Yıkımın ardından vakıf üniversitesinde okumak
Bu 1 Mayıs’a arkadaşlarla birlikte katılacağım bir aksilik çıkmazsa. Umarım bu anlattıklarım birinin hayatını değiştirmekte işe yarar.
Fotoğraf: Eda Aktaş/Evrensel
TOBB ETÜ Mühendislik Fakültesi öğrencisi
Merhaba, bu mektubu bir arkadaşımın uzun ısrarı üzerine yazıyorum. Kendimi tanıtmak isterdim ancak önümüzdeki dönem zorunlu stajım var ve bir mühendislik öğrencisi olarak okulun savunma sanayii anlaşmalarından yararlanmak dışında bir şansım yok. Antakyalı bir depremzede ailenin tek çocuğu olarak %50 burslu kazandığım bölümü bitirmek için haftanın 4 günü günde 10 saat civarı bir barda çalışmaktayım. Deprem zamanı Ankara’daydım ancak ne yazık ki ailem evini kaybetti. Birinci dereceden aile yakınlarımda kayıp yok fakat çocukluk arkadaşlarımdan kaybettiklerim oldu, dayım depremin altıncı günü enkazdan çıkartılabildi. Önce İstanbul’daki akrabalarımızın yanına gittiler, şimdi ise mecburiyetten dayımın gittiği dergahın ayarladığı bir dairede kalıyorlar. Annem ev hanımı, babam ise kundura ustasıydı. Depremden sonra çalıştığı atölye de maalesef yıkıldı, şu an iş arıyor.
Ben üniversiteyi kazandığımdan beri part-time olarak çalışıyorum ancak okulların online eğitime çevrilmesi ile birlikte daha fazla çalışmaya başlamıştım. Hibrit eğitim ve devamsızlık kararı ile de kimi zaman haftada 5 günü buluyor artık çalışmam. Sigorta yok, günde 250 lira kazanıyorum bir de bahşişler var, yaklaşık 2000 TL atıyordum kenara aylık. Okulun yıllık ücreti 60.000 TL civarı ve artık babamın bir işi de olmadığı için önümüzdeki taksitler için daha da fazla para ayırmam gerekiyor. Ayrıca, önümüzdeki ay bu ücrette bir artış olacak, Bahçeşehir Üniversitesi’nde %115 bir artışla ücretler 200.000 TL üzeri olmuş; korkmuyor değilim açıkçası. Okulun depremzedelerin eğitime devam durumuyla ilgili bir yardımı da maalesef ki henüz yok. Bu yazıyı isteyen arkadaşlar sürekli bir şeyler yapıyorlar, okul ile görüşmüşler birkaç kez onlar da öteleyip duruyormuş. Yani şaşırmıyorum artık, geçen sene de %100 zam yaptılar ama ne hikmetse okul hep zarardaymış. Belki de yatay geçişle bir devlet okuluna geçmem gerekecek ama buradan iyi bir yere geçmem de pek mümkün değil. Çalışmaktan derslere zaman kalmadı zaten bugüne kadar, YKS puanım da malum zaten, umarım okulumuz bizi zor duruma sokmaz.
Bir de arkadaşım 1 Mayıs’tan bahset demişti, çalışan öğrencilerin görüşleri bu yazıyı okuyacaklar için çok önemliymiş. Solcu arkadaşlarımın paylaşımlarından bildiğim bir bayramdır 1 Mayıs ama arkadaşlar öyle olmadığını söyleyip duruyor. 1 Mayıs’tan ne beklediğimi de yazmamı rica etmişlerdi, yani ne beklenir pek bir fikrim yok aslında ama bir şey talep edebiliyorsak şu okul ücretlerinin artışına bir sınır getirilmesini isterdim. Bir de zam talep ederdim yani, işte çalışmaktan hakikaten ders çalışacak zaman kalmıyor, en azından 1 gün derslerime ayırabilsem çok güzel olurdu. Zaten pandemidir, depremdir epey uzak kaldım derslerden. Tabii sadece isteyerek olmaz mücadele de etmek lazım ama ne mücadele edecek vakit oluyor ne de kazanacağımıza dair inanç. Korku da var tabii ama mücadelede ısrarcı insanları görünce benim de moralim yerine geliyor, çok saygı duyuyorum. Artık siyasette onların istemediği şeyler olunca üzülüyorum yani. İnşallah bu 1 Mayıs’a arkadaşlarla birlikte katılacağım bir aksilik çıkmazsa. Umarım bu anlattıklarım birinin hayatını değiştirmekte işe yarar.