Kobane davası | "AİHM’nin 67 kararı uygulanmadı, suç işliyorsunuz"
Kobane davasında söz alan avukatlar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 67 kararının uygulanmadığını dile getirip mahkeme heyetine “Suç işliyorsunuz” dedi.
Fotoğraf: MA
IŞİD'in Kobane’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014 tarihinde gerçekleştirilen eylemler gerekçe gösterilerek Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş dahil 17'si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobane davasının 24’üncü duruşmasının 2'nci oturumu görülüyor.
Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda süren davada söz alan avukatlar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) 67 kararının uygulanmadığını dile getirip mahkeme heyetine “Suç işliyorsunuz” dedi.
Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından görülen davanın duruşmasını, HDP Milletvekili Garo Paylan, Yeşil Sol Parti MYK ve PM üyeleri, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar takip ediyor.
Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunun siyasetçilerin bir kısmı duruşmaya gelirken, farklı cezaevinde bulunan siyasetçiler, duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
SAVUNMA YAPAN PARMAKSIZ'IN MİKROFONU KAPATILDI
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada ilk olarak eski HDP MYK üyesi Bülent Parmaksız söz aldı. Parmaksız, Kürt hareketinin Türkiye toplumu ile birlikte ortak bir gelecek arayışı içerisinde olduğunu belirtti. Mahkeme heyeti, Parmaksız’ın savunmasını, dava konusunu içermeyen konuşmalar içerdiği gerekçesiyle kesti, mikrofonunu kapattı. Parmaksız, “Tavrınızı doğru bulmuyorum. Savunma hakkımı engelliyorsunuz” dedi. Bunun üzerine mikrofonu tekrar açılan Parmaksız, “28 Aralık’taki konuşmamda 'Savunma yapacağım' demiştim. Benim savunmam yarım kalmıştı, savunma hakkımı engellediniz” dedi.
Parmaksız’ın avukatı Ruken Gülağacı, mahkeme heyetinin tavrını kabul etmediğini belirterek, “Dün yargılanan müvekkiller depremden bahsetti, bu siyasi bir davadır. Bu davanın tarafı Fahrettin Altun’dur. Çünkü Altun, ‘Yargılanacaklar, ceza alacaklar’ dedi. Bu dosya o günden itibaren siyasi bir dava oldu. Bülent Bey'in savunmasına devam etmesi gerekiyordu. Siyasi, insani, vicdani her konu bu dosyanın konusudur. Biz 7 yıldır bu dosyanın peşindeyiz. Tıpkı sizin aldığınız siyasi tavır gibi müvekkilimizin sözleri de siyasi olacaktır” ifadelerini kullandı.
"SİYASİ İTHAMLARA CEVAP HAKKI YOK MU?"
Avukat Arif Ali Cangı, Parmaksız'ın savunmasının kesilmesini kabul edilemeyeceğini belirtti. Mahkeme Başkanı, Cangı’nın da sözlerini yine aynı gerekçeyle böldü. Cangı, şunları söyledi:
“Siz burada siyasi savunma yapılmasından rahatsızlığınızı dile getiriyorsunuz ama yargılanan siyasetçiler ve siyasi faaliyetleri nedeniyle yargılanıyorlar. Doğal olarak siyasi düşüncelerini savunmak durumundalar. Dışarıda seçim çalışmalarında onları itham eden siyasi bir çalışma var. Bu siyasi ithama cevap hakları yok mu? Nerede kendilerini savunacaklar. Tek açık kapıları bu duruşma. Siz bu duruşmada bunların tartışılmasını istemiyorsanız, bütün sanıkların tahliyesine karar verirsiniz. Sanıklar da dışarıda siyasi savunmalarını yaparlar. Buraya geldiklerinde de teknik olarak savunmalarını yaparlar. Bu davanın 14 Mayıs seçimlerine dair açılan bir dava olmadığını iddia ediyorsanız, buna yönelik bir davranış bekliyoruz sizden. Siyasetçilerin derhal tahliye edilmesini talep ediyorum.”
"AİHM KARARLARINI UYGULAMAK ZORUNDASINIZ"
Figen Yüksekdağ’ın avukatı Ezgi Güngördü, mahkeme heyetinin “Yargılamadan kaçınıyor” söylemine tepki göstererek, “Yargılamadan kaçınıyor dediğiniz müvekkillerimiz, hakkında 2014 yılından beri hakkında soruşturma olduğunu bile bile kaçmadı. Neyinden kaçınacağız? Söz hakkı verin, biz hazırız. Yargılamadan kaçmak gibi bir durum mümkün değil. Neredeyse savunma yapmak için yalvaracağız. Gelen giden evraklarda ısrar ediyorsunuz. AİHM'in Yüksekdağ kararı geldi bu dosyaya. AİHM kararına göre mütalaaya göndermeniz, yargılamaya devam etmeniz mümkün değildir. AİHM kararına girmeyen yeni tanıklar geldi ve bu tanıkları usulsüz dinlediniz. Hükümet bu dosyanın tamamını sundu. Buna rağmen, geçen hafta, ayın üçünde karar kesinleşti. AİHM, ‘Bu tutukluluğun devamı ihlal niteliğindedir’ dedi. Şubat 22 tarihli dilekçelerimize ne zaman cevap vereceksiniz? Siz AİHM kararlarına uymuyorsunuz ve suç işliyorsunuz. AİHM kararlarını uygulamak zorundasınız. Bu sizin işiniz. Siz 2020’den beri AİHM kararını uygulamayarak suç işliyorsunuz. Tüm tutuklu yargılananları tahliye etmek zorundasınız. Siz ceza verdiğinizde ve bunu AİHM’e götürdüğümüzde, size ‘Haklısınız’ mı diyecek? Biz AİHM kararlarının kesinleşmesi itibarıyla tutukluların tahliyesini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
"BİZ SAVUNMAYA HAZIRIZ, SİZ DEĞİLSİNİZ"
Avukat Ruken Gülağacı, heyetin verdiği bütün kararların tarihe geçeceğini belirterek şunları kaydetti:
“Biz savunmaya hazırız ama sizin hazır olmadığını görüyoruz. Bu dosyanın konusu Kobane. O yüzden oranın tarihini anlattı. Size aslında, ‘Ben siyaset yapmışsam sebebi budur’ anlatılıyor. Siz ‘Dosyanın konusu bu değil’ diyorsunuz. İnsanların ömürlerini çalmak istiyorsanız, uzun uzun konuşacaklar ve siz de dinleyeceksiniz. Bu mütalaa bir ayda yetişecek bir mütalaa değil. Önce Demirtaş kararı, sonra Figen Yüksekdağ kararını gözden geçirerek ve bu kararlara uyacak şekilde tutukluların tahliyelerini talep ediyorum.”
"KATILANLAR DİNLENMEDEN MÜTALAA VERİLEMEZ"
Avukat Mahsuni Karaman, Mahkeme Başkanı'nın savunmaları kesmesine dair, “Bu dosya siyasi saiklerle açılmış bir dosya. Müvekkilimize 'Dosyaya bağlı kalın' diyorsunuz ama dosyada hukuki bir mesele mi var? AİHM’nin 67 kez verdiği bir karara ilişkin uyarıda bulunmayın. Mahkeme ara karar ile itiraz çözer, itirazı reddetmez. 5 müvekkilimiz sorgusunu tamamlamadı. Bu esnada mütalaaya ilişkin bir ara karar kurdunuz. Siz önce cumhuriyet savcısının görüşünü alamazsınız. Burada 1500 katılan sıfatı vermişseniz, bu 1500 kişiyi dinlemek ve sormak zorundasınız. Önce savcıya soramazsınız. Katılana sormadan mütalaa veremezsiniz. Mütalaa da savunma hakkına ilişkindir. Bu dosyada hiç mütalaa almadan karar verirseniz bu dosya bozulur. Ama siz sıralamayı dikkate almadan mütalaa isterseniz, bu dosya yine bozulur” dedi.
Duruşmaya öğle arası verildi.
"DURUŞMALAR SEÇİM SONRASINA BIRAKILMALI"
Aranın ardından HDP’nin eski RTÜK üyesi Ali Ürküt söz aldı. Davanın siyasi olduğuna dikkati çeken Ürküt, “Duruşmaların seçim sonrasına bırakılmasını önemli buluyorum. Umarım bir gün yargıçlar direkt veya dolaylı olarak baskı altında kalmadan, vicdanlarıyla ve somut delillerle kararlarını kurarlar. Kumpaslarla, türetilen kanıtlar ve tanıklarla yargılama yapmaya kimsenin hakkı yoktur” dedi.
AYM ÜYELERİNİN ARANMASI
Ardından eski HDP MYK üyesi İsmail Şengül, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yaptığı konuşmalara dikkati çekti. Erdoğan’ın HDP’li siyasetçilere yönelik mütalaa verdiğini söyleyen Şengül, “Siyaset, iddianame hazırlayan, mütalaa veren bir noktaya geldi. Siz bunu nasıl kabul edebiliyorsunuz bilmiyorum. Mahkeme olarak bu konularda mutlaka bir belirlemeniz olmalıydı. AYM üyelerinin aranmış olması beklenmedik bir olay değil. Herkes bunların olduğunu düşünüyordu. Gazete haberiyle birlikte bu kanıtlanmış oldu. AİHM’nin yansıyan kararlarında da bunlar net biçimde ifade ediliyor” diye konuştu.
"SEÇİM TAKVİMİNE GÖRE HAREKET EDİYORSUNUZ"
Söz alan Avukat Kenan Maçoğlu, heyetin “saraydan” talimat aldığını söyledi.
Dosyada yargılanan siyasetçilerin savunmaların bitmeden tanıkların dinlenmeye başlandığını ifade eden Maçoğlu, şunları dile getirdi:
“Heyetinizde önceden Bahtiyar Bey vardı. Kendisinin ilk mahkemesine gittik izledik. Kendisi itiraf etti. Bu dosyaya girdiğinde kendini MİT görevlisi olarak gördüğünü ve böyle başkanlık ettiğini itiraf etti. Buna rağmen sizin aksinize CMK’nin bazı hükümlerini uyguluyordu. Siz ne yaptınız? Sorgular bitmedi, geldiniz tanıkları dinlediniz. Önünüzde seçim takvimine bağlı bir ajanda vardı. Size bu yönde bir talimat geldi. Seçim takvimine göre hareket ediyorsunuz. Biz burada tanıklara soru sorarken dahi itiraz eden bir savcıyla karşı karşıyayız. Tüm tahliye kararlarına itiraz eden bir savcı. Size verilen talimat mütalaayı almanızdı. Bunu yapsaydınız çok rahat seçimlere yetişebilirdiniz fakat deprem oldu. Deprem olunca hükümetin bütün planları altüst oldu ve savcı bey hazır olan mütalaasını vermedi. Geçen gün Cumhurbaşkanı yeniden bu dosyayı gündemine aldı. Biz ne söylersek söyleyelim size dayatılan bir ajanda varsa o ajandanın dışına çıkma cesaretiniz yok.”
Eski HDP MYK üyesi Ayşe Yağcı, dosyaya eklenen yeni belgelere ilişkin savunma yapmadığını ve savunma hakkını kullanma talebini dile getirdi.
Mahkeme, taleplere ilişkin ara kararın kurulması için ara verdi. (Ankara/MA)