Gazetecilerin iddianamesinde Anadili günü, Newroz ve 8 Mart yayınları "suç" oldu
Diyarbakır’da 18 gazeteci hakkında hazırlanan iddianamede gazetecilerin yaptıkları programlar, haber yayımları, sordukları sorular, program konuklarıyla yaptıkları telefon görüşmeleri "suç" sayıldı.
Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
Gözde TÜZER
İstanbul
Diyarbakır’da 15’i tutuklu 18 gazeteci hakkındaki iddianame 10 ay sonra hazırlandı. İddianame 728 sayfadan oluşurken, gazetecilerin yaptıkları programlar, haber yayımları, sordukları sorular, program konuklarıyla yaptıkları telefon görüşmeleri ‘suç’ sayıldı. Gazeteciler “Örgüt üyesi olmakla” suçlanıyor. Gazeteci Aziz Oruç ve Ari Yapım’da muhasebe işlerine bakan ve yapım şirketinde de kurgu montaj öğrenen Remziye Temel’e dair iddianamelerde suçlamalar oldukça çarpıcı. Oruç’un Medya Haber kanalında “Sokağın Sesi” programında işlediği 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Newroz, Anadili bayramı gibi konularda yaptığı sunumlar ile program için hazırlanan listeler iddianameye girdi. Remziye Temel’e ise “Yapım şirketlerinde yapılan aramada şüpheliye ait doğrudan isminin geçtiği delil ele geçirilmediği, ancak şüphelinin büro memuru/muhasebeci olarak faaliyet yürütmesi nedeniyle yapım ajanslarında üretilen tüm içeriklere iştiraki olduğu…” şeklinde bir suçlama yöneltildi.
PROGRAM BİLGİLERİNİN LİSTELERİ
Gazeteci Aziz Oruç’un “Sokağın Sesi” programındaki sunumları ve yaptıkları haberleri iddianamede “suç” olarak gösterildi. Televizyon programları için her hafta düzenli olarak hazırlanan program isimleri, moderatör, konuklar ve konular gibi bilgilerin yer aldığı listeler de iddianamedeydi. Aziz Oruç’un Diyarbakır halkına mikrofon uzattığı “Sokağın Sesi” programında “suç” olarak gösterilen konuşmalar ise şöyleydi:
- Dünya Anadili Günü’ne dair neler söyleyecek? Kürtçe ana dil üzerindeki baskılar nelerdir? Bunları soracağız. Gelin hep beraber bakalım Amed halkı ne diyor?
- Amed’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü konuşacağız. Bilindiği gibi son dönemde kadınlara yönelik saldırılar arttı. Kadınlar katlediliyor, tacize uğruyor, çocuklar tacize uğruyor ve büyük bir cezasızlık politikası sürdürülüyor.
- Bilindiği gibi Newroz’a sayılı günler kaldı. Amed halkı Newroz’a dair neler söylüyor. Hazırlıkları nelerdir?
- Sizce mesela son süreçte neden hasta tutsaktır, kanser olmuş, son evresine gelmiş ve ısrarla tahliye edilmiyor. Çağrılar yapılıyor açıklamalar yapılıyor sizce neden özellikle siyasi tutsaklara, siyasi hasta tutsaklara bir kin ya da özel bir politika mı var?
"İSMİ YOK AMA İÇERİKLERLE İŞTİRAKLİ…"
İddianamede Ari Yapım’da muhasebe işlerine bakan ve yapım şirketinde de kurgu montaj öğrenen Remziye Temel’e dair suçlamalar da vardı.
Temel için “ele geçirilen deliller” bölümünde “Yapım şirketlerinde yapılan aramada şüpheliye ait doğrudan isminin geçtiği delil ele geçirilmediği, ancak şüphelinin büro memuru/muhasebeci olarak faaliyet yürütmesi nedeniyle yapım ajanslarında üretilen tüm içeriklere iştiraki olduğu…” ifadelerine yer verildi.
Remziye Temel’in telefonda yaptığı görüşmelerindeki “Nasılsın, ne yapıyorsun, bir soru soracağım…” gibi günlük rutin konuşmaları da iddianame içindeydi.
Ayrıca görüşmelerde Medya Haber kanalında yapılan “Amed’ten Bakış” programına dair yapılan “Tamam yarın Ömer’in programının yerini Arjin yapacak” şeklinde geçen görüşme ve “Diyor ki bizim önerimiz Dicle ve Arjin arkadaşın Şenyaşar ailesinin 400. günü dolayısıyla bu nöbetler için bu perşembe özel program yapması iki aileyi stüdyoda diğer aileleri de skype bağlantısı yaparak bu nöbetleri tartışması” şeklindeki konuşması “PKK/KCK terör örgütünün güdümünde yayın yapan Medya Haber isimli kanal ile direkt irtibatının olduğu, talimat aldığı” şeklinde “suç” olarak gösterildi.
KÜRTÇE GAZETE, KİTAPLAR, RÖPORTAJLAR
Xwebûn gazetesinin tutuklu Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş’ın iddianamesinde, Kürtçe gazete ve kitaplar, cezaevinden kendisine gönderilen mektuplar ve yaptığı röportajlar suç sayıldı.
İddianamenin Ertaş’a dair bölümünde, yurt dışından yayın yapan Sterk TV ve Medya TV’nin serverlarından elde edilen yayın tartışmaları suçlama konusu yapıldı. Ertaş’ın meslektaşlarıyla birlikte yaptığı “Çavdêrî” adlı program suçlamalar arasında yer alıyor. Programda güncel gelişmelere dair sorulan sorular ve değerlendirmelerin “örgüt propagandası” suçunu oluşturduğu iddia edildi.
BAYRAKTAR VE BİRDAL RÖPORTAJLARI
Ertaş’ın çeşitli tarihlerde yaptıkları röportajlar da iddianamede yer aldı. Ertaş’ın farklı tarihlerde Avukat Kazım Bayraktar, İHD Onursal Başkanı Akın Birdal, TEV-DEM Yönetim Kurulu Üyesi Foza Yûsif ile yaptığı programlar suça konu edilen haberler arasında yer aldı.
Yine ilk günlük Kürtçe gazete olan ve KHK ile kapatılan Azadiya Welat ile şu an haftalık yayın yapan tek Kürtçe gazete Xwebûn’un sayıları da suç sayıldı. Gazetelere dair, “Örgütün propaganda faaliyetleri kapsamında çalışmalar yürüttüğü” değerlendirmesi yapıldı. Gurbetelli Ersöz ve Rohat Aktaş’ın fotoğrafları da suça konu edildi. İddianamedeki dikkat çekici başka bir ayrıntı ise, cezaevleri yönetimlerinin elinden geçtikten sonra dışarıya ulaşan mektupların suç sayılması oldu. Mektupları yazan kişilerin “örgüt üyeliği” ya da “örgüt propagandası” iddialarıyla kayıtlarının olduğunun belirtilmesi dikkat çekti. (MA)