09 Nisan 2023 14:29

Ukrayna’nın ‘bahar taarruzu’ planı ve müzakere hesapları

45 bin askerle “bahar taarruzu”na hazırlanan Ukrayna ordusunun üçte ikisi NATO tarafından eğitimden geçirildi. Hedefin 24 Şubat sonrası Rusya’nın ele geçirdiği kentleri geri almak olduğu belirtiliyor.

Fotoğraf: Elif Görgü/Evrensel

Paylaş

Yücel ÖZDEMİR
Köln

Almanya’da hafta sonunda düzenlenen Paskalya gösterilerine katılan binlerce kişi bir kez daha savaşa ve silahlanmaya tepki gösterirken, Batılı emperyalist devletler ise Ukrayna’da kapsamlı bir “bahar taarruzu” ile Rusya’nın ele geçirdiği toprakları geri almanın hesaplarını yapıyor. Bu çerçevede son bir ay içinde ABD, Almanya, İngiltere tarafından gönderilen modern Leopard 2 ve 1, Challenger, Abrams tanklarının etkili olması bekleniyor. Tankları kullanmak için aylardır yetiştirilen Ukrayna askerleri de büyük ölçüde ülkelerine geri döndü. En büyük endişe ise, son bir yıl içinde Ukrayna’nın kaybettiği askerlerin yerinin doldurulmaması. Zira eğitimli ve tecrübeli çok sayıda asker savaşta hayatını kaybettiği için yeni yetiştirilenlerin belirlenen hedeflere varamayacağı da yapılan hesaplar arasında.

Hafta sonunda Junge Welt’te Reinhard Lauterbach’ın yazdığına göre, 5’en bin kişilik 9 tugaydan, toplam 45 bin askerle “büyük taarruz”a hazırlanan Ukrayna ordusunun üçte ikisi NATO tarafından eğitimden geçirildi. Bunların büyük bir kısmı Almanya’daki ABD üslerinde eğitim gördü. Yine 10 bin asker de İngiltere’de eğitime tabi tutuldu. 10 bin askerin daha İngiltere’ye götürülerek eğitilmesi öngörülüyor. Söz konusu yazıda “Buna rağmen, Ukrayna ordusunun üçte biri halen taarruza katılabilecek durumda değil” deniyor. Ukrayna’da yayın yapan Strana News’in verdiği habere göre ise cephedeki askerlerin yüzde 15’i taarruza katılmaktan yana değil.

Ukrayna’nın taarruz harekatına karşı asker sayısını 300 bin artıran Rusya’nın ne kadar direnme kabiliyetine sahip olduğu da yapılan hesaplar arasında.

BATI VE UKRAYNA’NIN HESABI

Cumartesi günü Süddeutsche Zeitung’un “Savaş yeni aşamada” başlıklı haberinde, “bahar taaruzu” planları ve savaşın bundan sonra nasıl devam edeceğine dair ayrıntılı bilgiler paylaşıldı. 7 Nisan’da da ABD’de savaşa dair 1 Mart tarihli birçok “gizli” ve “çok gizli” ibareli belge, sosyal medya hesapları üzerinden de sızdırılmıştı. Gazetenin üst düzey bir diplomata dayandırılarak verdiği haberde, Batı’nın desteğiyle taarruz başlatacak olan Ukrayna’nın öncelikli hedefinin Rusya’yı savaş başlamadan önceki sınırlara püskürtmek, sonra da tek taraflı ateşkes ilan etmek olduğu belirtildi. Böylece, bir yıl içinde kaybedilen topraklar geri alınmış olunacak. Tek taraflı ateşkesin ardından NATO ve Batılı ülkeler Rusya’ya güvenlik garantisi vermek amacıyla müzakerelerin başlatılması için diplomatik girişimleri yoğunlaştıracak. Ukrayna Başkanlık Bürosu Başkan Yardımcısı Andrij Sybiha da Financial Times gazetesine bu doğrultuda şu açıklamada yapmıştı: “Savaş muharebesinde hedeflerimize varır ve Kırım sınırına yaklaşabilirsek, o zaman diplomatik girişimler tartışmaya açılabilir.”

Bu açıklama Ukrayna’nın Donbass ve Kırım’ı almaktan vazgeçtiği biçiminde yorumlandı. Zira Ukrayna Güvenlik Konseyi Sekreteri Olexij Danilow, bir süre önce Kırım ve Donbass’ın geri alınmasında dair bir plan hazırlamıştı. Süddeutsche Zeitung’daki yazıda, ABD’nin de Kırım ve Donbass’ın geri alınması yönünde bir askeri hamleye sıcak bakmadığı, buna gerekçe olarak da Rusya’nın tepkisinin kontrolsüz olabileceği gösterildi.

“Bahar taarruzu” ile Kırımı geri almak yerine, Rusya ile Kırım arasında doğrudan kara bağlantısını kesmenin daha önemli olabileceği de seçenekler arasında. Taarruzda, Rus ordusunun Bahmut’a yoğunlaştığı bir dönemde güneyde Melitopol’e saldırmanın da seçenekler arasında olduğu ifade ediliyor. Asıl hedef Herson-Melitopol-Mariupol hattını ele geçirmek. Böylece Rusya güneyde yeniden Kırım’a sıkıştırılmış olacak. Planın farkında olan Rusya, bu hatta askeri yığınağını son haftalarda arttırdı. Son aylarda çatışmaların yoğunlaştığı Bahmut’u, Rus ordusu ve paralı askerler olan Wagner Grubunun elinden almanın çok da kolay olmayacağı hesaplanıyor.

TANKLAR TEK BAŞINA YETECEK Mİ?

Batılı emperyalist ülkeler ve Ukrayna, Batılı ülkeler tarafından gönderilen modern tanklara güveniyor. Basında yer alan bilgilere göre nisan sonuna kadar Ukrayna’ya toplam 60 Alman yapımı “Leopard 2”, 30 İngiliz yapımı “Chellenger”, Polonya ve Çekya’nın elinde bulunan ve modernleştirilen eski SSCB yapımı 150 adet T-72 panzeri ve 180 adet “Leopard 1” tankı teslim edilmesi planlanıyor.

Ancak bu kadar tank ve panzerin de Ukrayna’ya ciddi mevziler sağlayamayabileceği ifade ediliyor Rusya’nın elindeki füzelerde kolay bir şekilde pek çoğunu imha edebileceği, bu nedenle de Ukrayna’nın da füzelerle donatılması gündemde. ABD daha önce 150 km menzili olan “Himars” füzelerini verebileceğini ifade etmişti. Ancak şimdi bunların vaktinde yetişmeyebileceği dile getiriliyor. Bu nedenle Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, ABD yönetimine tepkili.

Denilebilir ki, “bahar taarruzu” Zelenskiy ve Ukrayna’nın, kaybettiği toprakları geri almak için son hamlesi olabilir. Bu hamleden başarıyla çıkmadığı takdirde içeride ve dışarıda savaşın bitirilmesi, müzakere sürecine geçilmesi için çağrılar yoğunlaşacak, baskı artacak. Bu nedenle, Batılı emperyalistler ve Ukrayna yönetimi, belirlenen hedeflere ulaşmak için ağır kayıpların olacağı bugünden görülebilen yeni bir saldırıya hazırlanıyorlar.

UKRAYNA NATO VE AB’YE ÜYE OLACAK MI?

Batılı ülkeler tarafından önümüzdeki süreçte yanıtlanması gereken bir diğer önemli nokta ise Ukrayna’nın NATO ve AB üyeliğinin ne olacağı. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, geçtiğimiz yıl eylül ayında, ülkesinin hızlandırılmış bir şekilde NATO’ya alınması için başvuruda bulunmuştu. Bu konudaki en önemli karar ise 11 Temmuz’da Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta yapılacak NATO Zirvesinde verilecek. Fiili olarak NATO’nun parçası olan Ukrayna’nın, tam üye olmasına ise pek sıcak bakılmıyor. Bu nedenle, İsrail ile ABD arasındaki “özel ilişkiye” benzer bir ilişkinin Ukrayna ile de kurulması seçenekler arasında. Bu “özel ilişki” sayesinde ABD, İsrail’e her türlü askeri desteği veriyor. Bu durumda, NATO’nun Rusya ile bir savaşa girmesinin engellenebileceği ifade ediliyor.

AB üyeliği ise daha güçlü bir seçenek. Ancak, bu konunda ise AB ülkeleri kesin bir tarih vermeye yanaşmıyor. Bu nedenle, Zelenskiy’nin Batı kampının her iki önemli kurumuna üyelik heyecanı şimdilik sönmüş durumda. Hem NATO hem de AB, üyelik sürecine Ukrayna’nın değil kendi çıkarlarını temel alarak yaklaşıyor.

ÖNCEKİ HABER

Maltepe Küçükyalı metro istasyonunda üniversite öğrencisi intihar girişiminde bulundu

SONRAKİ HABER

Emek Partisi 14 Mayıs seçimlerinde hangi ilde kimleri aday gösterdi?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa