Akşener kürsüden kurşun fırlattı, "özür bekleyen" Erdoğan'a "Hadi oradan be" yanıtını verdi
"Bunca ahlaksızlığa, göğüs gerdikten sonra şimdi bizi bu kurşun mu sindirecek” diyen Meral Akşener, kürsüden yere mermi fırlatarak partililerden söz vermelerini istedi.

Ekran görüntüsü, 'Meral Akşener' YouTube hesabının yayınından alınmıştır.
İYİ Parti, 14 Mayıs seçimleri öncesi son Meclis grup toplantısını gerçekleştirdi. Partinin Genel Başkanı Meral Akşener, 27’nci yasama döneminin son grup toplantısında seçimlere işaret etti, Sinan Ateş cinayetine ve partisinin İstanbul İl Başkanlığına yönelik silahlı saldırıya tepki gösterdi ve AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı çok sert sözlerle eleştirdi.
Akşener, Erdoğan'a Ateş cinayetine dair "Neydin, ne oldun Recep Bey? 'Milletin adamıyım' diye geldin; giderayak, mafyaların, simsarların, kuklası oldun" dedi.
Erdoğan'a, "Çıkmışsın, bana 'Utan, utan' diyorsun… Evet utanıyorum! Bu ülkenin Cumhurbaşkanı olma şerefinin zerresini dahi üzerinde taşıyamamandan ben utanıyorum" diyen Akşener, "Sen kuponcu olduğundan, vatan toprağının kıymetini bilemezsin" ifadelerini de kullandı.
Akşener, Erdoğan'ın "Beni kendinle uğraştırma" tehdidine ise "Bir aslan miyav dedi, minik fare kükredi… Recep Bey! Sen hiç merak etme. Ben kiminle uğraşacağımı çok iyi bilirim" diye yanıt verdi.
Parti binalarına yönelik saldırıya yapılan açıklama üzerine ise "Hollywood prodüksiyonlarına taş çıkartacak bu fantastik açıklamanın sonunda ise Recep Bey çıkmış, benden özür bekliyormuş… Çünkü, kendisi çok kırılmış. Duyguları incinmiş. Rencide olmuş. Vah vah… Yazık ki ne yazık. Recep Bey, utanmasan 'Mermiye saldırdı' diye parti binamızı tutuklayacaksın. Bir de senden özür dileyeceğim, öyle mi? Hadi oradan be hadi oradan! Çok beklersin" dedi.
Akşener daha sonra kürsüden yere mermi fırlatarak söz istedi.
ESKİ BAKAN LÜTFULLAH KAYALAR İYİ PARTİYE KATILDI
Akşener'in konuşmasına başlamadan, daha önce Maliye Bakanlığı ile Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığı görevlerinde bulunan Lütfullah Kayalar'ın İYİ Partiye katıldığı duyuruldu. Kayalar'ın rozetini Meral Akşener taktı. Kayalar, seçimlerin önemini vurgulayarak "Alternatifi olmayan kişiler, alternatifi olmayan çözümler, alternatifi olmayan iktidar fikrini benimsemem" dedi.
Fotoğraf: TBMM
Ardından konuşmasını gerçekleştiren Akşener, Ankara'da öldürülen eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayeti soruşturmasına dair eleştirilerde bulunarak şunları kaydetti:
"ZALİM, SORUMSUZ, KORKAK, SON KULLANMA TARİHİ GEÇMİŞ BİR İKTİDAR"
"Hakkımız olan, tüm değerlerden, tüm olanaklardan, tüm fırsatlardan, mahrum bırakıldığımız ucube bir dönemin nihayet sonuna geliyoruz. Mesela uzun bir zamandır adaletten mahrumuz. Çünkü adaleti gölgeleyen bir iktidar tarafından yönetiliyoruz. Hukuka, keyfine göre yön veren, kendi çıkarları için zalime boyun eğen, başkentin göbeğindeki alçak bir cinayetin gerçek faillerini bulmaktan bile aciz bir iktidar! Kalbini karartmış bir iktidar tarafından yönetiliyoruz. Bir milletin ahını, bir annenin acısını, iki küçücük çocuğun gözyaşlarını bile görmezden gelen, vicdansız bir iktidar! Görev bilincini kaybetmiş bir iktidar tarafından yönetiliyoruz. Verdiği hiçbir sözü tutamayan, mafyaları, simsarları, uyuşturucu kaçakçılarını kollayan, Sinan Ateş’in katillerine göz yuman, zalim bir iktidar! Sorumsuz bir iktidar! Korkak bir iktidar! Artık vaktini çoktan doldurmuş, son kullanma tarihi geçmiş bir iktidar!"
"'CESARETİN SEMBOLÜYÜM' DİYE GELDİN, ESARETİN SEMBOLÜ OLDUN"
"Düşünün ki Emniyet teşkilatımız, cinayeti planlayan şahsı bir milletvekilinin evinde yakalıyor. Buna ilişkin tutanak tutuyor. Nasıl oluyorsa oluyor, o tutanak ortadan kayboluyor. Ve bugün o tutanak, dava dosyasında yok. Böyle bir rezalet olabilir mi? Böyle devlet yönetilir mi? Hey gidi hey… Neydin, ne oldun Recep Bey? 'Cesaretin sembolüyüm' diye geldin, giderayak esaretin sembolü oldun. 'Milletin adamıyım' diye geldin; giderayak, mafyaların, simsarların, kuklası oldun. Bir zamanlar, geçmiş iktidarların hatalarından, ders alırdın. Şimdiyse, kendi hatasını göremeyecek kadar kör, doğruları duyamayacak kadar da, sağır bir adam oldun. 'Neredeeen, nereye' değil mi Recep Bey? Görüyorum ki artık sende Ayşe Ateş’e verdiği sözü tutacak basiret yok! Babasız kalan Banuçiçeğin, Bengüsu’nun karşısına çıkacak yüz yok! Elindeki sınırsız yetkiye rağmen katillerden hesap soracak cesaret ise hiç yok!"
"KATİLLER, AZMETTİRENLER, YATAKLIK EDENLER, ÜSTÜNÜ ÖRTMEYE KALKIŞANLAR CEZASINI ÇEKECEK"
"Hiç merak etmeyin! Recep Bey’in yapamadığını, biz yapacağız! Onun tutamadığı sözü, biz tutacağız! Ne olursa olsun Sinan Ateş’in kanını yerde bırakmayacağız! Katiller cezasını çekecek! Azmettirenler cezasını çekecek! Yataklık edenler cezasını çekecek! Bu işin üstünü örtmeye kalkışanlar da cezasını çekecek! Nereye giderlerse gitsinler, hangi deliğe girerlerse girsinler, isterlerse dünyanın öbür ucuna kaçsınlar, o alçakları mutlaka bulacağız. Sinan Başkan'ı unutmayacağız, unutturmayacağız."
"RECEP BEY'İ O KOLTUKTAN İNDİRECEKSİNİZ"
Konuşmasının devamında gençlere seslenen Akşener, şunları söyledi:
"Ben size inanıyorum. Çünkü güç sizde. Çünkü söz sizde. Çünkü gelecek sizin ellerinizde. Adım gibi eminim ki 14 Mayıs’ta sandığa gideceksiniz ve kaderinizin dizginlerini elinize alacaksınız. Sandığa gideceksiniz ve Recep Bey’i o koltuktan indireceksiniz. Hiç şüphem yok, o sene, bu sene."
"CUMHURBAŞKANI OLMA ŞEREFİNİN ZERRESİNİ DAHİ ÜZERİNDE TAŞIYAMAMANDAN BEN UTANIYORUM"
Akşener konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Siz sakın kürsülerde, ekranlarda, mangalda kül bırakmayan Recep Bey’e bakmayın. Artık o da bu seçimi kaybedeceğinin farkına vardı. Bu yüzden de son zamanlarda oldukça huysuz, aksi ve gergin… Aslında hoş görmek lazım. Sonuçta gelmekte olan hezimeti hazmetmek kolay değil. Yalnız buradan kendisine küçük bir hatırlatma yapmak istiyorum: Recep Bey 'Gerginsin' deyince, bana ve arkadaşlarıma kızmak, tehdit etmek, hakaret etmek, sandıktaki kaçınılmaz sonunu değiştirmeyecek. Çünkü içinde bulunduğu bu acınası durumun tek sorumlusu sensin sen! Bak, tam 21 yıl oldu. Ama sen hâlâ, asgari düzeyde bir devlet insanı olamadın. Dile kolay. Koskoca 21 yıl… Kim olsa bir şeyler öğrenirdi. Ama sen, maalesef hiçbir şey öğrenemedin. Bir de üstüne, geçtiğimiz hafta, çıkmışsın; bana 'Utan, utan' diyorsun… Evet utanıyorum! Bu ülkenin Cumhurbaşkanı olma şerefinin, zerresini dahi üzerinde taşıyamamandan ben utanıyorum! Küfür bulaşmış dilinden, fitne saçan sözlerinden, söylediğin yalanlardan, attığın iftiralardan, biz utanıyoruz! Milyonlarca vatandaşına düşman gözüyle bakmandan biz utanıyoruz! Ama belli ki sen, hiç ama hiç utanmıyorsun! Bu yüzden de nefret saçmaya, öfke kusmaya tam gaz devam ediyorsun."
"SEN KUPONCU OLDUĞUNDAN VATAN TOPRAĞININ KIYMETİNİ BİLEMEZSİN"
"Hatta muhalefeti, Cudi’ye Gabar’a gömmekten bahsedecek kadar şirazeden çıkıyorsun. İnanabiliyor musunuz? Aynen böyle söylüyor. Arkadaş bizi Cudi’ye, Gabar’a gömecekmiş… Bak Recep Bey, Cudi ve Gabar senin için vatan olmayabilir. Ama bizim için Rize ne kadar vatan toprağıysa Cudi de o kadar vatan toprağıdır! Kocaeli ne kadar vatan toprağıysa; Gabar da o kadar vatan toprağıdır! Sen kuponcu olduğundan, vatan toprağının kıymetini bilemezsin. Ama biz gayet iyi biliriz. Al bayrağımızın gölgesinin düştüğü her yer, bizim için cennettir, cennet!"
"BİR ASLAN MİYAV DEDİ, MİNİK FARE KÜKREDİ"
"Değerli dava arkadaşlarım, Recep Bey’in geçen haftaki sayısız hezeyanlarından biri vardı ki, gerçekten evlere şenlik… Neymiş? Kiminle uğraşacağımı, çok iyi bilecekmişim… Neymiş? Kendisini benimle uğraştırmayacakmışım… Vay vay vay… Bir aslan miyav dedi, minik fare kükredi… Recep Bey! Sen hiç merak etme. Ben kiminle uğraşacağımı çok iyi bilirim. Ben kul hakkı yiyenlerle uğraşırım. Emekliden, memurdan, işçiden, çiftçiden esirgediği, milyarlarca lirayı yandaşların, rant şebekelerinin ayaklarının altına seren yağmacılarla uğraşırım. Milletine yalan söyleyen, milletinin sesini duymayan, üstüne de utanmadan saraylarda keyif çatanlarla uğraşırım. Emekçileri, memurları, enflasyon canavarına ezdirenlerle; vatandaşı yokluk içindeyken faizcilere 200 milyar lira aktaranlarla uğraşırım. Gençleri itip kakanlarla; kadınlara, hayatı zindan edenlerle; milletin helal aşına, ekmeğine el uzatanlarla uğraşırım! Ve hiç kusura bakma, sen sevsen de sevmesen de uğraşmaya devam edeceğim!"
"HOLLYWOOD PRODÜKSİYONLARINA TAŞ ÇIKARTACAK FANTASTİK AÇIKLAMA"
"Recep Bey’in bu tehdidinin yansımasını hemen ertesi gün gördük. Biliyorsunuz, İstanbul İl Başkanlığımıza silahlı bir saldırı yapıldı. Devlet ciddiyeti olan bir iktidar böyle bir durumda, sizce ne yapar? Konunun araştırılması için hemen harekete geçer, değil mi? Peki Recep Bey ve arkadaşları ne yaptı? Bize kızdılar. Kamera önüne geçip laf attılar. Sosyal medyadan hakaret ettiler. Neymiş efendim? İnşaat bekçisi bir kardeşimiz hırsız kovalıyormuş. Hırsızları kaçırmak için de havaya ateş etmiş; ne hikmetse kurşunlar gelmiş, İYİ Partiyi vurmuş. Bakın siz şu işe… Allah’tan il binamız Kabataş’ta değil… Bilmeyenler için söyleyeyim; İstanbul İl Başkanlığımız, sanılanın aksine, havada değil, yerde. Üstelik ateş edilen yer ile binamız arasında, belediyenin reklam panoları ile koskoca bir E5 karayolu var. Yani binamızın girişi, E5’in altında kaldığı için, ateş edilen yerden bina girişinin vurulma ihtimali gerek fizik, gerek de geometri kurallarına göre imkansız. Yani ya ifade yanlış ya da bu bekçi kardeşimiz, bir aksiyon filmine özenmiş olacak, 'mermiye falso vermiş' ve olağanüstü bir nişancılık sergileyerek, 'yanlışlıkla' binamızı vurmuş.
Ayrıca iddiaya göre, bu bekçi kardeşimiz hırsızlığı engellemek için defalarca ateş etmiş. Ama ne hikmetse bu kadar ciddi bir hadiseyi, şirketteki üstlerine bildirmemiş. Tutanak tutmamış. Polise haber de vermemiş. Hatta bunları yapmadığı gibi; üstüne de sanki hırsızlık hadisesi, normal bir olaymış gibi hırsızlara ateş etmek de bu Teksaslı kardeşimizin günlük rutiniymiş gibi gitmiş evine, bir güzel yatıp uyumuş. Yaa… Hollywood prodüksiyonlarına taş çıkartacak bu fantastik açıklamanın, sonunda ise Recep Bey çıkmış, benden özür bekliyormuş… Çünkü, kendisi çok kırılmış. Duyguları incinmiş. Rencide olmuş. Vah vah… Yazık ki ne yazık. Recep Bey utanmasan 'Mermiye saldırdı' diye parti binamızı tutuklayacaksın. Bir de senden özür dileyeceğim, öyle mi? Hadi oradan be hadi oradan! Çok beklersin!"
KURŞUN FIRLATTI
Akşener ardından kürsüden kurşun gösterip yere fırlatarak şunları söyledi:
"Soruyorum sizlere? Bunca engeli aştıktan sonra, şimdi bize bu kurşun mu dur diyecek? Söyleyin! Sinan Ateş durdu mu? Bunca tehdide direndikten sonra, şimdi bizi bu kurşun mu korkutacak? Söyleyin! Ömer Halisdemir korktu mu? Bunca ahlaksızlığa göğüs gerdikten sonra şimdi bizi bu kurşun mu sindirecek? Söyleyin! Özgecanlar, Şuleler, Cerenler Emineler sindi mi? Bunca tuzağı bozduktan sonra, şimdi bizi, bu kurşun mu öldürecek? Söyleyin! Gaffar Okkanlar, Uğur Mumcular öldü mü? Bunca hainliğin, üstesinden geldikten sonra, şimdi bizi, milli misakımızdan bu kurşun mu vazgeçirecek? Söyleyin! Eren Bülbüller, Yasin Börüler, Aybüke öğretmenler vazgeçti mi? Bunca nifakı, bunca fitneyi, hakikatin ışığıyla yendikten sonra, şimdi bizi bu kurşuna adres verenler mi ayıracak? Söyleyin! Hilalle yıldız hiç ayrıldı mı?
O zaman bugün, burada, sizlerden bir söz istiyorum! Bu sözü törenize, atanıza uyarak verin! Bu sözü imanınıza, vicdanınıza sorarak verin! Bu sözü aklınızı ve kalbinizi duyarak verin! Kıvılcımdan ateş olacaksınız! Söz mü? Tüm tehditlere, tüm iftiralara direneceksiniz! Söz mü? Tüm mermilere göğüs gerip milletimize güneş olacaksınız! Söz mü? 15 Mayıs günü burada gülmeyen yüzleri güldürmek için, susmuş sesleri haykırmak için, çöken karanlığı dağıtmak için, 40’tan 40 bin olacaksınız! Söz mü? Türkün Türküsü olacaksınız! Söz mü? Milletin şiiri olacaksınız! Söz mü? Bu millet, 15 Mayıs sabahı, 21 yıldır kendine biçilen deli gömleğini yırtıp atacak. 15 Mayıs’ın şafağında Türkiye, tarih yazacak! Söz mü? Sözünüz sözümüz, millet yolu, yolumuz olsun!" (HABER MERKEZİ)
Evrensel'i Takip Et