17 Nisan 2023 04:47

‘Bizleri mezarda yaşamaya mahkum etmesinler’

Olası büyük İstanbul depremi öncesi kentte yaşayan milyonlarca kişi tedirgin. Deprem öncesi hazırlıkların yapılmasını isteyen İstanbullular riskli binalar için de çözüm istiyor.

‘Bizleri mezarda yaşamaya mahkum etmesinler’

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

Eylem NAZLIER
İstanbul

11 ili yerle bir eden 50 binden fazla insanın ölümüne neden olan 6 Şubat depremlerinin ardından  gözler İstanbul’da. Bilim insanlarının uyarılarına karşın gerekli önlemlerin yeteri kadar alınmaması nedeniyle İstanbul, felaketi beklemeye terk edildi. Deprem öncesi ve sonrasına dair önlemlerin alınmadığına dikkat çeken İstanbullular “Mezar evlerinde kaderimizi bekliyoruz” diyor.

Pek çok ilçede kentsel dönüşüm adı altında kendilerine dayatılan rant projelerine karşı yıllardır mücadele edenler bir an önce mülkiyet haklarının gasbedilmediği bir proje ile barınma haklarının güvence altına alınmasını istiyor. Sarıyer, Bahçelievler ve Okmeydanı’da depreme karşı neler yapılması gerektiğini tartışmaya açan mahallelilerle ve son 15 yılda nüfusu katlanarak artan Esenyurt’ta Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Yusuf Ulu ile kentin depreme ilişkin durumunu, depreme hazırlık için yerel ve merkezi yöneticilere düşenleri konuştuk.

‘ESENYURT’U İNŞAATA BOĞDULAR’

Esenyurt Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Yusuf Ulu, ilçenin yapılaşma hikayesini anlatarak başladı: “Esenyurt 20 yıl önce 300 bin nüfusu olan ama altyapısı 500 bin kişiye göre yapılmış bir ilçeydi. Yerel yönetim son 15 yılda AKP’nin elindeydi. Bu süreçte Esenyurt’u inşaata boğdular. İnanılmaz göç aldı. Şu an 1.5 milyon insan yaşıyor ama altyapısı hâlâ 500 bin kişiye göre. Yapılan binaların çoğu kanunsuz yapılaşma dönemine ait. Ruhsatı olmayan, iskanını almamış çok sayıda bina var. Ciddi sayıda riskli yapı olduğunu düşünüyoruz.”

‘AFET TOPLANMA ALANLARINA AVM’LER YAPILDI’

Eskiden belirlenen tüm afet toplanma alanlarına AVM yapıldığını ifade eden Ulu, “Deprem toplanma alanlarının netleştirilmesi gerekiyor. Belediyeye sorduğumuzda ‘Afet toplanma alanı var ama kağıt üstünde’ diyor. AKP’li belediye döneminde bütün boş alanlar inşaata açılmış” dedi.

Olası büyük depreme de değinen Ulu, “Buradan kimsenin çıkma şansı yok, başkalarının buraya ulaşma şansı da yok” ifadelerini kullanıyor.

‘ÜST ÜSTE YIĞILMIŞ BİNALAR’

İlçede yıllarca ödeme yaptığı halde evlerini alamayan 30 bin civarında konut mağduru olduğunu hatırlatan Ulu, “Dere yataklarına koca koca siteler yapıldı. 30 bin konut mağduru oralarda oluştu. Siteleri bitirememişler, imarını alamamışlar, bırakıp gitmişler. Kentsel dönüşümü sağlıklı bir kent oluşturmak için değil, rant üretmek için yaptıklarından binaların çoğu sağlıksız. Belediyeden talebimiz oldu; depremden sonra müteahhitlerin peşine düşmeyelim, şimdi ilçedeki yapıların kaçı usule uygun yapılmış, kaçı yapılmamış bu konuyla ilgili bir araştırma yapalım dedik. Bir usulsüzlük yapıldıysa deprem sonrası, öncesi peşine düşelim” dedi.

‘AFET EYLEM PLANINI HAYATA GEÇİRİN’

Belediyenin ve merkezi hükümetin afet eylem planını bir an önce hayata geçirmesi gerektiğini söyleyen Ulu, “Kentin yoksulları buraya taşınmış. Çoğu asgari ücrete çalışıyor, bunun bile altında ücrete çalışanlar var. Bu insanlara kentsel dönüşümü kendi olanaklarınızla yapın demek onları ölüme mahkum etmek olur. Yeterli kamu kaynağı aktarılmadan burada depreme ilişkin bir hazırlık yapılamaz” ifadelerini kullandı.

‘ASIL SORUN MÜLKİYET’

Rumelihisarı Mahallesi Güzelleştirme, Sosyal Dayanışma ve Kültür Dernek Başkanı Hikmet Kaya, 16 yıldır tapu sorunu yaşadıklarını ifade ederek “Sarıyer’de asıl sorun mülkiyet sorunu” dedi. Bu sorunun acilen mahalle halkının görüşü alınarak çözülmesi gerektiğini söyleyen Kaya “Halktan yana çözüm bulunmalı. 16 yıldır mücadele etmeseydik Sarıyer’in bir çok mahallesi kentin dışına göçe zorlanacaktı. Önce tapu sorunu çözülmeli, ardından kentsel dönüşüm” dedi.

Geçtiğimiz yıllarda riskli alan olmadığı halde Derbent, Baltalimanı ve Fatih Sultan Mehmet mahallelerinin riskli alan ilan edildiğini aktaran Kaya, Rumelihisarı Mahallesi’nde ise İBB ve Sarıyer Belediyesinin tapuları piyasa rayiç bedelleriyle vermeyi önerdiğini ancak kendilerinin belediye sokak emlak rayiç bedeli üzerinden tapu istediklerini söyledi.

‘BELEDİYE BAŞKANLARI SÖZLERİNE SADIK KALMADI’

Mahalleler Birliği olarak 2 bin kişiyle toplantı yaptıklarını ve bu toplantıya belediye başkan adaylarını da davet ettiklerini söyleyen Kaya, “O dönem Ekrem İmamoğlu adaydı. Tapuları ‘Belediye sokak emlak rayiç bedeli üzerinden verecek misiniz’ diye sorduk. ‘Vereceğiz’ dediler. Taahhütnameye imzalarını attılar. Fakat belediye başkanları sözüne sadık kalmadı” dedi.

Tapu sorunu çözülmeden kentsel dönüşüme karşı olduklarını söyleyen Kaya “Kentsel dönüşüme ilişkin doğru, dürüst, sağlıklı bir örnek yok. Yapılan bütün kentsel dönüşümlerde mahalleliler mağduriyet yaşıyorlar. Çünkü bu dönüşümler rant amaçlı olmuş. Sulukule, Fikirtepe, Gaziosmanpaşa en açık, başarısız örnekler” ifadelerini kullandı.

Mahallelerin tarihsel, kültürel birikimini gözeten, halkın doğrudan katıldığı depreme dayanıklı kentsel yenilemenin memleketin ihtiyacı olduğunu söyleyen Kaya, İstanbul’da zenim yapısı en sağlam ilçenin Sarıyer olduğuna dikkat çekerek “Bu nedenle sermaye sınıfı buraları kendisine hak görmeye başladı. Ancak insanlar kendi arazisine, haklarına ve yerleşkesine, mahallesine sahip çıkıyor” dedi.

‘VATANDAŞLARIN KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ KARŞILAYACAK PARASI YOK’

Bahçelievler Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri geçtiğimiz haftalarda mahalle halkının ve yöre derneklerinin katılımıyla deprem hazırlık toplantısı gerçekleştirmişti. Toplantıya ve ilçedeki deprem hazırlıklarına dair konuştuğumuz Platform Temsilcisi Hasan Poyraz, belediyenin sitesine göre ilçede 81 adet toplanma alanı olduğunu ifade ederken “Ama bunlar toplanma alanı olarak şekillenen yerler değil. Bunların bazıları park, bazıları cemevi bahçesi. Özel olarak deprem için hazırlanmış bir toplanma alanı yok” dedi.

Deprem konusundaki çalışmaları, hazırlıkları ortaklaştırmak için ilçedeki tüm dernekler, kitle örgütleri ve siyasi partilerle görüşme yaptıklarını aktaran Poyraz, depreme dayanıksız durumdaki tüm binaların ücretsiz şekilde yenilenmesi gerektiğine vurgu yaparak “Vatandaşların inisiyatifine bırakılmadan bina analizleri yapılmalı. Belediye ve İBB başta olmak üzere vatandaşı mağdur etmeyecek, mülksüzleştirmeyecek şekilde kentsel dönüşüm yapılmalı. Çünkü vatandaşın dönüşümü sağlayacak bir bütçesi yok. Bina riskli çıkarsa başka bir yerde oturmaya da binasını yeniden yaptırmaya da imkanı yok. Yerel yönetim 2 bin TL kira yardımı yapıyor ama ilçemizde ortalama kira 10 bin TL’nin üzerinde. Bölgemizde hem binalar eski hem zemin kötü” uyarısında bulundu.

“Bizleri mezar evlerde yaşamaya mahkum etmesinler” diyen Poyraz, “Buradaki binaların hemen hepsi 30 yıllık, 1999 öncesi binalar ve çok büyük olasılıkla da depremde yıkılacak binalar. Buralara dair hiçbir hazırlık yok” diye konuştu.

‘KENTSEL DÖNÜŞÜME DEĞİL, RANTA KARŞIYIZ’

Deprem hazırlıkları ve kentsel dönüşüme dair yakın zamanda halkın katılımıyla toplantı düzenlenen yerlerden biri de Okmeydanı. Okmeydanı Çevre Koruma Derneğinden Rüstem Karakuş “Kentsel dönüşüme karşı değiliz” diyerek son aylarda insanca barınma mücadelesi yürütenlerin kentsel dönüşüm karşıtı gibi gösterilmesini eleştirdi. Kendilerinin bugüne kadar kentsel dönüşümden yana olduklarını ifade eden Karakuş, “Ama bu dönüşüm rant amaçlı değil, maliyetine olmalı” dedi.

Okmeydanı’da tek taraflı muvafakatnameler yapıldığına dikkat çeken Karakuş “Bu muvafakatlere idarenin de imza atmasını istedik. Yani çift taraflı imzayı istedik ki insanların hakları garanti altına alınsın, bunun mücadelesini verdik. Günümüz şartlarına uygun olmayan kiraların, günümüz şartlarına uyarlanması istiyoruz” diye konuştu.

Halkın mülkiyet hakkını koruyacak, açık, şeffaf, maliyetine dönüşümler istediklerini ifade eden Karakuş, “Kâr amaçlı olmayan maliyetine dönüşümler istedik. Haklarımızın garanti altına alınacağı dönüşümleri istedik. Bunun mücadelesini verdik de bu mücadele sonucu birtakım kazanımlar elde ettik” dedi.

‘5 YILDA NEYİ TAMAMLAYACAKLAR’

Kentin dört bir yanında olası büyük depremin halk üzerinde yarattığı kaygı sürerken Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum geçtiğimiz günlerde “1.5 milyon konutun 500 binini Anadolu yakasında 500 binini Avrupa yakasındaki rezerv alanda, 500 binini de olduğu yerde yapacağız. Bize 130 milyon metrekare rezerv alan lazım. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde bu süreci tamamlamak istiyoruz” demişti.

Jeofizik Mühendisi ve Deprem Bilimci Doç. Dr. Savaş Karabulut, oldukça muğlak olduğunu söylediği bu açıklamaya dair “5 yılda neyi tamamlayacaklar, konutları mı? Planları mı? Bize 130 milyon metrekare rezerv alan lazım diyorlar. Nereden sağlayacaklar bu alanı? İstanbul’un kalan tek ormanlık ve yeşil alanlarını veya sulak alanlarını mı yerleşime açacaklar?​” sorularını sıraladı.

130 bin metrekare rezerv alanın en az 3-4 ilçeyi kapsayan bir alana karşılık geldiğini ifade eden Karabulut, “Yine bir seçim projesiyle karşı karşıyayız” diyerek açıklamanın gerçekçi olmadığını ifade etti.

‘ASRIN PROJELERİYLE ASRIN SUÇUNU İŞLEDİLER’

“Asrın projeleriyle asrın suçunu işleyip, bunu da asrın felaketi diye’ tanımlayanlar, deprem sonrasında yeni bir rant alanı yaratacaklarını duyuruyorlar” diyerek açıklanan planı eleştiren Karabulut “İktidara geleni 21 yıl oldu. 21 yılda bu konutları niye yapmadılar? İBB raporlarında on binlerce bina yıkılacağı açıklandığı halde, son yapılan analizlere göre 67 bin 440 binanın çökeceği, 374 bin 290 binanın orta ve üstü hasar alacağı bir durum söz konusuyken şimdi mi akılları başlarına geldi” diye sordu.

6 Şubat depremleri sonrası iktidarın bilim insanlarının uyarılarına kulaklarını tıkayarak konut hamlesinde bulunduğuna dikkat çeken Karabulut, “500 bin Anadolu yakasına, 500 bin Avrupa yakasına konut yapacaklarını söylüyorlar. Avrupa yakasının nüfusu Anadolu yakasının 2 katı. Yani birisinin nüfusu 11 milyon civarında, diğer yakanın nüfusu 5 milyon civarında. Bu durumu bile düşünmediler? İstanbul deprem açısından en riskli alan, ben olsam kent nüfusunu azaltır, planlamayı ülke sathına yayarım” önerisinde bulundu.

Yerinde dönüşüm uygulanacak konutların neye göre belirlendiğini de soran Karabulut, “Envanter bilgisi elinizde mevcut mu? Okmeydanı’da bazı konutların yapı kullanım belgesi olmadığı için hiçbir çözüm üretilemiyor. Görmezden gelinen mahallelerdeki yurttaşlar 50 yıldır çaresiz. Kimlerin konutlarını yenileyeceksiniz? Finans kaynaklarını nasıl çözeceksiniz? Bunu vatandaşa nasıl yansıtacaksınız? Bu 5 yıl içerisinde deprem olursa sorumlusu kim?​” diye sordu.

BOŞ KONUTLAR NEDEN RİSKLİ YAPIDA OTURANLARA AÇILMIYOR?

İstanbul’daki boş konutların acilen riskli yapıda oturanlara açılması gerektiğini söyleyen Karabulut, “İmar barışı ve aflarını müjde olarak duyuran iktidar bugün bu müjde artık olmayacak diyor. Kanal İstanbul için yeni şehir kuracaklarını söylediler. Benim yorumum; şimdi ucuza kapatılan o arsaların değerlendirilmesi için giderayak bu konut işini çıkardılar. Bilim insanlarına, mühendislere, şehir plancılarına sordunuz mu?​” diye konuştu.

Evrensel'i Takip Et