Deprem sırasındaki yıkım sonrasında da devam ediyor
Depremlerin üzerinden 2 ay geçmesinin ardından çeşitli çalışmalarında yer alan sağlıkçı Ahmet, asıl yıkımın şu an yaşandığını belirtip, "hani bizim can güvenliğimiz?" diye soruyor.
Fotoğraf: MA
Berfin GÜLER
Malatya
Maraş merkezli depremlerin üzerinden 2 ay geçmesine rağmen, Malatya’da hâlâ enkazlar kaldırılmış, sorunlar çözülmüş, depremzede yurttaşların ihtiyaçları karşılanmış değil. Deprem sonrası arama kurtarma çalışmalarına katılan ve enkaz kaldırma işlerinde çalışan Ahmet,” Aradan haftalar geçtiğinde ise hâlâ el sürülmemiş enkazların olduğunu duyduk ve enkaz aletleri ile gönüllü olarak çalışmaya gittik. Enkazların üzeri ilaçlanmıştı. Yer yer inanılmaz ağır kokular geliyordu burnuma. Hani her şey kontrol altındaydı? Hani bizim can güvenliğimiz? Hani ödediğimiz vergilerin karşılığı?” diye sordu.
Depremin ilk saatlerinde arabalarına alet ve makineleri yükleyerek enkaz alanlarında arama kurtarma çalışmalarına katıldığını ifade eden Ahmet, günlerce AFAD ve yetkililerin enkaz bölgelerinde bulunmadığını söyledi. Enkazlardan yaralı ve hayatını kaybeden insanları çıkardıklarını söyleyen Ahmet, yaralıları hastaneye kaldırdıklarını ama hayatını kaybeden insanları yol kenarına indirdiklerini söyledi.
"DEPREM SONRASI SÜREÇTE DE YARDIMLAR YETERSİZ"
Hemşirelik bölümü öğrencisi olduğunu söyleyen Ahmet, bu süreçte ilk yardımın öneminin gün yüzüne çıktığını söyledi. Enkaz kaldırma çalışmalarında sağlık ekiplerinin yetersiz kaldığına dikkat çeken Ahmet: “Enkaz kaldırma çalışmalarında devletin görevli personeli çok yetersizdi. Daha sonra bir sağlıkçı olarak hastaneye gidip gönüllü olarak çalışmak istedim ama alımlar durdurulmuştu. Yine de yardımcı olmak için oradan oraya nerede ihtiyaç varsa koşuşturdum. Hemşirelik bölümü öğrencisiyim, bir sağlıkçı olarak şunları söylemek isterim; Kas ve iskelet yaralanmaları hayati derecede önem arz eder. Enkaz altında kalmış bir yaralının bedenine ve uzuvlarına asla rotasyon yaptırılmaz çünkü sinir zedelenmeleri geri getirilemez hareket kaybına yol açar. Bu deprem afetinde o kadar geç kalınmış vakalar vardı ki nereye dönsem uzvunu kaybetmiş depremzede görüyordum. Enkazdan çıkarılan yaralıyı hemen bilinçsizce ısıtmaya çalışmak, su içirmeye çalışmak tehlikelidir ve ölüme yol açabilir, yaralıda geri dönüşü olmayan hasarlara sebep olabilir. Bunlar profesyonel sağlık ekipleri tarafından değerlendirilmelidir” dedi.
"DEPREM VURDU, SEL VURDU AMA HÂLÂ BİR YETKİLİ YOK"
Depremin üzerinden iki ay geçmesine rağmen hâlâ Malatya’da birçok sorunun devam ettiğini söyleyen Ahmet,” 2 ay geçti, hâlâ sularımız kirli. Duş alırken kirli sularla duş almak zorunda kalıyoruz. Depremden bu yana 2-3 defa sağanak yağmur yağdı, bölgelerde sel yaşandı. Hâlâ çadırda kalanlar için çözüm üretilmiyor. Çadırlar su altında kaldı, kalmaya da devam ediyor. Deprem vurdu, şimdi de sel vuruyor” diye konuştu.
"NEREDE CAN GÜVENLİĞİMİZ?"
Aradan haftalar geçtiğinde ise hâlâ el sürülmemiş enkazların olduğunu duyduklarını ve enkaz aletleri ile gönüllü olarak çalışmaya gittiklerini söyleyen Ahmet şöyle konuştu: “Enkazların üzeri ilaçlanmıştı. Yer yer inanılmaz ağır kokular geliyordu burnuma. Hani her şey kontrol altındaydı? Hani bizim can güvenliğimiz? Hani ödediğimiz vergilerin karşılığı? Nerede can güvenliğimiz? 2 ay geçmiş, hâlâ konteyner kentler kurulmuş durumda değil. Ne zamana kadar böyle devam edecek insanlar?” dedi.
"DEVLET MÜDAHALE ETMİYOR"
Yapılan yardımların halka nimet olarak sunulduğunu ifade eden Ahmet,” İnsanlar ailelerini, evlerini, arabalarını, eşyalarını kaybetti; sadece 10 bin TL yardım yapıldı, onu da nimetten sayıyorlar. İlk günler de devlet yoktu, 2 ay geçti hâlâ bir yetkili ortada yok. Şehirler bomboş. Geriye sadece enkazı satın alınmış binalar kaldı. Neden devlet kendi iş makineleri ile neden hemen topyekün enkazlara müdahale etmiyor? Televizyon kanallarında toplanan milyarlarca TL acaba nerede ve ne zaman harcanacak? Çadırda, konteynerde, dışarıda kalan milyonlarca insanı ev sahibi yapmak kolay iş değil ama depremzedeler için yapılan konutları depremzedelere fahiş fiyatlarla satmak da pek vicdani değil” şeklinde konuştu.