16 Nisan 2023 15:51
/
Güncelleme: 14:57

Karşıyaka deprem söyleşisi: Depreme dayanıklı konutlarda oturmak hakkımız

Karşıyaka’da Evrensel okurlarının düzenlediği "Depreme Hazırlık, Barınma Hakkı ve Pahalılığa Karşı Ne Yapmalı” konulu söyleşide uzmanlar, tehlikelere ve yapılması gerekenlere dikkat çekti.

Karşıyaka deprem söyleşisi: Depreme dayanıklı konutlarda oturmak hakkımız

Fotoğraf: Evrensel

Deprem açısından İzmir’in en riskli ilçelerinden birisi olan Karşıyaka’da Evrensel okurları tarafından düzenlenen “Depreme Hazırlık, Barınma Hakkı ve Pahalılığa Karşı Ne Yapmalı” konulu söyleşide, uzmanlar ilçede depreme dair yapılanlara ilişkin bilgi verdi, yapılacaklara dair öneriler sundu.

İlk olarak konuşan Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Yöneticisi Hüseyin Uytun, 30 Ekim Sisam depreminden sonra unutulan sürecin, 6 Şubat Maraş depremleri ile yerel ve merkezi yönetimler tarafından yeniden hatırlandığını belirterek, “Bir santim yol alınmış değil. Karşıyaka Belediyesinde de bir çalıştay yapıldı. Raporlar hazırlandı bir kıpırdanma oldu sonra bir uyku haline geçildi. 6 Şubat depreminde yeniden çağrıldık. Bunun değişmesi gerekiyor ki bu kader değişsin” dedi.  

“BELEDİYELERDE AFET BİRİMLERİ KURULMALI”

Belediyede afet birimleri kurulması gerektiğini dile getiren Uytun, “Karşıyaka Belediyesinde de böyle bir birim kurulup kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerin konulması gerekiyor. Bina ve zemin etütlerinin yapılması, ihtiyaç olan yerlerde zemin iyileştirmelerinin yapılması gerekiyor. Bu süreçlerde gerekli kamusal kontrol de yapılmalı. Karşıyaka Belediyesinde 3-4 jeoloji mühendisi arkadaşın büyük mühendislik yapılarını aynı anda kontrol etmesi, zemin etüdünü kontrol etmesi mümkün değil. Sıvılaşma, taşıma gücü, oturma gibi sorunlar var ise zemin iyileştirmesi yapılması gerekli. Bunlar arazide çalışma gerektiren yöntemler uzun süre gece gündüz çalışılması gereken işler. Sürekli orada kamu adına denetim yapan birilerinin olması gerekiyor. Belediyede böyle bir birim oluşturulup istihdamın artırılması ve kontrol edilmesi gerekiyor” dedi. 

Kontrolü yapılmamış ya da eksik yapılmış projelerin mühendislere imza atmasının istendiğini dile getiren Uytun, “Bunlar yapılırken bir taraftan da acil yardım kısmı da düşünülmeli çünkü bu süreçler şimdi başlansa en az bir yıl sürer ve bu arada da deprem olabilir” diye ekledi.  

“Bir gün çıkıp ben Mavi Şehir’i taşıyacağım deyip diğer gün böyle demedim demek ciddiyetle bağdaşmaz. Karşıyaka ilçesinin tamamı sıvılaşma riski açısından tehlikeli alan diye tabir edilen alanlardan. Biz yurttaşlar olarak doğru mekanizmaları kurmak ve yeri geldiğinde değiştirmek ve denetlemekle yükümlü olmalıyız” dedi. 

Karşıyaka deprem söyleşisi

Fotoğraf: Evrensel

“YAPILAŞMANIN YASAK OLDUĞU ALANLAR BOŞALTILMALI”

Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Yönetim Kurulu Üyesi Ezgi Dede, İzmir ile ilgili olmayan bir depremde 136 canın yitirildiğini hatırlatarak “Planların yenilenmesi gerekiyordu ama kısa süreli çözümlerle emsal artışı vs. gibi ama uzun vadede sorun yaratacak çözümler bulmaya çalıştı yerel yönetimler” dedi. 

Planlarda zemin etüdü çalışmasının olmadığını belirten Dede, “Bu jeolojik etütlerin yapılması zorunlu. Plana yazılsa bile uygulamada yapılmış olsun diye yapılıyor, bundan çıkması gerekiyor. Yapı yapılması yasaklı alanlarda yapılar var, bu alanların ivedilikle boşaltılması tahliye edilmesi gerekiyor. Sadece imar planı değil sakınım planı da yapmalıyız. Kentin bütün riskleri ortaya konmalı sadece deprem değil sel de yangın da yaşıyoruz. Yerel yönetim merkezi yönetimle iş birliği yapmak zorunda uygulamada. Ekonomik açıdan da tariflenmesi gerekiyor” diye konuştu. 

Karşıyaka’da belirlenen bir deprem toplanma alanının bir inşaat şirketinin satış ofisi haline dönüştüğünü belirten Dede, “Karşıyaka çok yoğun kent dokusunun olduğu bir yer. Afet toplanma alanı da ona göre olmalı. 30 Ekim’de toplanma alanı bulamadık” dedi.  

Sağlıklı güvenli kentlerde yaşamanın anayasal hak olduğunu vurgulayan Dede, “İktidarı değiştirmemiz gerekli ancak değişse bile yapılarımızı hep sorgulamalıyız. Devletin denetim mekanizması çalışmıyor. İmar afları ile vatandaşı yanlış yapmaya itiyor. Konut bir yatırım aracına dönüştü. Yurttaşın yaşayabileceği konut yok. Orta hasarlı binalarda oturmayı bile bile kabul ediyor insanlar kiralardan kaynaklı. Yerel ve merkezi yönetim bu konuda vatandaşın yanında değil. Konutun yatırım aracı olmaktan çıkması gerekiyor” diye ekledi. 

“DENETİM VE KONTROLLER YAPILMIYOR”

Avukat Dilek Güzel de 30 Ekim depremi öncesinde binalarda bir denetim kontrol yapılmadığını gördüklerini belirterek, “Kontrol ve denetim, maalesef tasdik makamı olarak kullanılıyor. Ne ilgili meslek odaları ne de proje ve yapıyı denetlemekle yükümlü olan belediye gidip ne yapıyı başında denetliyor ne projeyi alıp denetliyor, imzayı atıp gidiyor” dedi. 

Dava süreçlerinde gördükleri işçilik hatalarının da denetleme olmadığını gösterdiğini dile getiren Güzel, “Bunu yapması gerekenleri iyi bilmeli ve takip etmeliyiz” diye ekledi.

Güzel, “Bizlere düşen görev onların gerçekten etkin ve etkili bir şekilde çalışmasını sağlayacak mekanizmaları kurmak, onları uyarmak, görevlerini yapmalarını sağlamak olmalı. Binamızla ilgili riskli raporu geldiğinde biz bunu kentsel dönüşüme soksak mı sokmasak mı ne yapsak tartışmasından öte belediyeyi bu konuda harekete geçirmek raporların ilgili resmi dosyalara tapu kayıtlarına girmesini sağlamak gerekiyor” diye konuştu. 

“DEPREME DAİR TALEPLERİMİZLE 1 MAYIS’A KATILALIM”

Söyleşiye katılan Emek Partisi İl Başkanı Emine Uyar ise, “Oturulan binaların ne durumda olduğunu öğrenebilmek, depreme dayanıklı hale getirebilmek önemli oranda bir ekonomik gücü gerektiriyor. Deprem vergisi ödüyoruz yıllardır. Bizden kesilen kaynakların bizim depremde karşılaşacağımız sorunların çözülmesi için kullanılmasını talep etmeliyiz. Bunu örgütlü bir şekilde yapmalıyız. Önümüzde işçi ve emekçilerin birlik mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs var. Depreme dair taleplerimizi de pankart ve dövizlerimizle ifade edelim ki görülsün” dedi. 

Soru, katkı ve öneri bölümünde, evi kentsel dönüşüm için yıkılma sürecinde olan bir dinleyici kira desteği ile ilgili bilgi isterken, “Bu söyleşiden sonra ne yapmalıyız Karşıyaka’daki duruma dair” sorusunu yöneltti. Bir başka dinleyici imza kampanyası önerisi sundu.  

Maraş depreminde ilk üç gün yaşanan araç, gereç, ekipman sıkıntısı hatırlatılarak, “Biz her mahalleye, içinde araç gereç olan konteynerler talep edebiliriz. Hepimize ilk müdahale konusunda eğitim verilmeli” denildi.

Karşıyaka deprem söyleşisi

Fotoğraf: Evrensel

(İzmir/EVRENSEL)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yağma iklimi

Yağma iklimi

Enerji şirketlerinin patronlarının bizzat yönetimine girdiği Saray iktidarı, “iklim değişikliğiyle mücadele” adı altında sermayeye yeni kaynak aktarma hazırlığında. İktidarın Meclise getirdiği tasarıya göre karbon emisyonu ticareti sistemi kurulacak, “atmosferi kirletme hakkı” alınıp satılan bir mala dönüşecek. Sistem karbon ticareti zenginleri yaratırken, halka zehir kalacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Erdoğan: Dünya bir imtihan yeridir, ekonomik zorluklar gelip geçer.

Evrensel'i Takip Et