Samandağ halkı moloz dökümüne karşı bilgilendirme toplantısı yaptı

Samandağ halkı “Samandağ rant şirketlerinin malı değildir, hayatımız sağlığımız satılık değildir” diyerek uzmanlarla bir araya geldi.

09 Nisan 2023 17:00
Paylaş

Hatay’ın Samandağ ilçesine bağlı Yeşilköy’de dün moloz dökümüne karşı nöbet başlatan halk Yeşilköy mezarlık kompleksinde bilgilendirme toplantısı yaptı. Bilgilendirme toplantısında yaşam ve sağlık hakkı özelinde enkaz kaldırma, taşıma, depolama ve hukuki süreçler tartışıldı. Burada mühendisler ve asbest uzmanları ile bir araya gelen halk ardından basın açıklaması düzenledi.  

“BU SÜRECİ HEP BİRLİKTE TERSİNE ÇEVİRECEĞİZ”

İlk sözü alan TMMOB Kimya Mühendisi Yönetim Kurulu Üyesi Onur Gökulu, döküm alanlarıyla ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti. Gökulu, “İktidar sizlerin çığlıklarına fazla yer vermiyor ancak bilin ki tüm vatandaşlarımızın mücadelesi ses getiriyor, umarım hep beraber bu süreci tersine döndürmeyi başaracağız. Bu da mücadele ile olacak” dedi.

Çevre Mühendisleri Odası Üyesi Ali Çiftçi de yönetmelik kapsamında atıklar için geçici depolama alanların tespitinden, uygun bir şekilde ayrıştırılmasından bahsetti. Çiftçi, "Şuanda bizim önceliğimiz molozların ayrıştılması ancak bir de sağlığımızın olduğunu da göz ardı etmemiz gerekiyor. Bu depolama alanları kurulurken tarım arazilerine ve ormanlık alanlarına kurulmamalı” dedi. İnşaat yıkıntı atıklarının kontrolü yönetmeliğine de değinen Çiftçi, sürecin takipçisi olacaklarını belirtti.

Asbest döküm uzmanı Cafer Fidan ise asbest söküm işiyle alakalı nasıl bir süreç yürütüldüğünü anlattı. “Asbest içinde olan malzemelerin sızdırmaz şekilde paketlenip insansız taşıma araçlarıyla depolara götürülmelidir” diyen Fidan özellikle çatı kaplama malzemelerine dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Bir diğer asbest söküm uzmanı Mehmet Karakuş da, asbestle nerelerde karşılaşılabileceğini anlattı.

"ASBEST ÖLÇÜMÜ ÖNEMLİ"

Kimya Mühendisleri Odası Genel Başkanı Engin Çörüşlü de,  asbestle birlikte başka birçok tehlikeli maddelerin varlığına dikkat çekti. Asbestin ciddiye alınması gereken bir tehlike olduğunu belirten Çörüşlü, “Mülki amir ve bakanlık sorumlu ama belediyelerin de çok büyük sorumlulukları var. Asbestle ilgili sürekli ölçüm yapılması lazım. Burada yapıldığını düşünmüyorum. Oysa yürürlükte olan yönetmelikte var; asbest ile çalışılan herhangi bir yerde bu ölçümün yapılması lazım” dedi.

Havada asbest ölçümüne vurgu yapan Çörüşlü, “220 milyon ton benim hesabına göre atık var, 20 milyon tonu şuanda enkaz halinde, geriye kalan ise ağır hasarlı binaların yıkımı dolayısıyla ortaya çıkacak. 200 milyon enkaz oluşturulacak ağır hasarlı binaların yıkımına başlamayalım eğer çökme riski yoksa, kalmalı. Zaten düzgün atık depolama sahası için de zamana ihtiyaç var. O zamana kadar nihai bir atık oluşturulması sağlanır ve o binalar sonra peyder pey yıkılabilir” diyerek öneride bulundu.  

"ENKAZ BU SİSTEMİN KENDİSİDİR"

Dr. Cemalettin Küçük de “Biz ne istiyoruz?” sorusunu tartıştırdı. Küçük, “Alelacele bu yıkıntıları sizin anılarınız olan bu parçaları tanımadan atmak mı bir yere, yoksa olduğu yerde ayrıştırmak mı? Beton impartorluğu ekonomik kısmıdır bu işin, ekolojik kısmı ise bunları olduğu yerde ayrıştırmak demektir. Enkaz bu sistemin kendisidir ve bir beton imparatorluğudur” dedi.

"BU MÜCADELE AYNI ZAMANDA ÇOCUKLARIN KORUNMASI MÜCADELESİDİR"

Gıda mühendisi Bülent Şık ise çok sayıdaki toksik kimyasallara dikkat çekerek enkaz alanında bulunan toksik sayısına ise 85 bin dedi. Şık bu sayının çok daha yüksek olabileceğini belirterek "Atıkları, enkazı bir tehlikeli madde gibi düşünmek zorundayız. Kullanılamayacak ve tehlikeli kategorideki her türlü malzemeyi bertaraf etme yolu izlenmelidir. Burada ise bilimsel yaklaşımdan uzak, insan sağlığına zarar veren bir uygulama var. Bu mesele sadece bölgenin meselesi değil, burada üretilen ürünleri ihracaat ile de tüketen tüm insanların meselesidir” diye konuştu. Özellikle çocuklara yönelik zarardan da bahseden Şık, “Enkazın gelişi düzel alana boşaltılmaması mücadelesi aynı zamanda çocukların korunması için de mücadeledir” dedi.

Dr. Ali Kocabaş da sağlık alanı açısından bölgedeki gözlemlerine değindi. Özellikle koah ve astım hastalıklarının şiddetinin arttığına ve oluşacak hastalıklara dikkat çekti. (Samandağ/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

26. Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri sahiplerine teslim edildi

SONRAKİ HABER

Yeşil Sol Parti'nin milletvekili aday listesi belli oldu: İşte il il adaylar...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa