09 Nisan 2023 03:54

Yeter çektiğimiz yeter, sarı dünyam tütün benim

Nuray Sancar bu hafta Dimitır Dimov’un "Tütün" romanını yazdı.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Nuray SANCAR

Dimitır Dimov’un Tütün romanı ’70’li yıllardan bu yana aynı adla veya Sarı Dünya başlığıyla birçok yayınevinden çıktı. Böylece bu kitap kuşakların hayatına girebilme imkanı buldu. Kor Yayınları genelde iki cilt olarak basılan bu kitabı şimdi tek ciltte toplayarak yeni baskısını yaptı.

Tütün, Bulgaristan edebiyatının başyapıtlarından ve sosyalist gerçekçiliğin önemli romanlarından biri. Zamanında Bulgar eleştirmenlerince epey tartışmaya neden olmuş bir kitap. Yazarın sürekli çatışma halindeki, iki ayrı sınıfa ait kahramanlarını saf kötülük ve iyilik halinde değil; onların koşullara bağlı karakter oluşumları içinde, git gelleri ile resmetmesi sosyalist gerçekçiliğin icrası konusunda farklı görüşlerdeki yazarlar tarafından pek hoş karşılanmamıştı. Ne var ki Dimov’un eseri bu tartışmalardan sağ salim çıkmayı ve hayatı bütün karmaşıklığı ile anlatan bir eser olarak kitaplığımızdaki müstesna klasiklerin içinde yerini almayı başardı.

Tütün, İkinci Dünya Savaşı öncesinde Hitler faşizmi Almanya’da adım adım yerleşirken bu süreci sert dönüşümlerden geçerek yaşayan Bulgaristan toplumundaki sınıf çatışmalarını işliyor.  Roman Tıp Fakültesi Öğrencisi İrina ile zengin olmak için yanıp tutuşan Boris’in ilişkisini eksenlerinden biri olarak alır. Bütün ilişkilerini acımasız bir rekabetin döndüğü tütün dünyasındaki yükseliş ivmesine göre anlamlandıran Boris, Nikotiana tröstünde yüksek bir mevkiye gelmesini sağlayan ‘patron’un kızı Maria ile birlikte olmak için İrina’yı terk eder. Maria ile evlenir ve Nikotiana’nın sahibi de olur. İrina’yı yeniden hatırladığında, akıl ve ruh sağlığı bozulmuş olan Maria’nın boşalttığı işlevsel alanı onunla doldurur.

Bulgaristan’ın Almanya ve Avusturya’ya yaptığı tütün ihracatında en büyük payı Nikotiana alabilsin diye hem diğer Bulgar tröstleriyle hem de Avrupa’daki diğer firmalarla; işin işine şantajın, tehdidin, mafyatik düelloların, köşeye sıkıştırmaların ve hatta kadın takdimi dahil ikram ve hediyelerin girdiği alışveriş ilişkisi Boris’in acımasız dünyasını şekillendirir. İrina’yı da piyasaya sürecektir gözünü kırpmadan. 

İHANET VE BAĞLANMA

Diğer yandan savaşa doğru giderken Bulgaristan işçi sınıfı da kaynamaktadır. Patronlara daha fazla kâr sağlayan, işçileri parça başı ücretlendirmeye tabi tutan yeni üretim yönteminin uygulandığı tütün fabrikalarında çalışanlar artık açlıkla yüz yüzedir. Tütün üreticileri ise ürünlerini aşağılanmadan satabilmek ve yılı yarı aç yarı tok çıkarabilmek için eksperlerin huzurundadır. İşsiz sayısı artmış, ekmek aslanın ağzındadır. İşçiler içindeki kaynamayı, örgütlenme eğilimini hafiyeleriyle takip eden, işçi önderleri üzerinde büyük bir baskı uygulayan güvenlik güçleri işçi sınıfı içindeki illegal ağlara sızmak, grev komitelerinin içine ajan yerleştirmek için var güçleriyle çalışırlar.

İşçiler içinde örgütlenmeye çalışan Komünist Partinin kitleselleşmesinin önündeki en önemli engellerden biri bu yoğun baskıyken diğeri de parti içindeki iç tartışmalardır. Partinin çalışma yöntemleri, taktikleri, aydın kesimden gelenler ile işçi sınıfından partililerin ilişkilerinin nasıl düzenleneceği konusundaki ayrışmalar birkaç işçi liderinin partiden atılmasıyla sonuçlanır. Bu ayrımlar yakın yoldaşları, sevgilileri ve kardeşleri bile karşı karşıya getirir.

Partiden atılanlardan biri de Boris’in kardeşi Pavel’dir. Parti yönetimi onun ağabeyi üzerinden potansiyel bir burjuva olma ihtimalinden korkmaktadır. Ağabeyi ile kanlı bıçaklı sınıf düşmanı Pavel partisinin dışına düştüğünde partili bir babanın kızı olan Lila’nın aşkını da kaybeder. Fakat sınıf mücadelesi ve bu mücadelenin içinde yer alanların hayatı onları bambaşka mecralara sürüklemeye devam edecektir. Sınıf mücadelesinin sert, çetin koşulları yakınlıkları, kardeşlik bağlarını, aşıkları ve her türlü bağlılıkları sürekli olarak sınamaktadır. Buna bir de savaş koşulları eklenir.

HER ŞEYİN BİR BEDELİ

Doğuya doğru hızla ilerleyen Nazilerin başlattığı İkinci Dünya Savaşında Hitler Bulgaristan’daki iş birlikçilerini de hizaya sokar. Boris’in pazarlık masalarında ‘ödül’ haline getirdiği İrina, bu ilişkilerin kolaylaştırıcısı rolünü oynarken Nikotiana’nın sahibi sevgilisinin sunduğu yaşam konforunun bedelini etiyle, itibarıyla öder.

Bulgaristan işçi sınıfı, komünist partinin önderliğinde partizan savaşı vermeye başladığında baş düşman faşizmin bir kama gibi yardığı ülkede toplumsal gruplar yeniden saflaşır.

Faşizmle iş birliği halindeki sınıfların ülkeye yaydığı kokuşmuş hava içinde yeni hayat kan pahasına filizlenirken roman karakterlerinin yerleşik konumları da kayganlaşır. İrina partizan kuzenine yardım ederken, Pavel partisini ve sevdiği Lila’yı geri kazanmışken belirir sahnede. Savaş öncesinin işçi önderlerinin bir kısmı partizan savaşında ölür. Geri kalanlar savaş sonrasında halk cumhuriyetini inşa edeceklerdir.

İNSAN İLİŞKİLERİNİN DİYALEKTİĞİ

Dimitır Dimov Tütün’ü yabancı olmadığı bir dünyadan yazmıştır. Üvey babasına ait bir tütün firmasında çalıştığı yıllarda gözlemlediği olayları anlatma tarzı ve tekelci burjuvazisinin iş birliği ile yükselişini şahıslandırma biçimi o denli gerçekçidir ki eseri hem tarihsel bir değer kazanmış hem de ulusal sınırları aşabilmişti.

Roman karakterleri büyük savaş öncesinde belirleyici olan sınıf çatışmaları ile, savaş sırasında Nazizme karşı mücadeleyi aynı zamanda bir ulusal sorun haline getiren siyasi iklim değişiklikleri arasında beklenmedik tutumlar sergilerler. Burjuvazi için Nazilere yakın kanadıyla iş birliğinde yeterince öne geçemeyenlerin bölüşümden aldıkları payın belirlediği bir değişimdir bu. İşçi sınıfı için mevcut düzenden her türlü beklentinin kesildiği, korku duvarının aşıldığı bir karar hattı kurulur.

Dimov’un insanları bütün bu değişimleri içinde tarihsel rollerini oynarlar. İş birliği altında büyüyen hırs, öfkeyle yer değiştiren nedamet, ruh boşluğunu dolduran arayış… İnsan hayatının toplumsal koşullara göre şekilden şekle giren diyalektiği; fakat bir insanın şefkatli, uysal, hırçın veya kurnaz olup olmamasından bağımsız olarak bütün ilişkilerin derininde hazır ve kurulmuş sınıfsal refleks. Dimov’un başarısı bunu okura hissettirmesindedir. 

Tütün, Kor Yayınlarından Burhan Arpad çevirisiyle yayımlandı.

Bu arada Kapak Tasarımcısı Mahir Akkoyun bu satırlar yazılırken gözaltına alınmış ve bırakılmıştı. Gözaltına alınma gerekçesi ‘Pahalılık bizim yüzümüzden’ yazılı stickerlerı hazırlamak olarak belirtilmişti. Mahir’e geçmiş olsun.

ÖNCEKİ HABER

İzmir depreminde yıkılan Emrah Apartmanı ile ilgili 2 belediye görevlisine dava

SONRAKİ HABER

Kan stokları kritik seviyenin altında | Ameliyat ve tedaviler aksayabilir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa