12 Nisan 2023 07:00

Birleşmiş bir tabanın muhalefeti

Baskıya, zora, şiddete, tek adama karşı kol kola yan yana emeğe, eşitliğe, özgürlüğe yürümeliyiz.

Fotoğraf:Alex Radelich/Unsplash

Paylaş

Burak FURKAN

Dicle Üniversitesi

 

Dünya uzun süredir kaynıyor. Kaynamanın nedenleri her geçen gün derinleşen ekonomik kriz, Ortadoğu'dan Avrupa'ya sıçrayan emperyalist savaşlar, mülteci krizleri, yükselen sağ popülizm... Bu sistem kabul etsek de etmesek de bizi, dünyayı hasta ediyor. Bugün İran, Fransa, Güney Amerika, neredeyse tüm Ortadoğu... Farklı coğrafyalar, farklı kültürler, uzaktan bakınca birbirini hiç anımsatmayan sorunlar, talepler; aynı manzaralar, kol kola insanlar, eylemler... Bir şeylerden bıkmış ve değiştirme gücünün kendisinde olduğunu keşfetmiş insanların, kitlelerin eylemleri...

Bence çok büyük bir çoğunluk rahatsız olduğumuz sistemin içinde biraz da kendi konfor alanımızı yaratmışız, Bugün aynılaşmaya bu kadar zorlandığımız, baskı, zor, şiddet politikalarının hayatımızın her alanını kuşattığı zamanlarda çekinerek itiraz ediyoruz, mücadeleye kendimize ördüğümüzü düşündüğümüz güvenlik çemberlerinin ardından usulca dahil olmaya çalışıyoruz.

Aslında dikkatli bakarsak bu aynılaşmaya doğru da gidiyor: modern kölelik. Kırsaldan kopup kentleşmenin furyasına kapıldığımız oranda üreten bireyler olmaktan uzaklaştığımız, tüketenler olduğumuz da bir gerçek. İnanmayanlar yüz yıl önce köy toplumunun üretim-tüketim ve şimdi kendimizin toplumunun üretim-tüketim durumuna bakabilir. Madem bu sistem, bizi bu yaşantıya itti ve bu koşullar altında mücadele edeceğiz, o zaman başka yollara başvurmalıyız. Yıllardır bir tabu haline getirdiğimiz, ulaşmak istediğimiz yollar eğer gidilecek yere götürmüyorsa bizi, değiştirip başka bir yolla özgürleşmeye koşmalıyız.

BİR KİŞİ DAHİ EKSİK OLMAMALI

Şu an dünyadaki bu toplumsal muhalefet planlanmış bir muhalefet değil, kendi yaşamına dair kendi sözünü söyleyenlerin, söylemek isteyenlerin artık geldiği son noktada yükselen, eylemliliğini de kendiyle getiren, halkların yıllarca bastırılmış sesinin artık hiçbir engeli tanımaksızın yüķselmesi.Tüm bu aynılaşmanın, baskının, zorum şiddetin yanında aramıza konan yapay engeller, açılmaz gibi gözüken barikatlar var. Düşmanlaşmamız için her defasında bize hatırlatılan farklılıklarımız. Ancak her zaman olduğu gibi çıkış yolu bulabiliriz bence. Olabildiğince hoşgörülü ve müsamahalı davranarak toplumsal muhalefeti büyütüp alanlara çıkmalıyız. Her kesimin direnişine birlikte bayrak açabilmeliyiz. Kadın olmadan kadın mücadelesi, işçi olmadan işçi mücadelesi, genç olmadan genç mücadelesi, ezilen ulus olmadan ezilen ulus mücadelesi, yok sayılan mezhep olmadan yok sayılan mezhep mücadelesi... Bakın daha uzayıp giden bu örneklerle bütün toplum bir cümleye sığdı. Olabildiğince bu insanları birleşebildiğimiz alanlara, emek ve özgürlük alanlarına çekip ittifakları olabildiğince genişletmeliyiz. Çünkü 1 Mayıs bir kesimin tekelinde değil; tüm işçilerin-emekçilerin ve onların gençlik kuşaklarının, Newroz yasakların değil tüm halkların. Her özgürlük alanını özerk bir alan olarak görüp diğeriyle bağlamanın, etkileşime geçirmenin yollarını aramalıyız. Belki 8 Mart'ta etkileşime geçtiği insanlar sayesinde ilk defa 1 Mayıs'a gelebilen bir insan, kazanımdır bence. Tüm farklılıklarımız, ayrılıklarımızla; baskıya, zora, şiddete, tek adama karşı kol kola yan yana emeğe, eşitliğe, özgürlüğe yürümeliyiz.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Urfa cezaevleri raporu: Sel sonrası temiz su sorunu yaşanıyor

SONRAKİ HABER

İYİ Parti Kırklareli milletvekili adayı Hilmi Kahraman istifa etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa