06 Nisan 2023 11:08

Denizli Barosu, kuraklık ve kirliliğe ilişkin söyleşi düzenledi

Denizli Barosu, 5 Nisan Avukatlar Günü’nde, stajyer avukatlara yönelik “Kirlilik ve Kuraklığın Pençesinde Büyük Menderes Havzası” söyleşisi düzenledi.

Fotoğraf: Hilmi Mıynat/Evrensel

Paylaş

Hilmi MIYNAT
Denizli

Denizli Barosu, 5 Nisan Avukatlar Günü’nde, stajyer avukatlara yönelik “Kirlilik ve Kuraklığın Pençesinde Büyük Menderes Havzası” söyleşisi düzenledi. Staj Komisyonu’nun düzenlediği söyleşide Gazeteci Yaşar Tok sunum yaptı. Büyük Menderes Havzasını tarihsel kökeniyle birlikte anlatan Tok, kuraklık ve kirliliğin nedenlerini sıraladı. Etkinliğe Büyük Menderes İnisiyatifi temsilcileri ve Pamukkale Üniversitesi’nden akademisyenler de katıldı.

Açılış konuşmasını yapan Denizli Barosu Başkanı Adnan Demirdöğer, “Siyasette avukatlar olması gerekir, ticarette avukatlar olması gerekir, hukukta zaten olması gerekir. Bununla birlikte geleceğin en büyük tehlikesi olan iklim değişikliğiyle mücadele ve bilinçlendirme konusunda yine meslektaşlarımızın olması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Denizli Barosu Staj Komisyonu Başkanı Muhsin Dinçer de söyleşinin ardından Gazeteci Yaşar Tok’a ve salondaki dinleyicilere teşekkür ederek bu tür etkinliklerin önemine dikkat çekti.  

SANAYİ VE İŞLETME KAYNAKLI KİRLİLİKLER

Büyük Menderes Havzasında uzun yıllar inceleme ve araştırma yapan Gazeteci Yaşar Tok, Büyük Menderes’in tarihsel, kültürel, ekonomik ve kültürel önemini aktardı. Tok, ulusal ve küresel bağlamda ekoloji ve çevre sorunlarını anlattığı sunumunda, Büyük Menderes’te kirlilik ve kaynaklarını sıraladı. Sanayi ve işletme kaynaklı kirlilik, kentsel atıkların kirlenmedeki rolü, çevre yerleşim atıklarının kirletici rolü, tarım ilaçları ve kimyasal kirlenme, su kaynakları yönetimi gibi kaynaklar sıralayan Tok, Organize Sanayi Bölgeleri’nin atıklarının havzadaki kirlilik kaynaklarında arıtma yapmayan işletmelere yaptırım uygulanması gerektiğini ifade etti. 

“KAMU YÖNETİMLERİ KÂR DEĞİL KAMU YARARI GÖZETMELİ”

Büyük Menderes Havzası’nı önemli kılan başlıca faktörlerin başında, kültürel miras, ekoloji ve çevre sorunları, ekonomi ve turizm, havza yönetim planı gibi etmenlerin geldiğini belirten Tok, “Büyük Menderes ölürse Ege ölür. Sanayi atıkları sorunu köklü biçimde terbiye edilmeli. Tarımsal üretimin sulama ve ilaçlama yöntemleri dönüşmeli. Yerleşim atıkları bertarafı ve atık suların arıtımı büyükşehir belediyeleri tarafından çevreci yaklaşımla çözülmeli. Kamu yönetimleri kâr değil kamu yararı gözetmeli. Kırsaldaki işletmelere sadece istihdam olarak bakılmamalı. Su yolunda doğayı vahşice kullanma sona ermeli. Su güzergahında halk su yönetimine katılmalı. Vahşi sulama konusunda önlemler alınmalı. Merkezi idare ve mülki amirler sorumluluk üstlenmeli. Ç.Ş ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nun denetim süreç ve yöntemleri kifayetsiz. Büyük Menderes bir rant alanı değil. Sivil inisiyatifler birer kamusal denetim mekanizmalarıdır. ‘Aktivist’ olarak görülmekten vazgeçilmeli” sözleriyle tespit ve önerilerini paylaştı. Tok ayrıca Pamukkale’nin yapılaşmaya açılıyor olmasına tepki göstererek buna ilişkin bir toplumsal mücadelenin gelişmesi gerektiğini vurguladı.

ÖNCEKİ HABER

Yassıada, yıllığı 4.2 milyon TL'ye Albayrak Grubu'na kiralandı

SONRAKİ HABER

GSM şirketleri sildikleri depremzede borçlarını vergiden düşebilecek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa