Görsel iletişim tasarımcısı Mahir Akkoyun: Sıkışmış siyaset algısını aşmalıyız
Geçtiğimiz günlerde sticker tasarımları gerekçesiyle gözaltına alınan Mahir Akkoyun, "Toplum, kendi siyasi gündemini, siyaset yapma biçimini dayatmalıdır. Sıkışmış siyaset algısını aşmalıyız” dedi.

Fotoğraflar: Mahir Akkoyun (solda), Emirhan Durmaz/Evrensel | Sticerkar (sağda), @mahirgra/Twitter
Emirhan DURMAZ
İzmir
Geçtiğimiz günlerde “Bu ürün size pahalı mı geldi? Erdoğan sayesinde” yazılı stickerları tasarlaması sonrası gözaltına alınan görsel iletişim tasarımcısı Mahir Akkoyun ile gözaltı sürecini ve tasarımlarını konuştuk. Hakkındaki suçlamaların hiçbir dayanağı ve temeli olmadığını söyleyen Akkoyun, “Toplum, kendi siyasi gündemini ve kendi siyaset yapma biçimini dayatmalıdır. Sıkışmış siyaset algısını aşmalıyız” dedi.
7 Nisan sabahı evinden gözaltına alındığını ve nöbetçi mahkemeye sevk edildiğini belirten Akkoyun, "İlk başta Cumhurbaşkanına hakaret suçlaması yöneltilmişti. Ancak, ifademi tamamladıktan sonra saat 12 gibi ‘oy verirken aklınızda bulunsun’ yazılı bölüm sebebiyle stickerların ilan noktalarının haricinde yasaklı yerlere yapıştırılmasından ve ‘asılsız şayia çıkarmaktan’ dolayı ‘seçim kanununa muhalefet’ suçlaması da eklendi. Lakin, tabi ki suçlamaların hiçbir dayanağı ve temeli olmamasından dolayı serbest bırakıldım. Sürecin bundan sonra nasıl işleyeceğine dair ise pek bir fikrim yok” diye konuştu.
"TASARIMLARIM ‘KAFA KESECEĞİZ’ DEMEKTEN DAHA SAKINCALI BULUNDU"
Gözaltı sürecine dair böyle bir durumla karşılaşacağını tahmin ettiğini dile getiren sanatçı Akkoyun, "Açıkçası bu kadar kısa bir zamanda olmasa dahi sonunda başıma ne geleceğini biliyordum ve tasarımları bunun bilincinde olarak yaptım. Toplumsal açıdan en çarpıcı gündem olan şeyin yalın ve tırnak içerisinde farklı bir biçimde dile getirilmesi ve bunun geniş kitleler tarafından özümsenmesi, elbette bana gözaltı yahut tutuklama olarak dönecekti. Öyle ki, iktidar ve ortağı tarafından aleni gerçeklerin bu şekilde yüksek perdeden aktarılması ‘kafa keseceğiz’ diye tehditler savurmaktan daha sakıncalı” ifadelerini kullandı.
"ŞAYİALARIM ASILSIZ OLSAYDI SÜREÇ BU ŞEKİLDE YÜRÜMEZDİ"
Asılsız şayia çıkarmak suçlamasını değerlendiren Akkoyun, “Şayialarım asılsız olsaydı gündemde bu denli yer edinemezdi. Ekonomik sorunların, yoksulluğun, sefaletin gerçekliğini konuşmaya ve tartışmaya gerek dahi yok. Bunun yanı sıra ülkede olup biten her şeye dair sorumluluk alan ve defalarca ‘sorumluluk bana aittir’ diyen de Erdoğan’ın kendisidir. Bu bakımdan, tasarımlarımın gerçeklikle örtüşmeyen herhangi bir yanı yok” dedi.
"MESELE DÜŞÜNDÜĞÜNÜ İFADE ETMEK DEĞİL SONRA NE OLACAĞI"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Bundan 12 yıl önce Türkiye’de insanlar kendilerini rahatça ifade edemiyorlardı. Bugün Erdoğan’ın Türkiye’sinde herkes düşündüğünü ifade edebiliyor, kimse çekinmiyor” sözlerini hatırlattığımız Akkoyun şu şekilde konuştu; “Mesele zaten düşündüğünü ifade etmek değil. Düşündüklerini ifade ettikten sonra ne olacağı, başına nelerin geleceği. Ancak şunu ifade etmek gerekir ki, böylesine önemli bir seçime doğru giderken insanların yaşadıkları gerçeklere dair ettiği her söz çok kıymetli. Düşündüklerimizi, yaşadıklarımızı söylemeli ve yaymalıyız. Bundan çekinmemeli, korkmamalıyız. Görüyoruz ki, gerçeğe dayalı söylenenler çabucak özümsenebiliyor ve başına gelenlerde de yalnız bırakılmıyorsun.”
"SIKIŞTIRILMIŞ, SIĞ BİR SİYASET ALGISI VAR"
Toplumun gerek belirli korku aygıtlarıyla gerekse seçime sıkıştırılan siyaset gündemiyle sindirildiğini ve baskılandığını ifade eden Akkoyun, “Ülkemizde 4-5 senede bir oy atmaya sıkıştırılmış, sığ bir siyaset algısı var. Tasarımların bu denli karşılık bulması, tırnak içerisinde farklı yahut yaratıcı bulunması biraz da bu sebepledir. Bu ana kadar Erdoğan’ın, Kılıçdaroğlu’nun yahut İnce’nin konuşulduğu bir düzlem vardı. Ancak demokrasiyi seçimlere, öte yandan siyaseti ise yalnızca siyasetçilerin yaptığı bir şeye indirgememeliyiz. Nitekim, toplum olarak bu sıkıştırılmış siyaset algısının sonuçlarını yaşıyoruz. Halbuki, her birimiz kendi alanlarımızdan bir şeyler ortaya koymalıyız. Toplum, kendi siyasi gündemini ve kendi siyaset yapma biçimini dayatmalıdır. Öyle ki, seçimlerden sonrası için de aynı şeyleri yaşamamaya bizi götürecek olan yol budur” diye konuştu.
Evrensel'i Takip Et