09 Nisan 2023 19:28

İş bulabilme umuduyla Mersin'e gelen depremzedeler derme çatma çadırlarda kalıyor

Mersin’e gelen bazı depremzedeler millet bahçesine yerleşmiş. Ne iş bulabilen ne de barınma ihtiyacını karşılayan depremzedeler çadırlarının hafif bir rüzgarda başlarına yıkıldığını söylüyor.

Fotoğraf: Mahsun Kılıç/Evrensel 

Paylaş

Mahsun KILIÇ
Mersin

6 Şubat depremlerinin üzerinden geçen 2 ayda pek çok sorun hâlâ devam ediyor. Depremin yıkıma neden olduğu illerden Mersin’e gelen yerli ve göçmen çok sayıda depremzede millet bahçesinde kalıyor. Barınma, temel ihtiyaçlara erişim ve beslenmede sorunlar yaşanıyor.

Akdeniz’de bulunan millet bahçesinde ağırlıklı olarak göçmen depremzedeler kalıyor. Hafif şiddetli rüzgarda uçmaya başlayan çadırların suya da dayanıklı değil. Depremzedeler, “Benim devletim gelip de ne yiyorsun ne içiyorsun diye sormadı” diyerek yaşadıkları sürece tepki gösterirken; göçmen depremzedeler yaşadıkları sorunların yanı sıra ayrımcı söylemelere de maruz kaldıklarını anlatıyor.

SUYU CAMİDEN ALIYORLAR

Depremden birkaç gün sonra Maraş’tan Mersin’e gelen Hale, 3 çocuk annesi. Eşi Suriye’de savaşta hayatını kaybetmiş. Maraş’ta okul öncesi öğretmenlik yapıyormuş. Depremde evi hasar gördüğü için Mersin’e gelen Hale, barındıkları çadırları kendi paralarıyla aldıklarını ifade ederek “4 aile kalıyoruz ve hiçbirimiz çalışamıyoruz. Yemek dışarıdan geliyor. Alışveriş kartı verdiler, onunla da temel ihtiyaçlarımızı karşılayabiliyoruz” diyor.  Elinde PET şişelerle gelen çocuklarını işaret eden Hale, su ihtiyaçlarını ise camiden karşıladıklarını söylüyor.

Çalışamadıkları için ellerinde kalan tüm paranın tükendiğini söyleyen Hale, “Maraş’ta çalışırken biriktirdiğim para tükendi. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Çocuklar düzenli beslenemiyor. Temel ihtiyaçlarımız için de imkanlar çok kısıtlı. Rüzgardan çadırlarımız uçuyor. Yağmurda zorlanıyoruz. Bunlar yetmez gibi bir de ayrımcılığa maruz kalıyoruz” dedi.

Hale’nin 12 yaşındaki kızı ise maruz kaldıkları ayrımcılığı “Depremi sanki biz yapmışız gibi davranıyorlar, Suriye’ye gidin diyorlar” cümlesi ile özetliyor.

"ALLAH’A EMANET YAŞIYORUZ"

62 yaşındaki Yüksel Ehlis Osmaniye’den gelmiş. Depremden sonra günlerce sokakta kalan Ehlis, “Devletim gelip de sormadı ne yiyorsun, ne içiyorsun diye. Kalbimden rahatsızım. Eşimin de belinde 8 platin var, bel fıtığı. Şehir hastanesi buraya uzak. Anlayacağınız Allah’a emanet yaşıyoruz. Burada bir öğün yemek bulsak ikinciyi bulamıyoruz. Kaldığımız yerin girişinde yemek yapıp başka yere yolluyorlar. Çadırda kalanlara yemek veremiyoruz diyorlar. Cebinde paran varsa yiyebiliyorsun. 5 bin lira yardım aldım o da Osmaniye’den gelene kadar bitti” diye konuştu.

"KALDIĞIMIZ ÇADIRLAR RÜZGARDA UÇUYOR"

Suriyeli depremzedeler uçan, yıkılan çadırını göstererek yanımıza geliyor. Ahmet 3 çocuk babası. Antakya’dan 3 hafta önce iş bulabilmek ve daha güvenli bir bölgede yaşayabilmek için gelmiş. Antakya’da inşaat işlerinde çalışırken deprem sonrası işsiz kaldığını söyleyen Ahmet, “Yemek ve temel ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz, o yüzden de yetkililerden yardım istiyoruz” dedi.

Konuşmak için sabırsızlanan Ali anlatmaya başlıyor bu sefer: “Annemle, kız kardeşim ve 4 çocukla birlikte çadırda kalıyoruz. Kirada kaldığımız ev hasar görünce günlerce dışarıda kaldık. Sonra buraya geldik ama burada çalışamıyoruz, kimse de yardım etmiyor. Kaldığımız çadır rüzgarlı havalarda uçuyor, yıkılıyor” dedi.

3 hafta önce Antakya’dan Mersin’e gelen Cemal Ali, “Hiçbir yardım alamadık şu ana kadar, çalışacak bir iş de bulamıyoruz. Doğru düzgün yemek bulamıyoruz, temel ihtiyaçlar için millet bahçesinin tuvaletini kullanıyoruz” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Kayısı üretiminde monilya tehlikesi

SONRAKİ HABER

Eskişehir Şehir Tiyatroları İstanbul’a geliyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa