16 Nisan 2023 03:28

Depremden sonra, en güzel yeni için…

“Bizler; suyundan toprağına, simidinden zahterine, kelebeğinden insanına kadar her canlısının kıymetini bilerek, birlikte yaşamaya kaldığımız yerden devam edeceğiz. Büyük bir sevgi ve bağlılıkla...”

Fotoğraf: Gözde Meydan/Evrensel

Paylaş

Dr. Ayda AŞKAR

1-MERHABA

6 Şubat 2023, saat 4.17’den sonra sevdiklerimle beraber hayattayım. Acısı derin, benim kaldıramayacağım kadar büyük bir yıkım ve kayıplar yaşadık. Doğa bana bir şans daha verdi. Ya ölecektim ya yeniden başlayacaktım. Yeniden başladım. Bahara, suya, dala, börtü böceğe ve salt gerçeğe, doğaya ve insana yeniden merhaba…

Çok şey söylenebilir, söylenecek ve söylenmeli de depreme ve sonrasındakilere dair… Kısacık bir sürede, yaşamlarımız tepetaklak olabilir bilinciyle yaşamıştım her zaman; öyle de oldu. Dayanışma ve empati; her şeye rağmen insanoğlunun ilerleyebilmesinin en değerli güzellikleri... Bizi kalbiyle takip ve merak eden, yardım elini uzatan herkese minnettarım.

Zaman, geçecek yaşamlarımızın her zerresinden... Zaman hep geçer...

Baharat kokulu canım Antakya sokaklarından, mavi mavi gülümseyen Mudanya topraklarına düştü yolumuz. Gözyaşlarımız aksın daha uzun bir süre...

Bazı yaralar asla iyileşmez...

2-YARA

Ayrılırken; Antakya’nın kalbinden, çocuklarından, ciğerinden, omurgasından, bağrından, ruhundan böylesine darbe yemiş olduğunu, yarasının büyüklüğünü, kanamasının derecesini bilmiyorduk. Ölümün bu kadar insanı en acı şekilde yakaladığını, enkazın böylesi mezarlar yarattığını bilmiyorduk. Elektrik, su, ekmek, yakıt yoktu. Şanslı olanlarımız arabalarımızda uyuduk. Kısa bir süreliğine geçici sığınaklara ihtiyacımız vardı. Günlük basit ihtiyaçlar, ulaşılamaz hayallere dönüşmüştü. İlk 3 gün; sanırım kimsenin Antakya’nın acılı inlemelerinden, gözyaşlarından haberi yoktu. Korka korka mesajlar attık tanıdıklarımıza, her ölüm haberinde tarifsiz acılar yaşadık. Günlerce sürdü haberlerin yenisi, haber beklentisi... Kaybettiklerimiz arttıkça, hayatta kaldığımızı söylemekten çekinir olduk. Kabus gibi bir kabusun içindeydik.

Velhasılıkelam; Antakya’nın beyni ve hafızası hariç her yeri hasarlandı, Ortadoğu inadı ile bezenmiş İstanbul hanımefendisi güzelliği filizlenip asi direngenliği ile ayağa kalkıp bize kucağını yeniden açtığında (Ki bu duruma gelmesi ciddi uzmanlık, öngörü, gönül bağı, muhasebe, mühendislik, bilim, maddi destek gerektiriyor ve kişisel çaba ile mümkün değil) bizler; suyundan toprağına, simidinden zahterine, kelebeğinden insanına kadar her canlısının kıymetini bilerek, birlikte yaşamaya kaldığımız yerden devam edeceğiz. Büyük bir sevgi ve bağlılıkla...

3-TRAVMA

Bu travmatik dönemi farklı farklı yaşıyoruz hepimiz. Bazılarımız hıçkıra hıçkıra ağlıyor hâlâ, bazılarımız suskun, bazılarımız öfkeli... Bazen de hepsini birden yaşıyoruz. Sürekli geçmişle yaşamayı, unutmamayı isteyenimiz de var, güne ve geleceğe yetişmeye çalışanımız da...’Antakya’dan geldik’ demem gerektiği her an; boğazıma oturan boğulma hissini, gözlerimin önümü görmeyecek şekilde yaşarmasını saklamaya çalışıyorum. Çünkü yaşam o kadar hızlı akıyor ki, iletişim kurduğumuz her kişinin yaşamına yetişmesi için kısa bir zamanı, bizim de yasımızı tutacağımız bir ömrümüz var.

Değerli olanı, acıyı, sevgiyi, özlemi ölçen bir ölçü birimi yok. Koca bir şehri, yuva bilmişiz biz. Yüreğimiz ve beynimiz ‘eski’ye asla kavuşmayacak olsa da en güzel yeni için elinden geleni yapmak zorunda...

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Seçimler, eğilimler ve ileri işçilerin tutumu

SONRAKİ HABER

Antep Düztepe ve Göllüce’de Yeşil Sol Parti’nin seçim büroları açıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa