06 Nisan 2023 04:20

"Otomobil parçaları üretiyoruz ama TOGG alacak paramız yok"

"Çalıştığım fabrikada dünyanın en büyük otomotiv şirketlerine parçalar üretiliyor. Makineler 7 gün 24 saat durmadan çalışıyor."

Fotoğraf: TOGG

Paylaş

Beyaz yakalı bir işçi
Esenyurt-İstanbul

Merhaba Evrensel okurları,

Son birkaç aydır hepimizin kafası tam kapasite dolu. Ocak ayında zamlar, EYT yasası. Şubat ayında 10 ili kapsayan büyük depremle birlikte sevdiklerimizi, dostlarımızı kaybetmemiz... Derken seçim maratonu başladı. Akşener ne yaptı, altılı masa dağıldı mı, kim kimi destekleyecek, sarı tuvalet terliği Erdoğan’a karşı aday gösterilir mi? Bu sorular her günkü sohbetlerimizin konusu oluyor.

Ben döküm fabrikasında çalışan bir beyaz yakalıyım. Çalıştığım fabrikada dünyanın en büyük otomotiv şirketlerine parçalar üretiliyor. Makineler 7 gün 24 saat durmadan çalışıyor. Yerli ve milli aracımız TOGG fiyatı açıklandığında fabrikada pek de ilgi uyandırmadı. İnsanların deprem ve seçimle meşgul olmasının da etkisi var tabii. Ama her gün otomobil parçalarının üretim sürecini kolaylaştırmak için kafa patlatan mühendisinden, dökülen parçayı kalıbın içinden maşa ile alan makine operatöründen, 800 derece sıcaklıktaki fırına alüminyum külçesi atan döküm işçisine kadar bu fabrikanın çalışanlarının hayatındaki gerçek şu: Günde binlerce, ayda yüz binlerce araçta kullanılacak parçayı organize bir şekilde üretirken, borçlanmadan sırf bu işi yaparken kazandığımız ücret ile bir yerli otomobil sahibi olamıyor olmamız. Peki neden parçalarını ürettiğimiz bu otomobillere binmek için bu parçaları üretmekten fazlasını yapmak durumundayız?

Hadi diyelim araba alamadık. Depremde yıkılmayacak sağlam bir ev de alamıyoruz. Hadi satın da alamadık. Şehir içinde sağlam bir binada oturmak için en az asgari ücret kadar kiralar ödemek gerekiyor.

Yaşamak bir cehennem azabı haline gelmiş durumda. Hem çok çalışıp çok üreten hem de hiçbir şeye sahip olmayan bir topluluk haline geldik. Durumun bu hale gelmesinde tek adam iktidarının etkisi çok büyük elbette. Fabrikada konuştuğum işçilerin çoğu tek adama karşı olduğunu beyan ediyor. Fabrikamdaki bu durum gerçekten de seçimlere yansırsa tek adam iktidarı son bulabilir. Ancak tek adam gittikten sonra araba parçaları üreten döküm işçileri borçlanmadan, fazla mesai yapmak zorunda kalmadan, sağlam ve konforlu bir ev, araba, kendisini ve ailesini garanti altına alacak kapsayıcı ve ücretsiz bir sağlık sistemi, çocuğunu bilimsel ve sosyal anlamda geliştirecek ücretsiz bir eğitim sistemine sahip olacak mı? Evet seçim bir imkan ve bu imkanı sonuna kadar kullanarak tek adam iktidarına son vermeliyiz. Ama işçi ve emekçiler olarak güvenli evlerde yaşamanın, ihtiyaçlarımıza yetecek ücret almanın, uzun saatler çalışmak zorunda kalmadan geçim sağlamanın yolunu birlikte aramak gerekiyor.

İyi yaşam koşullarına sahip olmakla övünen Avrupa ülkelerinin halkları kendi kaderlerini yalnızca seçimle belirlemiyorlar. Siyasete sendikalarla, örgütleriyle, grevlerle, eylemlerle yön veriyorlar. Bizi kurtaracağını umduğumuz bir kahramanı seçmek yerine biz de kendi kaderimizi kendimiz belirlemek için bir araya gelmeliyiz diye düşünüyorum.

ÖNCEKİ HABER

Moskova’daki dörtlü zirvede Suriye ve Türkiye’ye "Esnek ve yapıcı olun" çağrısı

SONRAKİ HABER

Çavuşoğlu: İsrail'le angajmanımız Filistin davası pahasına olamaz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa