“Hazine destekli” emekli maaşı asgari ücretin de altında: İnsanca yaşam hakkımızı istiyoruz

İbrahim IRMAK

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçim öncesi emekli aylığına zam yapılacağı duyurusunun ardından en düşük emekli maaşını Hazine katkısıyla 7 bin 500 TL’ye tamamlayan yasa TBMM’de kabul edildi. Bu alandaki uzmanların “Kötü bir yama” olarak yorumladığı gelişmeyi değerlendiren emekliler ise tüm emekli aylıklarının insanca yaşanabilecek bir düzeye çıkarılmasını istiyor.

"EMEKLİLER EN AZDA BULUŞTU"

Emekli Mihraca Ekmekçioğlu, 2 bin TL’lik maaş artışının zam olarak kabul edilemeyeceğini, aksine bunun bir hazine yardımı olduğunu belirtti. İktidarın, emeklileri tabanda buluşturduğunu ifade eden Ekmekçioğlu, “Cumhurbaşkanı çıkıp ‘Emekli maaşını 7 bin 500 yaptım’ diyor. Neye göre 7 bin 500 yaptın? Şimdi benim temmuzda alacağım maaş zammı ne oldu, nereye gitti? Peki 9 bin prim ödeyen bir emeklinin maaşı yüksekken neden aşağılara çekildi? Neden ona da yüzde 30 zam vermiyorsun?​” diye sordu.

Emekli maaşının yanı sıra verilen ikramiyelerin de adil olmadığını belirten Ekmekçioğlu, ikramiyenin en az bir maaş tutarı kadar olması gerektiğini belirterek, “Ancak bu sözleşme onu da yapmıyor. Seni asgariye çeke çeke emekliyi yok hükmünde sayıyor. Bu bir seçim yatırımıdır. İşte ‘Ben sana zam yaptım oylarını bana ver’ diyor. Bunun başka bir izahı yok çünkü” ifadelerini kullandı.

14 MİLYON EMEKLİ VAR

Hayat pahalılığı karşısında emekli maaşıyla geçinmenin mümkün olmadığının altını çizen Ekmekçioğu, yaklaşan 14 Mayıs seçimlerine işaret ederek, şöyle dedi: “Bir ev kirası olmuş 15 bin TL. Bunun bir de elektriği, doğal gazı, gıdası var. Sağlık deseniz zaten almış başını gidiyor. Bir emekli hastaneye gidip raporlu ilacını aldığı zaman 250 TL ödemek zorunda kalıyor. Nerede sağlık güvencesi? O da yok. Her şeyimizi yiyip bitirdiler. Ancak ülkedeki milyonlarca emeklinin önünde bir seçim var. Biz 14 milyon emekli olarak emeklilere kim sahip çıkacaksa ona vermeyi düşünüyoruz. Ayrıca gidecek olan bu hükümetin ardından yeni gelecek hükümetten de bunun hesabı sorulur.”

AÇLIK SINIRININ ALTINDA

7 yıldır emekli olduğunu söyleyen Şehriban Kaya, “müjde” olarak açıklanan maaş artışını “Saçma bir zam” olarak yorumladı. Kaya, “Emekli maaşı anayasal bir hak olmakla beraber, belirli dönemlerde hesaplanan enflasyona göre verilmesi gereken bir zam olmalıdır. Açlık ve yoksulluk sınırının altında bir zam alıyoruz. Cumhurbaşkanı çıkıp bir lütufmuş gibi bunu sunuyor ama biz bunun bir seçim yatırımı olduğunu biliyoruz. Kimse kanmasın ve kanmayacak da zaten. 7 bin 500 TL çok komik bir rakam. İsterse 10 bin TL versin. Bu sistem de bu kadar zamlarla hiçbir şey olmaz, çünkü geçinemiyoruz.”

"İNSANCA BİR YAŞAM" TALEBİ

Asgari ücretin altındaki emekli maaşıyla yaşamın “ölüm” anlamına geldiğini belirten Kaya, emekliler olarak insanca yaşanabilecek bir zam istediklerini dile getirdi. Kaya, “Köle değiliz, O da padişahımız değil. Demokratik, laik ve anayasası olan bir ülkede her yurttaşın insanca yaşam hakkı vardır. Biz bunu istiyoruz. Yoksulluk sınırının 30 bin TL olduğu bir ülkede gerçekleri biliyoruz. Lütfen artık uyanın bu bir sadaka veya lütuf değil bizim hakkımızdır. Bizden kesilen maaşlarımızın bir gereğidir. İnsanca yaşayabileceğimiz bir zam istiyoruz” diyerek, tepki gösterdi.

EMEKLİ OLDUĞUNDA ASGARİ ÜCRETİN İKİ KATI ALIYORDU

Taner Günerbüyük ise yapılacak artışın tüm emeklileri kapsaması gerektiğinin altını çizdi. Günerbüyük, “Seçim öncesi yığın halinde bir emekli kitlesi olduğundan dolayı emekliler üzerinden oy devşirmeye çalışıyorlar ama emeklilerimiz bu tezgaha gelmeyecek. Biz en düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine çekilmesini ve açlık sınırına göre güncellenmesini istiyoruz” dedi.

Emekli maaşı artışını “Seçim yatırımı” olarak değerlendiren bir diğer emekli Cafer Subaşı, AKP’nin emekçilerin aksine zenginlerin partisi olduğunu belirtti. Ülkedeki sisteme dikkat çeken Subaşı, “Sabah işbaşı yapıp akşam saat 20.00’de çıktığınız bir sistemde üstüne bir de fazla mesai yaptığınızda bir robot haline getiriliyorsunuz. Bu ancak örgütlü bir mücadeleyle düzelebilir. Bugün bazı insanlar bunu bir lütuf gibi görebilir ancak bunun dolaylı yoldan tekrardan kendisinden kesildiğinin farkında değil. Benim şükredeceğim bir şey yok, çünkü ödememi yapmışım zaten” diye konuştu.

2003 yılında emekli olan Osman Türk, emekli olduğu dönemde asgari ücretin 226 TL olduğunu, kendisinin ise o dönem 570 TL aldığını kaydetti. Bugünkü duruma değinen Türk, “Şimdi geldiğimiz süreçte asgari ücretin altında kaldım. Yani bir asgari ücret bile alamıyorum. Hakkımı helal etmiyorum. Yapılan 2 bin TL’lik artış da bir zam değil seçim yatırımıdır. İnsanlardan oy almak için böyle bir adım attılar. Ama bununla daha çok tepki çektiler. Enflasyonun yüzde 80’inin üzerinde olduğu bir ülkede tutup lütuf gibi 2 bin TL veriliyorsa bu üzücü bir şey. Görüştüğüm birçok emekli dahil toplum bunu kabul etmiyor” dedi.

Açıklanan zamla emeklilerin bölünmeye çalışıldığına dikkati çeken Türk, “Bakın en düşük emeklilere 7 bin 500 TL verilecekken ondan öncesinde 3 bin 600 gün prim ödeyenler ile 9 bin gün prim ödeyenleri de aynı ücretle eşitlemeye çalışıyorlar. Ama bu da açlık ve yoksulluk sınırının tamamen altında kalıyor. Eğer öyle bir eşitleme gerekiyorsa bütün işçilerin maaşı bugün 15 bin TL yapılmalıdır” diye konuştu. Yaklaşan 14 Mayıs seçimlerinde emekliler olarak AKP iktidarından hesap soracaklarını belirten Türk şöyle devam etti: “Halk kendilerinden alınan vergilerin nereye gittiğini öğrenmek için 22 yıldır bu ülkeyi yönetenlerden hesap sormalı ve tamamen zenginlerden yana olup fakirleri silen bu iktidarı mutlaka ama mutlaka göndermelidir.” (İstanbul/MA)