Atina’nın ‘Emek sinemaları’: Bizim sinemalarımız, bizim kentimiz
On yıl önce Beyoğlu Emek Sinemasının yaşadığına benzer bir süreci Atina’nın tarihi sinemaları yaşıyor. Atinalılar, turistik otele dönüştürülmek istenen sinemaları korumak için mücadele ediyor.
Fotoğraf: Elif Görgü/Evrensel
Elif GÖRGÜ
Atina
Atina’nın merkezi, yabancı gözler için ilk bakışta bir turistik alışveriş alanı gibi görünüyor. Geleneksel olmaya çalışan ancak turist hedefli olduğu gizlenemeyen restoranlar, hiç geleneksel olmaya çalışmayan pahalı kafeler, turizmin olmazsa olmazı küçük hediyelik eşya dükkanları, lüks markalı büyük mağazalar, küçük-büyük oteller, ve sürekli hareket halinde -krizden önce daha büyük olduğu söylenen- büyük bir kalabalık. Bu kalabalığın içindeki kimi köşe başlarında İstanbul’daki gibi polislerin göz hapsinde olmadan çalışabilen çok sayıda sokak müzisyeni ve küçük gösterilerle yevmiyesini çıkarmaya çalışan sokak sanatçıları ile göçmen gençler var. Merkez çekirdeğin biraz dışındaki cadde ve sokaklarda ise kültürel mekanlar dikkat çekiyor. Hafta sonu denk geldiğim için de olabilir, çok sayıda tiyatro salonunun ve kimi sinema salonlarının önünde, bu kez Atinalı kalabalıkların sohbetleri, yoğun trafik sesiyle yarış halindeler. Atina’nın üç tarihi sinemasının önünde ise pazar günü farklı bir kalabalık var. “Bizim sinemalarımız, bizim kentimiz” diyen bir kalabalık.
SİNEMA ÇALIŞANLARI İNİSİYATİFİ ELLERİNE ALDI
Atina’nın üç tarihi sinema salonu, Astor, Iridia ve Ideal sinema salonları kapanma tehlikesiyle karşı karşıya. Hem sinema tarihinin hem de ülke tarihinin bu üç önemli tanığının bulundukları tarihi binalar, turistik otele dönüştürülmek isteniyor. Binalar devlete, yani kamuya ait.
Sinemaların çalışanları ise inisiyatifi ellerine almış, pazar günü ücretsiz film gösterimleri yaparak Atinalıları bu kültürel mekanları koruma çabasının bir parçası olmaya çağırıyorlar. Oyuncu ve müzisyen sendikaları ile gençler de “Bizim sinemalarımız, bizim kentimiz” sloganıyla yapılan çağrıya omuz veriyor. Üç salon da tıklım tıklım doluyor. Yetmiyor, sinema önündeki meydana perde kuruluyor. Bir yanda gösterimler yapılırken bir yandan da sinemaların kültürel varlıklar olarak korumaya alınması için imzalar toplanıyor. Astor Sinemasındaki imza defterinin önünde uzun bir kuyruk var.
Maria, Astor Sineması çalışanı, “Sinemaların kapatılması gündemde. Bulundukları binaların satılarak otele dönüştürülmesi hedefleniyor. Atina merkezinde zaten beş sinema salonu var. İnsanlar sinemaların açık kalmasını istiyorlar. Sinema çalışanları olarak mücadele ediyoruz ve insanları da bize katılmaya davet ediyoruz” diyor.
"BU SALONLAR KENTE, HALKA AİTLER"
Nasos, Belgesel Film Yönetmeni. Bu salonda filmleri gösterilmiş: “Bu kentin kültürüyle ilgili biri sorun. Yunanistan’ın tarihi filmleri ilk defa bu sinemalarda gösterildiler. Burada binaları değil bir kültürü korumaya ve kurtarmaya çalışıyoruz. Bu salonlar kente aitler, halka aitler. Halkın da otellere değil kültüre ihtiyacı var ve kültürel üretimin nitelikli olmasına ihtiyacı var. Benim filmlerim, arkadaşlarımın filmleri de bu sinemalarda gösteriliyor, Netflix’te ya da büyük özel şirketlerin salonlarında değil.”
Müzisyenler Sendikası (PMU) Başkanı Vassilis Paraskevopoulos da burada. “Hayatımızla, bu kentin insanlarının hayatıyla yakından bağlantılı tarihi sinemaların bulundukları binalar, turizm için, Atina’da daha fazla otel yapılması için satılıyorlar. Bunu biz büyük bir suç olarak görüyoruz. Burada birçok insan bu sinemalarda büyüdü. Buralarda gösterilen filmler sinema sevgimizin oluşmasına ve gelişmesine katkıda bulundu” diye anlatıyor neden bu mekanların koruması gerektiğini.
"SANAT YÖNELİK DAHA BÜYÜK BİR SALDIRININ PARÇASI"
Marina ise “Bu sinema salonları, sanata yönelik daha büyük bir saldırının parçası olarak satılıyor” diyor. Geçtiğimiz ocak ayında sağcı Miçotakis hükümeti, yüksek okul düzeyinde olan kimi drama ve sanat okullarının diplomalarını lise diplomasıyla eşitleyen ve bu okullardan mezun olacakların haklarında büyük tahribata neden olacak bir kararname yayımlamış. Sanatçı örgütleri, sanat öğrencileri ve destek veren kesimler büyük yürüyüş, grev ve hatta işgal eylemleri gerçekleştirmişler: “Bugünkü de bu mücadelenin bir parçası aslında. Sinemalar kapatılmak isteniyor ve sinemaların çalışanları inisiyatifi ellerine alarak ücretsiz film gösterimleri düzenliyorlar ve aynı zamanda insanları neler yaşandığına dair bilgilendiriyorlar.”
SİNEMALARIN TARİHİ
Ideal Sinema Salonu, 19. yüzyılda Atina’nın merkezindeki Panepistimiou (Üniversite) Caddesi’nde inşa edilen tarihi bir konakta bulunuyor. Yunanistan basınına göre, bina 36 milyon avroluk bir renovasyondan geçirilecek. Alman Mimar Ernst Ziller tarafından tasarlanan 7 bin 115 metrekarelik bina, Yunan hükümeti tarafından Mitsis Hotels’e 35 yıllığına kiralanmış. Bu binadaki Ideal Sinema Salonu ise 1921 yılında açılmış. Şirket sinemayı koruyacağını iddia ediyor. Aynı iddianın İstanbul Beyoğlu’daki Emek Sineması için de gündeme geldiğini ve yeniden açılan sinemanın Emek’le uzaktan yakından ilgisi olmadığını hatırlayalım.
Astor sinemasının bulunduğu mekan, Atina’da sinema için 1908 yılında inşa edilen ilk salon olduğu söylenen “Pallas sinemalarının” ve ardından işgal döneminde bir İtalyan askeri sineması ve askeri depo (1942-1943) olarak hizmet vermiş. Burada 1947 yılında Astor Sineması perdesini açmış.
Yunanistan hükümeti ise bu sinemaların kültürel varlık listesinde olmadığını söylüyor. Bu arada konuyla Kültür Bakanlığı değil Enerji ve Çevre Bakanlığı ilgileniyor. Bu nedenle toplanan imzalar Enerji Bakanlığına verilecek. Talep ise sinemaların resmi olarak koruma altına alınması ve Atina’nın ve Atinalıların kültürel yaşamına katkı sunmaya devam etmeleri.
Yunanistan’ın, özellikle Atinalıların sosyal hayatının önemli parçası olan sinema ve tiyatroların niteliği, 2010’dan itibaren, yani krizle birlikte bir yandan alım gücündeki büyük düşüşün etkisi, bir yandan da ticarileştirme sürecinin parçası olarak dönüşüme uğramış. Bu nedenle Atinalılar, ellerinde kalan son kültürel mekanları da özel şirketlere kaptırmak istemiyorlar.