Ekmek ve Gül'den depremzede çocukların 23 Nisan'ı raporu: Çocuklar risk altında
Ekmek ve Gül’ün raporu deprem bölgesindeki çocukların eğitim dışına düşme riski altında, yoksulluk ve hak ihlalleriyle karşı karşıya olduğunu gösterdi.
Fotoğraf: AA
Depremzede çocuklar 23 Nisan’ı yoksulluk içinde, risk altında, eğitim, sağlık hakkı gibi pek çok haklarından mahrum bırakılmış şekilde karşılıyorlar. Ekmek ve Gül’ün "Depremzede çocukların 23 Nisan'ı" raporunda deprem bölgesindeki çocukların yaşadığı hak ihlallerine, eğitime ve sağlığa erişim hakkının kısıtlandığına ve geçici yerleşim alanlarının çocuklara uygun planlanmamasının yarattığı risklere dikkat çekildi.
Rapor, 4 milyonu aşkın kayıtlı çocuk nüfusun bulunduğu deprem bölgesinde, iki aydan fazla zaman geçmesine rağmen çocukların barındıkları yerlerin hâlâ çocukların güvenliğini sağlamaya dönük düzenlenmediğini, çocukların eğitime erişiminin ciddi anlamda kısıtlandığını ortaya koyuyor. Kaotik, düzensiz, güvensiz, gerekli tedbirlerin alınmadığına işaret edilerek tüm risklere karşı afetin her aşamasında çocuğu ve ihtiyaçlarını odağına alan bir müdahale ve destek planına sahip olunmadığı belirtildi.
TAKİP VE PLANLAMA YOK
Rapora göre, enkazdan bir şekilde kurtulmuş çocukların dahi kayıt altına alınması, korunması, takip edilmesi, yakınlarına ulaştırılması konusunda devletin yeterli özeni göstermediğine işaret edilerek “Kayıp veya refakatsiz çocukların takibinin, kaydının, takibinin yapılmadığı koşullarda çocuk kaçırma, çocuk ticareti gibi risklere dikkat çekiliyor. Depremlerin ardından kayıp ya da refakatsiz çocukların yakınları için en büyük zorluklardan birinin çocuklara ulaşmak, nerede olduğunu, sağlık durumunu öğrenmek için il il, hastane hastane araştırmak zorunda kalmalarıydı. Bu süreçte devlet kurumlarının yaptığı, çocukların güvenliğine ve takibine dair ‘Bize güvenin’ demekten öteye geçmedi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının verilerinin kayıtlı çocuklar, sosyal medyada paylaşılan ilanlar ve kuruma yapılan kayıp ihbarları ile şekillendirildiğine ancak bu örneklerin dışında örneklerin olduğunun bilindiği söylenirken mevcut bilgi sisteminin nüfusa kayıtlı istisnasız her çocuğun akıbetini tespit etmek üzere kurulu olmadı. Bu süreçte çocukların işlemlerini takip edecek sosyal hizmet uzmanları yer almadı” denildi.
ÇOCUK ODAKLI BİR BARINMA PLANI YOK
Bölgedeki tüm yerleşim ve barınma alanlarının inşasında çocuk koruma tedbirlerinin neredeyse hiçbirinin hayata geçirilmediğine dikkat çekilerek şu tespitlere yer verildi:
“Kalabalık çadırlar, çadır ve barınma alanı yerleşimlerinde mahremiyet ihtiyacının gözetilmemesi; tuvalet ve duşların yetersiz oluşu, kimi yerlerde cinsiyete göre farklılaşmaması, aydınlatma ve ulaşımda sorunlar, deprem bölgesindeki yerleşim yerlerinin çoğunda yaşanıyor. Kamu kurumları tarafından oluşturulmuş alanların oyun-etkinlik dışında çocukları güçlendirici özel faaliyetleri yok denecek kadar az. Çocukların oyun alanlarının, sosyalleşme alanlarının yaşlarına uygun da şekillenmesi gerekirken rapora göre sınav hazırlık kursları haricinde 12 yaş üstü çocuklara yönelik özel bir çalışma neredeyse hiç yok."
TARİKAT VE CEMAATLERE BIRAKILAN ÇOCUKLAR
Depremin ardından çocukların tarikat ve cemaatlere bağlı yurt ya da evlere yerleştirilmeleri ve Bakanlığın ‘ailelerinin yanında’ açıklamasına yer verilen raporda, ebeveynleri ile birlikte ya da onların izni ile çocukların bu dernek, cemaat-tarikat evlerinde kalıyor olmaları halinde Bakanlığın sorumluluğunun ‘Ailesi çocukları istediği yerde tutabilir’ diyerek üzerinden atlayabilecekleri bir sorumluluk olmadığına işaret edilerek "İster zorunlu, ister bilinçli bir tercihle ebeveyni tarafından buralara yerleştirilmiş olsun, çocukların buradaki her türlü iyilik halinden Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, doğrudan sorumludur.” denildi.
EĞİTİMDEN KOPMA RİSKİ BÜYÜK
Çocukların takiplerinin yapılması, gelişimlerinin güvence altına alınması için en önemli mekanizmalardan biri olan okulların durumu ise pek çok ilde belirsiz. Rapora göre okulların açılması ve yapılan hazırlıklarla ilgili belirsizlik, okul binaları ya da kullanılacak konteyner okulların oluşturulmasında; tüm fiziki ihtiyaçlar ile çocukların ve öğretmenlerin ihtiyaçlarına yönelik hazırlıklarda yetersizlikler neredeyse deprem illerinin tamamında yaşanıyor. Bu belirsizlik ve hazırlıksızlık ise hem çocukları, hem ebeveynleri hem de öğretmenleri olumsuz etkiliyor ve motivasyonlarını bozuyor. Ebeveynlerin bir bölümünün, yapılan hazırlıklar ve çocukların güvenliği konusunda kaygıları olduğu için okul açıldığı durumda dahi çocuğunu okula göndermeme eğiliminde olduğu belirtiliyor. Bu da çocukların eğitime erişimini, eğitim hakkını ciddi anlamda riske atıyor. Sınav döneminde olan çocukların ise, sınav hazırlıklarını yapamadıkları için kaygılı oldukları, geleceğe dair hayallerinden vazgeçtikleri, umutsuzluk içinde oldukları belirtiliyor.
"ÇOCUKLARIN HASTA OLMASINDAN KORKUYORUZ"
Sağlık hizmetlerine erişim de deprem bölgelerinde oldukça zor. Rapora göre, mahallelerdeki aile sağlığı merkezlerinin (ASM) kapalı olması ya da çok kısıtlı saat aralıklarında hizmet vermesi, hastanelerin de ya uzak ya da yeterli hizmeti verememesi çocukların sağlık hizmetine erişimini oldukça kısıtladı. Raporda sadece sağlık hizmetine erişime değil, çocukların hastalık riski altında olduğuna da dikkat çekiliyor. Aileler, sağlık kurumlarına yetiştiremeyecekleri korkusuyla çocuklarının hasta olmasından daha çok kaygı duyar haldeler. Özel gereksinimli çocuklar ve ihtiyaçları ise ilgili bakanlıklar tarafından takip edilmiyor, çocukların ebeveynleri hiçbir devlet yetkilisinin kendilerine ulaşmadığını ifade ediyorlar.
HİJYEN MALZEMELERİ AFAD’IN GÜNDEMİNDE GİRMEDİ
Deprem sonrasında kadınlar ve kız çocuklarının özel hijyen, sağlık ve bakım ihtiyaçlarının karşılanması garanti altına alınmadı. Raporda, AFAD’ın depremin başından beri hazırladığı acil ihtiyaç listelerine hijyenik pedi almadığı hatırlatılarak "Depremzede kadınlarla dayanışmayı büyütmek ve sürekli kılmak için Kızkardeşlik Köprüsüyle Hayatı Yeniden Kuruyoruz çağrısı yapan Ekmek ve Gül, ihtiyaçları karşılamak için dayanışma göstermeye ve deprem bölgelerinde bu malzemeleri bizzat kadınlar tarafından ulaştırmak için sorumluluk aldı. Kadınlara hijyen kitleri ulaştırılırken depremzede kadınların ve kız çocuklarının merkezlerine bu ihtiyaçları sormak ya da bunları almak konusunda çekinceler yaşanıyor” ifadelerine yer verildi.
Raporda mültecilere dönük ayrımcılık ve ırkçılığın mülteci çocukların güvenliğini riske attığı belirtildi.
KAMU KURUMLARI HAK İHLALİ YAPIYOR
“Çocukları nesne haline getiren, güçsüzleştireni kimliklerini açık eden görseller paylaşmayın” çağrısını yapan Ekmek ve Gül raporuna göre, özellikle kamu kurumları tarafından resmi olarak yapılan haber, paylaşılan görsel ve videolarda, çocukların her türlü korunmasından sorumlu olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının paylaşımlarında da sıklıkla ihlal içeren paylaşımlar görülüyor.
ÇOCUK ÇADIRI DENEYİMLERİ: ÇOCUKLAR İÇİN BİR SIĞINAK
Raporda Ekmek ve Gül’ün Antep, İskenderun ve Malatya’da Kız Kardeşlik Köprüsü ile ‘Hayatı Yeniden Kuruyoruz’ kampanyası kapsamında oluşturdukları çocuk çadırı deneyimlerine de yer verildi. Antep’te Nar Sanat Derneği ile ortak kurulan, çoğunlukla mülteci ve yoksul çocukların katıldığı gökyüzü çadırı, İskenderun’da Mustafa Kemal Mahallesi’ndeki çadır kentte depremin 37. gününde AFAD tarafından kaldırılan çocuk çadırı ve Malatya’da çadır kentteki çocukların katıldığı çocuk etkinlikleri çadırının çocuklar üzerindeki olumlu etkilerine işaret edilerek “3 ayrı ildeki deneyimlere göre çocukların istikrarlı bir şekilde parçası olabildiği güvenli oyun alanları, eğitici aktiviteler depremin ardından çocukların kendilerini yeniden kontrolde hissetmelerini kolaylaştırıyor, öz güvenlerini artırıyor” denildi.
DEPREMZEDE ÇOCUKLAR İÇİN NE YAPILMALI?
Ekmek ve Gül depremzede çocuklar için acilen yapılması gerekenleri sıraladı:
- Deprem bölgesinde çocukların barınma- gıda ve suya erişimleri hızla sağlansın
- Kız çocuklarına menstural hijyen malzemeleri sağlansın
- Barınma alanlarında çocukların kullanımına uygun alanlar yapılsın
- Geçici yerleşim alanlarında çocukların korunması için gerekli tüm tedbirler alınsın
- Kayıp olan tüm çocukların durumu gerçeği yansıtacak şekilde açıklansın
- Çocuk koruma mekanizmaları hızla işler hale getirilsin
- Okula gitmeyen/gidemeyen çocukların takibi yapılsın
- Çocukların psikososyal hizmetlere erişimleri sağlansın
- Yaş gruplarına göre güvenli oyun alanları oluşturulsun
- Akranları ile sosyalleşebilecekleri güvenli alanlar oluşturulsun
- Çocukların sağlığı, gelişimi için devlet kurumları çocukların takibini yapsın
- Tarikat ve cemaat evlerinde kalan çocukların takibi yapılsın
- Çocukların sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırılsın (HABER MERKEZİ)