Maraşlı depremzede: Bayramlaşmaya mezara gidiyoruz
Depremzede Nurten, “Her şey Allah’tan diyoruz tamam da bu evlere izin verenler, rant için benim oğlumun canını alanlara bir şey demeyecek miyiz?” diye soruyor.
Fotoğraf: Dilek Omaklılar/Evrensel
Dilek OMAKLILAR
Antep
İzmir’den Antep’e giderken “Ömrümüzün en uzun yolunu gideceğiz sanırım” diyoruz ve gülüyoruz yanımda oturan Nurten’le. Öyle tanışıyoruz. “Peki uyuyabiliyor musun gece yolda” diye sorduğumda, Nurten “Eskiden uyurdum ama depremden sonra artık uyuyamıyorum” diye yanıt veriyor.
6 Şubat depremlerinde Maraş’ta 17 yaşındaki oğlunu kaybetmiş Nurten. Oğlu, Dulkadiroğlu ilçesine bağlı Yenişehir Mahallesi’ndeki Köker Sitesindeki evlerinin enkazından 6 gün sonra çıkarılmış. “Her şey Allah’tan diyoruz tamam da bu evlere izin verenler, rant için benim oğlumun canını alanlara bir şey demeyecek miyiz?” diye soruyor.
Deprem sırasında “kadın başına” ailesine ulaşmaya çalışanlardan biri Nurten. Eşi yurt dışında işteyken deprem oluyor, 3 çocuğu da enkaz altında kalıyor. İkisini çıkarabilmiş de 17 yaşındaki oğlunu çıkamamış. “Yan bina devrildi bizim evin üstüne. Oğlumla hiç konuşamadık. Umarım ilk depremde ölmüştür dedim hep… İnsan bunu der mi? Canı acımasın diye neleri düşünüyoruz artık. Ben oğlumu kefenlediğime, oğlumun bir mezarı olduğuna sevindim. İnsan bunlara şükreder mi” diyor. Oğlunun enkazdan çıkarılması için devlet kurumlarından hiçbir yardım görmediğini söyleyen Nurten, “Ama gönüllüler o kadar yardımcı oluyordu ki. Özellikle dışarıdan gelen madenciler. Hiç tanımadığı insanlar için küçücük umutla oralara girdiler” diyerek AFAD ile madencilerin yaptıklarını karşılaştırarak örneklerini sıralıyor.
"İHMALİ OLANLAR VARKEN SADECE ALLAH’TAN DENİR Mİ?"
Termosumuzdan kahve koyduk bardaklarımıza, gece uyumayacağız... “Sonra Nurten? İzmir’de ne yapıyorsun peki” diye soruyorum; zaten bir bağları varmış İzmir’le ve oğlunun cenazesini çıkardıktan sonra İzmir’e geçmişler. Şimdi ise bayram ziyareti yapacakmış oğluna… “Bayramlaşmaya mezarına gideceğim. Duyar herhalde geldiğimi” diyor, ardından fotoğrafını gösteriyor.
Dini inançlarına oldukça bağlı olan Nurten “Allah’tan” demeyi ihmal etmiyor; oğlunu depremden önce rüyalarında görenleri anlatıyor, “Hissetmişler, malum olmuş demek ki” diyor sürekli. Başındaki örtüsünü düzeltirken de şunu ekliyor, “Tamam ama ihmali olanlar varken her şey Allah’tan denir mi?” diye soruyor.
“DEPREMDE YAŞANANLAR UNUTULUR MU?”
Saatler geçiyor. Dümdüz akıp giden yolda gözümü açtığımda güneşin kızıllığı sarmış her yanı… Nurten’in ise gözü açık, uyumamış… Göz göze gelir gelmez de o kendi gibi güçlü ses tonuyla “günaydın” diyor yine örtüsünü düzelterek.
Biraz zaman geçtikten sonra Nurten, “Sen anlarsın, sence artık AKP gider mi?” diye soruyor “Gitsinler mi Nurten?” diye yanıt verdiğimde “Artık yeter. 20 yıl ne yapmış ki? ‘Aman gitmesin, o düzeltir’ diyenler var hâlâ inanıyorlar. Ya deprem zamanında ne yapmış ki, kaldı ki devlet olarak yapması gerekiyor. Sen benden aldığın vergiyi çıkartacaksın. Cebinden mi yapıyorsun sanki? Depremden sonra yaşananlara da baksana… Benim canım gitmiş, kaç insan ölmüş, hiçbir yardım gelmemiş, 6 gün oğlum enkazın altında kalmış, ben yalnız başıma araç bulmaya çalışmışım, AFAD bir kürek bile vermemiş, çadıra ulaşamamışız; yağmurda, çamurda kalmışız çocuklarımız çorapsız. Bunlar unutulur mu? Bir de bizden oy istiyor. Oyu geç helallik istiyor. Kendi çocukları rahat yaşasın diye bizim çocuklarımıza bu yapılır mı? Nasıl bir adalet bu?” derken gözleri doluyor. Ama gözyaşı hiç akmıyor Nurten’in.
"HÜKÜMET AYRI PATRON AYRI…"
13 yaşından 18 yaşına kadar tekstilde çalışmış Nurten’in ağabeyi de işçi. Nurten Maraşlı patronların depremde bile insafa gelmediği ve işçi ağabeyini işten çıkardığını anlatıyor: “Maraş’ta patronlar da ayrı kan emici. Hükümeti ayrı, patronu ayrı… İşçiler geçim derdinde asgari ücret için ne emekler veriyor. Ama onlar depremde bile vicdana gelmedi.”
Yaklaşan seçimi konuştuğumuzda umutsuz olduğunu dile getiren Nurten yine de etrafında birçok kişinin AKP’ye tepkili olduğunu söylüyor. Örneğin artık ağabeyi AKP’ye oy vermeyecekmiş, vazgeçmiş ki önceden kimseyi AKP aleyhinde konuşturmazmış. Nurten endişesini gizlemeden “Gitmezlerse ne yaparız? Gitsin artık. Onun dışında kim geliyorsa gelsin. Ama bu yapılanları kimse unutmasın” diyor.