12 Nisan 2023 06:59

Survivor değil Van İl Halk Kütüphanesi

Van İl Halk Kütüphanesi’nde sıra kapma yarışı sürüyor. Kütüphanede yer bulabilmek için sabahın erken saatlerinden kütüphanenin açılış saatine kadar sırada beklemek gerekiyor.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Birhat ATEŞ

Ertuğrul DEMİR

Van

 

Eğitimde eşitsizlik son zamanlarda en yakıcı haliyle karşımıza çıkıyor. Şimdi mevcut sınav sisteminde bir gencin idealindeki üniversiteye gidebilmesi için elinin altında bulundurması gereken araçlara ufak bir göz atalım. Okulundaki dersleri sıkıca takip edip tekrarlarını yapması için odaklanabileceği sessiz bir ortam, soru çözebilmesi için bol bol kitap, deneme çözmek için bolca deneme seti, çözemediği soruların çözümünü gösterecek ve anlamadığı konuları kendisine tekrar anlatabilecek özel öğretmenler ya da dershaneler… Bu liste uzar gider. Her sene yeni yeni yayınlar çıkıyor, piyasa yığınla kaynak kitapla dolu. Neredeyse her köşe başı dershane ve özel öğretmen dolu, her dershanenin belli bir ücret karşılığı kapısını açacağı bir çalışma odası var. Var ama gençlik bu “fırsatlardan” ne kadar yararlanabiliyor?

Van İl Halk Kütüphanesi, gençler için en azından ihtiyaç duydukları uygun çalışma ortamını sağlayabilecekleri bir alternatif olarak görülüyor. Tabii ki memlekette fırsatlara parasız ulaşmanın da bir bedeli var… Kütüphanede yer bulabilmek için sabahın erken saatlerinden kütüphanenin açılış saatine kadar sırada beklemek gerekiyor. Evet burası Survivor değil, İl Halk Kütüphanesi…

Kütüphanenin açılmasına yarım saat kala sırada bekleyen Ali ve Berkan ile tanıştık. Ali iki sene mezuna bırakmış ve diş hekimliğini hedefliyor. “İlk girdiğim sene fizik tedavi kazanmıştım ama gitmedim. Çünkü atama olmuyor, 2 yıl okuduktan sonra ‘Biz sana şaka yaptık. Boşuna okudun. Sana iş yok, git evinde otur’ demelerini istemedim. Sınava ikinci girişimde diş hekimliğini kıl payı kaçırınca babam çok emek verdiğimi, bir sene daha hazırlanmamı söyledi. Dershanelere ekonomik durumu iyi olan ailelerin çocukları gidiyor daha çok. Benim ailemin ekonomik durumu o kadar kötü değil ama yine de onlara yük olmak istemiyorum. Bizim evimiz iki katlı ve 5 kişi yaşıyoruz. Görece evdekilerin sayısı az olsa da o ortamda ders çalışılmıyor. Ben de o yüzden bir senedir buraya geliyorum” diyor Ali.

Ali’ye “Eşit ve adil bir eğitim sistemi nasıl olmalı?​” diye sorduğumuzda düşüncelerini şöyle aktarıyor: “Devlet, durumu olmayan öğrencilerin dershane masraflarının ödenmesine yardım etmeli. Eğer bunu yapamıyorlarsa o zaman dershaneler de kapatılmalı.”

OKULDA BİLE DERS ÇALIŞMA ORTAMI YOK

Berkan ise meslek lisesi son sınıfta okuyor. Hedefi Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Teknikerliğini kazanmak. “Ben meslek lisesinde son sınıf öğrencisiyim. Belki de şu an okulumda olmam gerekirdi fakat orada bile ders çalışma imkânım olmuyor. Hocalarımız bize ‘İsteyen çıksın, isteyen kalıp çalışabilir’ diyor. Öyle çalış deyince de çalışılmıyor, okuldaki ortam belli. İmkânı olan öğrenciler dershanelerde çalışabiliyor, özel hocalarına soru çözdürebiliyor. Ben bir öğrenci olarak iş yerlerinde çalıştım, seyyar satıcılık bile yaptım yeri geldiğinde. Ben çabalıyorum, emek harcıyorum. Maddi imkanlarım olmasa da hayallerime ulaşmak için bir şekilde uğraşıyorum. Eşit değiliz ve bu eşitsizliğe adapte olmamız gerekiyor” diyor.

Ali ve Berkan’ın eğitimdeki eşitsizlik üzerine düşüncelerinde yalnız olmadıkları aşikâr. Kendimiz ve çevremizdekiler için bu eşitsizlikleri görmek artık hiç de zor değil. Bu sebeple belki de artık bu sorunlara dair somut çözümleri arkadaşlarımızla tartışmak ve çözümler etrafında birlikte harekete geçmenin vaktidir.

ÖNCEKİ HABER

Laik eğitim? Hak getire!

SONRAKİ HABER

Özgür bilim, nitelikli eğitim için 1 Mayıs’a

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa