İş güvencemizi müzakere etmeyiz

RESMİ RAKAMLAR BİLE HÜKÜMETİ ÖZETLİYOR

Resmi kurumlarda bile kayıt dışı istihdamın yüzde kırklar seviyesinde olduğunu aktaran Özgen, “Resmi rakamlara göre kamuda sözleşmeli çalışanların sayısı 2001 yılında 13 bin 914 iken 2011 yılında 23 kat artarak 322 bine ulaşmıştır. Kamuda istihdam edilen taşeron işçi sayısı 2000’li yılların başında 20 bin iken bugün göre 600 bine dayanmıştır” dedi. Özgen, özel sektörde çalışanlar da eklendiğinde taşeron firmalarda istihdam edilenlerin sayısının 3 milyona ulaştığını belirtti. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) ortalamasına göre bir kamu emekçisinin 15 kişiye hizmet ettiğini aktaran Özgen, “Türkiye’de bir kamu emekçisi 30 kişiye hizmet veriyor. Bu rakamlara rağmen memur sayısı fazla demek gerçekleri çarpıtmaktır” dedi.

Hükümetin “İş güvencesine dokunmayacağız” söylemini samimi bulmadıklarını söyleyen Özgen, “Eğer samimilerse ekonomik ve sosyal hakları daraltmasınlar, genişletmek için adım atsınlar” dedi. Yasa ile mücadele konusunda ise, “Bu konuda grev dahil tüm mücadele yöntemlerini kullanmaktan geri durmayacağımızı kamuoyuna ilan ediyoruz” diye konuştu.

Sempozyum Hacettepe Hukuk Fakültesi Bölümünden Prof. Dr. Ali Murat Özdemir, Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi Bölümünden Didem Sevgili Gençay ve Devlet Personel Başkanlığı Başkan Yardımcısı Enes Polat’ın sunumlarıyla devam etti.

KAMU PERSONEL SİSTEMİNDE NELER DEĞİŞECEK? * 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu yerine yeni bir kamu personel mevzuatı oluşturulacak. Sistemi hayata geçirmek için bu yıl içinde pilot uygulamalara başlanacak. * Part-time, evden çalışma, çağrı üzerine çalışma, kiralık işçi gibi esnek çalışma koşulları kamu emekçileri için de gündemde. * Çalışma hayatında “Başarılı olanlarla başarısızları ayırmak için performans değerlendirme kılavuzu” hazırlanacak. Ancak performans ölçümünün neye göre yapılacağı ve statü hukuku içerisinde kimin bu değerlendirmeleri yapacağı konusu belirsiz. * Sosyo-ekonomik açıdan daha az gelişmiş bölgelerde nitelikli hizmet sunumu için deneyimli çalışanların bu bölgelerde istihdamına önem ve öncelik verileceğini açıkladı. Böylece büyük şehirlerde görev yapan kıdemli ve nitelikli personelin az gelişmiş il ve ilçelere gönderilmesi mümkün olacak. * Kamu emekçilerinin öğrenim durumlarına göre kadro derecelerine yükselmelerini ön gören bir model oluşturulacak.

GREV HAKKI YOKSA, SENDİKA DA YOKTUR

Çalıştayda konuşan Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Ofisi Direktörü Ümit Deniz Efendioğlu ise, ILO’nun 98 sayılı sözleşmesinde toplu sözleşme hakkının güvence altına alındığını belirtti. Efendioğlu, “Toplu sözleşme ve ILO içtihatlarında yer alan grev hakkının olmadığı veya sınırlandırıldığı bir çalışma düzeninde, sendikal örgütlenme hakkından tam olarak söz etmek mümkün olamaz” dedi.  (AnkaraEVRENSEL)