KCDP kapatma davası | Katledilen kadınların yakınları: Dernek bizim yanımızdaydı biz de onun yanındayız
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformuna açılan kapatma davasının 3. duruşmasında adliye önünden seslenen kadınlar, hayatı çalınan her kadının hesabını sormaya devam edeceklerini vurguladı.
Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) Derneğine “Ahlaka aykırı faaliyet yürütmek” gerekçesiyle açılan kapatma davasının üçüncü duruşması bugün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde görüldü. Katılma taleplerinin tamamını reddeden mahkeme, davayı 13 Eylül’e erteledi.
Çağlayan’da bulunan 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davaya, farklı örgütlerin yanı sıra, katledilen kadınların aileleri de katıldı.
Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği, İstanbul Barosu, SPoD, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Ankara Barosu, Ankara Barosu LGBTİ+ Komisyonu, Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği, İfade Özgürlüğü Derneği’nden avukatlar da müdahillik taleplerini iletti.
KATLEDİLEN KADINLARIN AİLELERİ: SESİMİZİ DUYURDULAR!
Ayrıca erkekler tarafından öldürülen kadınların ailelerinden İrem Karlıdağ ve Hande Sayın da katılma talebini iletti.
Katledilen Muhterem Göçmen’in yeğeni Saadet İrem Karlıdağ, “2013 yılında teyzem benim gözümün önünde öldürüldü. Teyzem öldürülmeden önce uzaklaştırma kararımız vardı ama faydasını görmedik, sesimiz duyulmadı. Sonrasında platformla tanıştık ve sesimiz duyuldu. Her zaman yanımızdaydılar, biz de onların yanındayız. Bu dava hukuksuzdur, platformumuzu kapatmayın” diyerek talebini iletti.
Yanlış teşhis sonucu yaşamı etkilenen Nevbahar Sayın’ın annesi Hande Sayın ise “Kızımın yaşam hakkı ve eğitim hakkı gasbedilmiş durumda. Platform yıllardır benim yanımda. Biz bu davayı kabul etmiyoruz” diye konuştu.
Daha sonra tanıkların dinlenmesine geçildi. Ankara’da erkek öğrencisi tarafından öldürülen akademisyen Ceren Damar’ın babası Mustafa Damar tanık olarak konuştu. “Onlar bize destek oldu. Ben de vatandaş olarak onlara destek vermem gerektiğini düşündüm” diyen Damar, “Gönüllü olarak davamızı takip ettiler. Hukuka aykırı hiçbir hareketleri yoktur” dedi.
DERNEK KAPATILMASIN, GÜÇLENDİRİLSİN
Daha sonra tanık olarak Deniz Aktaş’ın annesi Figen Yetişkin dinlendi. Yetişkin, “Kızım 4 Mart 2015’te polis kapıdayken öldürüldü. Platform bana ulaştığında ben çok çok kötü bir şekildeydim. Ben onlardan 16 mahkeme boyunca destek gördüm. Bana avukat sağladılar. Ben onların hukuksuzluğun görmedim. Hep benimleydiler. Benimle beraber mahkemeye geldiler. Ben derneğin kapatılmasını değil güçlendirilmesini istiyorum. Ben onlardan çok şey öğrendim. Onlar benimle beraber yürüdüler ben de onlarla birlikte yürürüm. Öldürülen hiçbir kadın bu platform yüzünden öldürülmedi. Onara ahlaksız demek bize hukuksuz demektir” dedi.
Daha sonra Arzu Sena Topuz ise şunları söyledi: “İstanbul Adliyesi’nde cinsel saldırı davamlı vardı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu her zaman yanımda oldu, beni destekledi. Davayı kazandık. Hukuka aykırı bir faaliyetleri yoktur.”
Eski eşi tarafından kaçırılan Şilan Narman ise, “Dernekle, kaçırma davam esansında yolum kesişti. Her davama geldiler. Çok desteklerini gördüm. Dernekle alakalı bahsedilen konuların hiçbiri yok. Bize destek veren ve mahkemelerimize gelen bir dernek. Tamamen aile gibi bir dayanışma içindeyiz” dedi.
Ara kararını açıklayan mahkeme davaya katılma taleplerinin tamamını reddetti. Dava, 13 Eylül ertelendi.
KCDP dava sonrası basın açıklaması gerçekleştirdi.
"BİZİM İŞİMİZ BU OLMAMALI"
Platform avukatlarından Leyla Süren, “Bizim işimiz bu olmamalı” dedi ve ekledi: “Bizim işimiz kapatılmaya çalışılan dosyaların açılmasını istemek olmalı. Biz böyle zaman kaybetmemeliyiz. Ve de daha önemlisi, bu kadınlar öldürülmeden önce çözümler bulmalıyız. İstanbul Sözleşmesi'nden imza çekildi denilip kadın ölümü sayısının azaldığını söyleyen devlet görevlileri, her nedense şüpheli şekilde öldürülen kadınları görmek istemiyorlar. Sayıdan bile kabul etmek istemiyorlar. Hiçbir kadın da toprak altında olmayı istemiyor. Bir tek kadın öldürülmediği gün emin olun bize ihtiyaç olmayacak.”
"YAŞAM HAKKIMIZA, ÖZGÜRLÜĞÜMÜZE KASTEDEN BİR İTTİFAK"
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim ise şunları söyledi: “Bizim tanıklarımız, öldürülen kadınların yakınlarıydı. Hepsi hem kendi yaşadıklarını hem platformumuzda birlikte nasıl mücadele ettiğimizi anlattılar. Bugün duruşmamız ertelenmiş olabilir. Bizim önümüzde çok hayati bir gün daha var. Bugünkü kadar önemli ve daha da önemlisi bugünün kaderini de belki belirleyecek olan bir tarih ve gün daha var. 14 Mayıs, bu ülkedeki seçimlerin yapılacağı tarih olacak. Ve sadece bir tarihi değil, kadınların seçiminin de bir tarihi olacak. Bu yüzden karşımızda kadınlar böyle vahşice öldürülürken kadın cinayetleri artarken şüpheli kadın ölümleri artarken gördüğünüz tanıkları ailelerimizi yürüttüğümüz mücadeleyi sizler de tanıksınız bizim mücadelemize. Biz bunları yaşarken kadınların yaşam hakkı meselesiyle ilgili olan 6284 sayılı yasayı pazarlık konusu etmeye dahi cüret ettiler. Cüret eden cumhur ittifakı, utanç ittifakıdır, kadın düşman ittifakıdır. LGBTiQ+’ların düşmanı ittifaktır. Yaşam hakkımıza, özgürlüğümüze kasteden bir ittifaktır.”
"KADINLARDAN NE İSTİYORSUNUZ"
Katledilen kadınlardan Aysun Yıldırım’ın annesi Hüsniye Yıldırım, “28 Şubat 2018 tarihinde kızım katledildi. Benim kızımın dosyası kapatılırken bizim yanımızda olan, bizimle omuz omuza mücadele veren Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ydu, hep yanımızdaydı. Siz bir defa utanın. Platformu kapatmak istediğiniz için utanın. Benim kızımın mahkemesi kurulmadı, adaleti sağlanmadı. Ama siz Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na davalar açıyorsunuz. Siz adaleti bilmeyenlerdensiniz, adalet benim kızımın buradaki kadınların hakkını savunanların yanında olmaktır. Siz hak hukuk bilmiyorsunuz. Siz kadınlardan ne istiyorsunuz?” dedi.
KADINLAR DURUŞMA ÖNCESİNDE "HUKUKSUZ DAVALAR BİZİ DURDURAMAZ" DEDİ
Duruşma öncesi adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. Dava öncesi adliye önünden seslenen kadınlar, “Hukuksuz davalar bizi durduramaz. Bu davadan hangi sonuç çıkarsa çıksın hayatı çalınan her kadının hesabını soracağız” dedi. Davayı takip etmek ve KCDP ile dayanışma göstermek amaçlı Ekmek ve Gül, EMEP’li kadınlar, TİP’li kadınlar gibi farklı örgütler de yer aldı.
“Platform durmayacak kadın cinayetlerini durduracağız” pankartını açan kadınlar sık sık “Hukuksuz davalar bizi durduramaz”, “Kadın cinayetlerini durduracağız” sloganları attı.
"HAYATI ÇALINAN HER KADININ HESABINI SORACACAĞIZ"
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platform temsilcisi Gülsüm Kav, “Biz her hava şartında, her türlü zorlukta kadın cinayetlerini durdurmaya ve bunun için mücadeleye kararlıyız. Bir yıldır bizi uğraştırdıkları şeye bakın. Bu memlekette uğraşılacak şey bu mudur? Kadınlar öldürülmesin diye mücadele eden kadınları durdurmaya çalışmak mıdır? Bu davadan hangi sonuç çıkarsa çıksın hayatı çalınan her kadının hesabını soracağız” dedi.
"BİR DERNEĞİN TABELASI KANUNA AYKIRI GELEMEZ"
Platform avukatlarından Leyla Süren, “Bugün avukatlar günü, şu üzerimdeki cüppe içinde öldürülen meslektaşlarımın günü. Depremde ölen meslektaşlarımın günü. Sadece 15 günlük koruma kararını bir hâkim uygun gördüğü için 11 kurşunla öldürülen sevgili meslektaşım Müzeyyen’in günü” dedi ve sözlerine şöyle devam etti: “5 Ekim’den bu yana 95 davaya girmişiz. 161 duruşma yapılmış ve biz hala burada kanuna ve ahlaka aykırı gelmekten yargılanıyoruz. Bir derneğin tabelası kanuna aykırı gelemez. Biz katilleri yakaladığımız için mi ahlaka aykırı davranıyoruz? Şubatta 11 kadın öldürüldü ve Türkiye'de ilk kez 12 şüpheli kadın ölümü oldu. İlk kez şüpheli ölüm kadın cinayeti sayısını geçti. Çünkü diyorlar ki nasıl olsa kimse işini yapmıyor bari izleyerek öldürelim. Bu nedenle bu dava çok önemlidir.”
"BİZ BU ANLAYIŞI TARİHİN ÇÖPLÜĞÜNE GÖNDERECEĞİZ"
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, bu dava bütün kadınların davası olduğunu aktararak, “Hukuksuz bir kapatma davası açıldı. Bizler her gün kadınlar öldürülürken kadınların yaşaması için en temel yaşam hakkı için mücadele ediyoruz. Kadınlar eşit, özgür yaşasın diye mücadele ediyoruz. LGBTİQ+lar ayrımcılık yapılmasın diye nefret cinayetlerine kurban gitmesinler diye mücadele ediyoruz ve sadece bununla da kalmıyoruz. Bizler kim eşitsizliğe uğrarsa kim haksızlığa uğrarsa onun yanında yer alıyor. Bütün eşitsizliklere karşı da mücadele ediyoruz. Depremde halkın enkaz altında bırakılmasının karşısında halkımızla birlikte mücadele ediyoruz çünkü biz biliyoruz. Kadın cinayetleri durdurulabilir. Depremin ardından enkazlar olmayabilir, ölümler olmayabilir ve biz bunu durdurabiliriz. Kadınlar hayatta tutan 6284 sayılı kadına yönelik şiddetten koruyacak olan kanunu hangi anlayış kaldırmak isteyebilir? İstanbul sözleşmesini hangi anlayış imzayı geri çekti? Bu anlayış Taliban anlayışıdır, İran'daki Molla rejiminin anlayışıdır. Biz bu anlayışı tarihin çöplüğüne göndereceğiz” dedi.
"KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR"
Kadın cinayetlerinde hayatını kaybeden kadınların aileleri adına Ceyda Yüksel’in annesi Filiz Demiral söz aldı.
Kızının 20 Ağustos 2020 yılında katledildiğini söyleyen Demiral, görülen 11 duruşuma da Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun yanında olduğunu aktardı.
Demiral, “Öfkem çok büyük. Platformun kapatılması, İstanbul sözleşmesinin feshedilmesi sırf tarikatlardan oy kaybetmemek için kadınların üzerinden siyaset uyguluyorlar. Kadın cinayetleri politiktir diyoruz. Adalet sarayının önünde biz adalet arıyoruz. Türkiye için çok utanç verici bir şey. Hakkımı helal etmiyorum. Cumhurbaşkanına asla hakkımı helal etmeyeceğim. Ölüler hakkını helal edemez, kızım hakkını helal edebilir mi? Burada katledilen kadınlar hakkını helal eder mi? Hakkımı da vermiyorum, oyumu da vermiyorum” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)