yoksullar daha çok sebzeye yönelecek. Balıkçı esnafı, “Her şeye rağmen satış oluyor. Yine de en ucuzu balık çünkü. Herkes alamıyor tabii” diyor.
Yaşlıca bir kadın “Oğlum patlıcanın kilosu kaç para?” diye soruyor. Manav “30 lira teyze” “Üç tane tartıver.” Bu ve buna benzer birçok diyalog. Manav, “Ben halden alırken zorlanıyorum. Geçen yıl şu deste maydanozu bir liraya verirdim. Şimdi üç liraya ben alıyorum. Çürük çarık sebze kalırsa onu evime götürüyorum” diye belirtiyor. Başka bir manava uğruyoruz. “Herkes fiyatlardan şikayetçi. Siz de durumlar nedir?” “Sebzesiz yemek pişmiyor. Mecburen alınıyor. Ne kadar pahalı olursa olsun alınıyor. Taş mı yesinler?” “Taş yenilseydi halden gelişi kaç para olurdu. Kaça satılırdı acaba?” diye de sormadan edemiyor insan.
Kapya biber soruyor birisi. O da 50 TL. “Dört tane tartalım.” “Şu acı biber ne kadar?” “60 TL.” “Yüz gram olsa.” “Tamam.” Bir gram bile geçirmemeye çalışıyor esnaf. Neredeyse acı biberi ikiye bölüp tartacak. Manav ekliyor, “Bu arada Elâzığ’da fiyatlar böyle ucuz. İstanbul’da soğan 35 liradır kesin. Bu biber 80-90 lira.”
Zeytin, peynir, et, balık, sakatat, ekmek, kuru yemiş, tatlı, şeker, sebze, meyve, kurutulmuş ürünler, meşhur orcik, pestil, tereyağı, baharat vs. Aklınıza ne gelirse Kapalı Çarşı’da bulmak mümkündür. Bazı ürünlerin fiyatı geçen yıla oranla iki misli, üç misli artmış durumda olabiliyor. En ucuz zeytin 80 lira iken geçen yıl 25-30 liraya alıcı bulabiliyormuş.
"GÖRÜN ARTIK"
İnsanlarla sohbet ederken “Aman evladım yüzüm görünmesin”, “Konuşalım ama ismim geçmesin, ben de görünmeyeyim” diyenler oldu. Esnaf da benzer isteklerde bulundu. Memleketin ekonomik durumunu yansıtmak bile bir korku, panik havası yaratabiliyor. Birkaç kişi “Siz devleti kötülemeye çalışıyorsunuz. Her şey çok güzel. Paramız da var. Alışveriş de yapabiliyoruz” ifadeleriyle bizi eleştirirken, vatandaşlar ise “Her şey ortada, görün artık” sözleriyle yanıt veriyor.