Esenyurt’tan bir işçi yazdı: Emekçilerin gündemi seçim
20 yılı aşkın bir süredir AKP hükümetlerine büyük bir öfke, en hafifinden “Artık yeter, değişim şart. Çok şans verdik ama bunlar halkın sorunlarına çare olmaktan uzak” diyenlerin sayısı artıyor.
Fotoğraf: DHA
Esenyurt’tan bir işçi
Seçime neredeyse bir ay kala toplumun birçok kesiminde 14 Mayıs sonrası nasıl bir Türkiye olacağının soruları zihinleri meşgul ediyor. Kuşkusuz ki 14 Mayıs sonrası için ortak beklenti daha iyi bir Türkiye özlemi. Mahallede, pazarda, alışverişte, dolmuşta, herkes bu tartışmaların içinde.
20 yılı aşkın bir süredir AKP hükümetlerine büyük bir öfke, en hafifinden “Artık yeter, değişim şart. Çok şans verdik ama bunlar halkın sorunlarına çare olmaktan uzak” diyenlerin sayısı artıyor. Bazı kişiler ise AKP’nin ilk dönemlerinin çok iyi olduğunu ama sonrasında bozulduğunu, sebep oldukları yıkımla yoksulluğu artırdığını söyleyerek “Artık oyumu daha iyi bir aday için kullanacağım” diyor. Bir taraftan da AKP’nin ve Erdoğan’ın iyi olduğunu, hatalarının olduğunu, bunların da düzelebileceğini, yeniden bir şans vereceğini söyleyenler de var. Bunlar ise AKP’nin trol ordusunun organizasyonu ile hazırlanan propaganda videoları ve yazılarından beslenerek, “Türkiye 20 yıldır milli hamleler başlattı. Bundan başta ABD ve AB ülkeleri çok rahatsız. SİHA, İHA, TOGG, gaz, petrol ile artık göbeğimiz kesildi. Kendimize yetecekken bu güçler Erdoğan’ı yıkarak Türkiye’yi bağımlı hale getirmeye çalışıyor. Eski Türkiye’ye dönmek ülke için yıkım” şeklinde laflar ediyor. Öte yandan Kılıçdaroğlu’na yönelik ağza alınmayacak cümleler kurdukları da nasıl bir kara propaganda etkisinde olduklarını gösteriyor.
DEPREM DE ETKİLİ OLDU
Bunun karşısında Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyenler ise tüm bu kötü gidişat karşısında ülkenin düzelmesi umudunu arıyor. Tek adam rejiminin Türkiye’nin başına gelmiş en büyük felaketlerden biri olduğu, yoksullaşmanın sebebinin Erdoğan ve AKP olduğunu söyleyerek 14 Mayıs’tan sonra yeni bir Türkiye beklentisi içine de giriliyor. Bir yandan da 20 yıllık tahribatın nasıl üstesinden gelineceği de soruluyor. Bu konuda endişe duyanlar da var.
6 Şubat depremleri sonrası devletin tüm kademlerinin bölgedeki halka yardım elini uzatmak yerine seyirci kalması, buna karşın devrimcilerin, sosyalistlerin dayanışma ağını örgütlemesi halkın gerçek dostlarının kimler olduğunu göstermiş oldu. Bu tutum tüm Türkiye’de halkların gönlünde taht kurdu. Bunu konuştuğumuzda insanlar devletin, hükümetim depremde sınıfta kaldığını, onlarca yıldır toplanan deprem vergilerinin nereye harcandığını sormadan geçemeyeceklerini ifade ediyor. 14 Mayıs’ta tüm bu yaşananlardan hesap sorma adına sandığa giderek yeni bir Türkiye için oy kullanacağını söyleyen insanların genel eğimi bu yönde diyebiliriz.
