12 Nisan 2023 06:50

MEB öğrencilerle aynı dili konuşmuyor!

Dil öğrencilerinin birçok sorunla karşılaştığı ortada fakat bunları giderme gibi çalışmalara da şu ana kadar pek rastlamadık.

Kaynak: Freepik

Paylaş

Alp Eren ELVEREN

İzmir

 

10 ilimizi etkileyen ve “kader” olarak nitelenen deprem sonrası Milli Eğitim Bakanlığının yaptığı açıklamayla önce YKS’de 2. dönem konularına yer verilmeyeceğini, daha sonrasındaysa üniversitelerin uzaktan eğitim ile devam edeceğini öğrenmiş olduk. Pandemi sürecinde MEB’in bu girişiminin bir fiyasko ile sonuçlandığını tekrar hatırlatmaya gerek yok.

FIRSAT EŞİTSİZLİĞİ YARATMA AMACIYLA MI BU KARARLAR ALINIYOR?

MEB’in Aralık 2019’da EBA Akademik Destek adlı öğrencilere sözde destek ve yardım girişiminde eşit ağırlık, sözel ve sayısal olarak öğrencilere üç seçenek sunulduğunu gördük. Dil öğrencilerine de ilerleyen zamanda yer verileceğini düşünmüştük ancak aradan 3 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen dil okuyan arkadaşlarımız hala Akademik Destek’ten faydalanamıyor. Deprem sonrası YKS’nin 2. dönem konularını kapsamaması, bir bütün olarak işlenen ve ayrılamayan İngilizce konularının sınavda nasıl yer alacağı da ayrı bir muamma.

Diğer bölümdeki arkadaşlarımızın da yaşadığı üzere biz de kaynak konusunda sorun pek tabii yaşıyoruz. Özellikle konu dil kaynakları olunca karşımıza fahiş fiyatlarla birlikte sayısı bir elin parmaklarını geçmeyen seçenekler sunuluyor. Zaten asgari ücret ile çalışan ve emekçi ailelerin çocuğu olan bizler, diğer bölümlerdeki arkadaşlarımız ile kaynak kitap konusunda MEB’in de desteğini göremiyoruz. Nitekim sorunlarımız YKS’yi atlatınca bitmiyor. Devlet üniversitelerinde dil okuyan öğrenci arkadaşlarımızın uzaktan eğitim ile devam ettiğini fakat vakıf üniversitelerinde okuyanların ise yüz yüze eğitime kaldığı yerden devam ettiğini de görmüyor değiliz.

Halihazırda, ülkemizde eğitimin niteliksizliği başlı başına bir sorunken bir de üstüne seçicilikten yoksun bir dil sınavı ekleniyor. Dünyada en yaygın ve kabul gören IELTS ve TOEFL adlı dil sınavlarında 4 beceri test edilirken YDT adlı sınavda ise öğrencilerimiz sadece tek beceriye dayalı bir sınava tabii tutuluyor. Peki neden bu sınavlar değil de YDT? Bildiğimiz üzere üniversite sınavının bir parçası olan YDT’nin yurt dışında bir geçerliliği olmuyor.

BİZİ NİTELİKSİZ ÜNİVERSİTE MEZUNU OLMAYA ZORLUYORLAR

Mezun olduğum 85. Yıl Anadolu Lisesinde konuştuğum bir arkadaş şunları dile getirdi, “Zaten müfredatta olan yetersizlik, eksik matematik dersleri, hala gördüğümüz yetersiz 2. yabancı dil dersleri, kaynak kitapların fahiş fiyatları gibi sorunlar yetmiyormuş gibi bir de tek beceriye dayalı bir sınava tabii tutulduğumuz ve yabancı dil bilgimizden ziyade matematiğin sıralamamızı belirlediği bu sınav sisteminde diğer bölümden YDT’ye giren arkadaşlarımız dolayısıyla yabancı dil sınavında bile önümüze geçebiliyor.”

Dil öğrencileri konuştuğumuzda taleplerinin sorunlarla paralel olduğunu ve imkânsız şeyler istemediğimizi görüyoruz. Bu sorunlar elbette kendiliğinden fark edilip çözülecek değiller. Okullarda sorunlarımızın çözüme ulaşması için taleplerimizi her türlü iletişim kanalından duyurmamız gerekiyor. Eğer taleplerimizi şimdi dile getirmezsek bizden sonra gelecek olan öğrenciler daha da büyük sorunlar ile yüzleşmek zorunda kalabilir. Dil öğrencilerinin yaşadığı eşitsizlik ve sorunlar çözülmek zorunda.

ÖNCEKİ HABER

Gençler spora erişebildi mi de başarı gelsin?

SONRAKİ HABER

Antalya'da 8 öğrenci için hapis cezası talebi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa