12 Nisan 2023 03:36

Demokrasinin yüz karası: Türkiye’de Seçimler

Türkiye gençliği bu koşullarda Emek ve Özgürlük İttifakı’na omuz vermeli ve geleceği için seçimlerde ve seçimlerden sonra da mücadele etmelidir.

Fotoğraf: Yüksel Fırat/Evrensel

Paylaş

Enes KAAN

Erciyes Üniversitesi

 

Türkiye’de mevcut seçim sistemlerinin demokratik olup olmadığı tartışmaları uzun zamandır devam ediyor. Özellikle 2017 Referandumunun ardından bu tartışmalar gençliğin gündeminde daha çok yer etmeye başladı. Seçimlerde oyların çalındığı iddiaları da bunlara eklenince gündemde daha uzun süre yer etti. Her şeyin başında mevcut sistemin demokratik yapılarını tartışmadan önce hangi sistemle seçime gittiğimize bakmalıyız.

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ

Milletvekili seçimlerinde uygulanan sisteme geçmeden önce kısmen daha basit ve anlaşılır olan Cumhurbaşkanlığı seçiminde uygulanan sisteme göz atalım. Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “Çoğunluk sistemi” olarak adlandırılan seçim sistemi uygulanıyor. Çoğunluk sisteminde adayların seçilmesi hususunda salt ve basit çoğunluk sistemi olarak ikiye ayrılıyor. Kısaca, basit çoğunluk sistemi -belediye seçimlerinde uygulanan- en fazla oy alan adayın kazanmasına dayalı olan sistem diyebiliriz. Salt çoğunluk sistemindeyse adayların %50+1’in oyunu alması gerekiyor.

MİLLETVEKİLİ SEÇİMLERİ

Şimdi sıra milletvekili seçimlerinde uygulanan “nispi temsil sistemini” tanımakta. Diğer seçim sistemlerinde uygulananlardan farklı olarak her ülkede mevzuata göre farklılık gösterebilen bir sistemken anti demokratik uygulamalara da epey müsait bir ortam yaratır.

Şimdi son seçimden bu yana, Cumhur İttifakı’na avantaj sağlamak için değişen ve bu seçimde uygulanacak olan seçim sisteminin ufak bir simülasyonunu yapacağız. Böylece hem seçim sistemini daha anlaşılır şekilde anlatmış ve aritmetiği daha basite indirgemiş olacağız. Seçimlerde A partisi 30.000, B partisi 10.000, C partisi 42.000 ve D partisi 24.000 oy almış olsun. Girdikleri seçim çevresinde ise 6 tane vekil listesinin mevcut olduğunu düşünelim. Her parti seçim çevresinde aldığı oylardan en fazla oyu kim aldıysa 1. sıra milletvekilini o parti kazanmış olacak. Örneğin 1. sıra vekilliğini en fazla oy alan C partisi alıyor. Bundan sonra hesaplamaya devam ederken milletvekili çıkaran her partinin aldığı oyları sırasıyla ikiye, üçe ve dörde diye devam edecek şekilde bölüyoruz. Mesela C partisinin aldığı toplam oyu ikiye böldüğümüzde 42000/2=21000 şeklinde bir sonuç alıyoruz. İkinci vekili en fazla oy alan ikinci parti yani D partisi kazanıyor. Böylece 30000/2=15000 gibi bir sonuç elde ediyoruz.

Yaptığımız işlemler sonucunda ortaya çıkan sayılar arasından yine en fazla oyu alan D partisi 3. sıra milletvekilliğini kazanıyor ve 24000/2=12000 sonucunu elde ediyoruz. Son sayılar arasından fazla oyu alan C partisi kalan 20000 oyuyla 4. sıra vekilliği kazanmış oluyor. Yani 42000/3=14000 sayısına ulaşmış oluyoruz. 5. sıra vekilliği ise A partisi çıkarıyor ve böylece 30000/3=10000 sonucuna ulaşıyoruz. Son olarak 6 sıra vekilliği ise C partisi kazandığı için hesaplamaya devam etmiyoruz. Sonuç olarak karşımıza C partisi 3 vekil, A partisi 2 vekil, D partisi 1 vekil ve B partisinin vekil çıkaramadığı bir tablo çıkıyor.

Böylece oy oranı görece düşük partilerin oylarının boşa gittiği ve vekil çıkaramadıkları bir tablo elbette iktidarın tercih edeceği senaryo olacaktır. 12 Eylül’den sonra uygulanan seçim barajı uygulaması da bu temel mantığa dayanıyor.

EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI’NA OMUZ VERMELİYİZ!

Bir diğer önemli konu olan Emek Partisi’nin Yeşil Sol Parti çatısı altında seçimlere girme kararından bahsetmek gerekiyor. Gençliğin, işçi ve emekçilerin üzerindeki baskılar gün geçtikçe artıyor. Tek adam ve tek parti yönetiminin geriletilmesi gerekiyor. Bu tabloda seçimlerde Yeşil Sol Parti’nin diğer ittifak bileşenleriyle birlikte ortak listeden seçime girmelerinin Cumhur İttifakı’nın geriletilmesi gibi bir noktada durduğunu da görmek gerekiyor. Bu karar halka karşı sorumluluğumuzu yerine getirmek adına kritik önem taşıyor. Türkiye gençliği bu koşullarda Emek ve Özgürlük İttifakı’na omuz vermeli ve geleceği için seçimlerde ve seçimlerden sonra da mücadele etmelidir.

ÖNCEKİ HABER

Kadınların yol ayrımı

SONRAKİ HABER

Seçim güvenliği için birlikteliğimize güveniyoruz!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa