Ermeni Soykırımı'nın 108. yılında katledilenler anılıyor
1915 Ermeni Soykırımın 108'inci yılında yüzleşme ve soykırımın tanınması çağrısı sürüyor.
Tarlada ölü çocuğun yanında diz çökmüş Ermeni kadın. (Fotoğraf: Wikimedia Commons)
24 Nisan 1915’te Ermeni aydınların sürgüne gönderilmesiyle başlayan tehcir ve soykırımda yaşamını yitirenler anılıyor.
AKDENİZ: YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada "Sürgün, soykırım ve asimilasyon politikalarıyla yüzleşmeden ne tarihsel yüzleşme ne de tam anlamıyla helalleşme mümkün. Ermeni halkının acılarını paylaşıyor, her türden ayrımcılığa karşı yaşasın halkların kardeşliği diyoruz." diye seslendi.
April 24, 2023
HDP: YÜZLEŞMEK TOPLUMSAL BARIŞI KURMANIN ÖNEMLİ BİR ADIMI
Ermeni Soykırımı’nın 108’inci yılına dair açıklama yapan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) yüzleşme çağrısı yaparak toplumsal barışın ancak bu şekilde sağlanabileceğini vurguladı. HDP MYK tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Tarihsel hakikatlerle yüzleşmek, mağdur halklar ve inançlardan özür dilemek ve onarıcı adalet yollarına başvurmak, birbirini anlamak ve tarihsel yaraları samimi bir yaklaşımla sarmak ortak bir gelecek için vazgeçilmez adımlardır” denildi.
Ermeniler üzerinden başlayan soykırımın diğer Hıristiyan halklar üzerinde de devam ettiği belirtilen açıklamada, "Farklılıkları silmek ve homojen bir toplum yaratmak; tek ırk-tek din-tek dil anlayışını hakim kılmak; bu topraklarda farklı halkların ve inançların yaşadıklarını unutturmak hedefi o günden bu yana süregeldi. Bu topraklar üzerindeki hiçbir etnik kimlik, dil, kültür ya da inancın bir diğerinden üstün olmadığı gerçeği halen toplumsal ve siyasal genel kabul görmedi. İnsanlığa karşı işlenen suçlarla yüzleşmek ortak ve eşit bir geleceği, toplumsal barışı kurmanın da önemli bir adımıdır. Coğrafyamızı çoraklaştıran utançlarla yüzleşmeyi ertelemek, toplumsal barışa ve hakikatlerin konuşulmasına hizmet etmemektedir. Bu duygu ve düşüncelerle, Anadolu ve Mezopotamya’nın kadim halkları olarak, 108 yıllık acıları paylaşıyor, yaşanmış olan Büyük Felaketi, bu insanlık trajedisini yüreğimizin derinliklerinde duyuyor, o süreçte yaşamını yitirenleri bir kez daha hüzün ve saygıyla anıyoruz.”
YEŞİL SOL PARTİ: BU BASKICI DÜZENİ HALKLARIMIZLA BİRLİKTE DEĞİŞTİRECEĞİZ
Yeşil Sol Parti eş sözcüleri Çiğdem Kılıçgün Uçar ve İbrahim Akın tarafından yayımlanan açıklamada "Yeşil Sol Parti olarak 1915’in acılarını paylaşıyor, halklarımızın yasına ortak oluyoruz. İnkârdan vazgeçip her şeyi tüm açıklığıyla konuştukça, acıları paylaştıkça geleceği birlikte kurabilmenin, Türkiyeliler olarak eşit yurttaşlık ilişkisi içinde bir arada yaşayabilmenin imkânlarını hep birlikte çoğaltmaktan başka seçeneğimiz olmadığını biliyoruz. Geçmişimizle yüzleşirken, ülkenin her köşesinde Ermeni kimliğine sahip yurttaşlarımızla, artık kendilerini gizlemek zorunda kalmadıkları, inanç mekânlarını özgürce kullanabildikleri, eşit birer yurttaş olarak yaşadıkları bir ülke, demokratik bir Cumhuriyet için birlikte mücadele ediyoruz. Sürgün edilen ailelere yurttaşlık haklarının iade edilmesi, yaraları saracak hukuki düzenlemelerin gerçekleştirilmesi ve Ermenistan’la ilişkilerin normalleştirilmesi atılması gereken ilk adımlardır. Ermeni toplumunun yaşadığı insanlık trajedisini yüreğimizin derinliklerinde duyuyor, bu süreçte yaşamını yitirenleri bir kez daha saygıyla anıyoruz. Çatlağını bulan sular gibi buluşup çağıldayacağımız günlere erişmek için, büyük acılara yol açan bu baskıcı düzeni halklarımızla birlikte değiştireceğiz." ifadelerine yer verildi.
TİP: KARDEŞÇE YAŞAYACAĞIMIZ ÜLKEYİ BİRLİKTE KURACAĞIZ
Türkiye İşçi Partisi'nin Twitter hesabından yapılan açıklamada "Coğrafyamızın kadim halklarından Ermeni halkının topraklarımızdan koparılmasının acısını yaşamaya devam ediyoruz. Bu Büyük Felaketle yüzleşmek sadece geçmişe değil, ortak geleceğimize karşı da sorumluluğumuzdur. Aydınlık ve özgür günlerde kardeşçe yaşayacağımız bir ülkeyi birlikte kuracağız." denildi.
İHD | ERMENİ SOYKIRIMI’NIN 108 YILINDA: YETER! İNKÂRA SON!
İnsan Hakları Derneği (İHD) Irkçılığa ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon, öğle saatlerinde dernek binasında basın toplantısı düzenledi. Açıklamada "Soykırımı tanı, af dile, tazmin et. Artık yeter! Adalet ve Hakikat için Ermeni soykırımının inkarına son" denildi.
Birinci Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde, İstanbul Ermeni Patrikhanesi’nin verilerine göre Osmanlı İmparatorluğu’nda yaklaşık 2 milyon Ermeni yaşadığı belirtilen açıklamada; ülkede 2 bin 925 Ermeni yerleşimi bulunduğu, buralarda yaşayan Ermeni cemaatlerinin 1996 okulu, 173 bin 000 erkek ve kız öğrencisi, 2 bin 538 kilise ve manastırı olduğu hatırlatıldı.
1915’te başlayan Soykırım ve sonrasında, hatta Cumhuriyet dönemindeki politikalar sonucunda bu yerleşim yerlerinden geriye hiçbiri kalmadığı belirtilen açıklamada, "Kalanlar artık Ermeni yerleşimi değildi. 50 bin civarında olduğu tahmin edilen bugünkü Ermeni nüfusu, en yoğun olarak İstanbul olmak üzere, büyük çoğunlukla üç büyük şehre dağılmış olarak yaşıyor. Devlet Ermenileri imha etmekle kalmadı. İzlerini de sildi Bugün Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı yerlerde onlardan iz bulamazsınız. Kiliseler doğa koşullarının tahribine bırakılmakla kalmadı, topa tutularak, dinamitlenerek yıkıldı. Anadolu’daki okulların hiçbiri artık yok. Soykırım’da sadece insanlar kitleler halinde katledilmedi, okulları, kiliseleri, mezarlıkları, manastırları, işyerleri ile tüm bir toplumsal doku yok edildi."
1915’te başlayan süreçte Anadolu’nun diğer Hıristiyan halkları, Süryaniler ve Rumlar'ın da soykırıma uğratıldığı de getirilen açıklamada, sürecin sadece katliamlardan ibaret olmadığı, mülklerin yanı sıra, değerli eşya kasalarına, banka hesaplarına varıncaya dek varlıklara da el konulduğu hatırlatıldı.
Soykırımı inkar politikasının sürdüğü belirtilen açıklamada "Ermeni Soykırımı 99 yıldır inkâr ediliyor. İnkârın, insanlığa karşı işlenmiş bu akla hayale sığmaz suçun gizlenmesinde bu büyük hırsızlığın da payı var. Bugünkü hırsızlık ve yolsuzluk düzeninin dibinde soykırımın büyük yağması yatıyor. İnkâr, sadece 'ben yapmadım' demek değil. İnkâr, 'yaptık çünkü hak etmişlerdi' demek. Televizyonlarda devlet erbabının, inkârcı tarihçilerin, 'saygın aydın ve yazarlar'ın, yüzleri kızarmadan soykırımı meşrulaştırmaları, yapılanı aklamaları demek. Türkiye toplumunun ağırlıklı kesiminin bu söylenenlere inandığını, hatta bunu duymak istediğini bilmenin güvenine sahip olmak demek. İnkâr, kurbanların anısına ve onların torunlarına hakaret etmek demek" ifadeleri yer aldı.
Açıklama şöyle son buldu:
"Biz, insan hakları savunucuları diyoruz ki, soykırım bir politika, bir diplomasi, bir uluslararası ilişkiler konusuna indirgenemez. Soykırımın her şeyden, ama her şeyden önce devlet eliyle gerçekleştirilen en kitlesel insan hakları ihlali olduğu unutulamaz. İnkâr en kapsamlı, en etkili, en kalıcı, en yaygın insan hakları ihlalidir, çünkü çarpan etkisiyle çoğalan sayısız insan hakları ihlaline kaynaklık eder, teşvik eder, cesaretlendirir. Soykırım sonucu anayurtlarından kopartılıp dünyanın dört bir yanına dağılmış Ermenilerin uğradıkları, hesaba da, sayıya da gelmeyecek kadar büyük kayıplarının telafisine yönelik talep, istek ve dileklerine yanıt verilmelidir. İnkâr, böyle bir telafi ve adaletin yerine gelmesi sürecinin de önünde engeldir. Bu yüzden yıllardır bir çağrı yapıyoruz: Soykırımı tanı, af dile, tazmin et. Artık yeter! Adalet ve Hakikat için Ermeni soykırımının inkarına son."
HDK: 108 YIL BOYUNCA ERMENİ SOYKIRIMIYLA YÜZLEŞİLMEDİ
Halkların Demokratik Kongresi Halklar ve İnançlar Meclisi tarafından "108 yıl boyunca Ermeni Soykırımıyla yüzleşilmedi" başlığıyla yapılan açıklamada "24 Nisan 1915'te, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin örgütü Teşkilat-ı Mahsusa tarafından Ermeni aydın ve siyasetçiler başta olmak üzere Ermeniler, evlerinden alınarak zorla tehcir edildi. Ermeni halkı, binlerce yıl yaşadığı topraklardan göç ettirilerek katledildi. Yaşanan acılar netlikle soykırımdı. Bu acıların neticesinde mülkiyet ve kültürel varlık kamu iradesiyle zorla el değiştirdi. 108 yıl boyunca Ermeni Soykırımıyla yüzleşilemedi. Yüzleşilmeyen suç tekrarlandı ve coğrafyadaki acılar bugüne kadar sürdü. Ermeni soykırımı, yüzyılın başında katliamcı çizginin halklara reva gördüğü bir siyasetin sembolü haline geldi. Ermenilere yaşatılan soykırımla yüzleşilemediğinden dolayı Asuri, Süryani, Rum, Keldani, sonrasında Alevi ve Kürt halkların acıları da benzer bir şiddetle yaşandı. Katliamla ve acıyla yüzleşmek, Türkiye'nin demokratik geleceğinin ve bir arada birlikte yaşama kültürünün olmazsa olmazıdır. Halkların Demokratik Kongresi olarak, 108 yıl önce yaşanan Ermeni Soykırımı'nda katledilen canları saygıyla anıyoruz." ifadelerine yer verildi.
April 24, 2023
DİYARBAKIR BAROSUNDAN "HAKİKATİN AÇIĞA ÇIKARILMASI" SÜRECİNİN BAŞLATILMASI ÇAĞRISI
Diyarbakır Barosu ise açıklamasında " Diyarbakır Barosu, insan haklarını savunma ve koruma sorumluluğuyla bu topraklarda demokratik, adil ve barışçıl bir geleceğin inşası amacıyla geçmişte yaşanmış insan hakları ihlalleri, katliamlar ya da başka türden şiddetli toplumsal travmalarla yüzleşmenin gerekliliğini her fırsatta savunmuştur" dedi.
24 Nisan 1915'in başta İstanbul olmak üzere birçok şehirden Ermeni aydınların, yazarların, sanatçıların, öğretmenlerin, avukatların, doktorların, mebusların evlerinden alınarak götürülmesiyle toplumsal tarihimizdeki en acı felaketin başlangıç günü olduğunu belirten Baro, "Yüz yıl önce Anadolu’da iki milyonluk nüfusa sahip, Diyarbakır nüfusunun üçte birini oluşturan dostumuz, sırdaşımız, komşumuz olan yüzbinlerce Ermeni bu topraklardan zorla koparılmış tehcir yolunda İttihat ve Terakki yönetiminin desteği ve kontrolü altında öldürülmüş yahut ölüme terkedilmiştir. Süregelen soruşturma tehditlerine rağmen önceki yıllardaki açıklamalarımızda belirttiğimiz üzere, ister kurbanların dediği gibi ‘Medz Yeghern’, ister topraklarımızda adlandırıldığı üzere ‘Fermana Fılla’, isterse Polonyalı hukukçu Raphael LEMKIN’in “Ermeni Halkına yapılanlardan esinlenerek düşündüm ve kaleme aldım” dediği şekliyle ‘Soykırım’ olarak zikredelim felaket ve acı, yani hakikat değişmeyecektir. İki bin beş yüz sene boyunca bu topraklarda yaşayan, bu toprakların diline, kültürüne, sanatına katkı sunan Ermeni toplumu artık bu topraklarda yaşamamaktadır" ifadelerini kullandı.
Diyarbakır Barosunun açıklamasında "Diyarbakır Barosu olarak; her 24 Nisanda olduğu gibi bir kez daha yüzleşmek ve helalleşmek için “hakikatin açığa çıkarılması” sürecinin başlatılması çağrısında bulunuyoruz. Medz Yeghern’in, Fermana Fılla’nın, Büyük Felaket’in, Soykırım’ın kurbanlarını rahmetle anıyor, Ermeni toplumunun acısını bir kere daha paylaşıyoruz." denildi. (HABER MERKEZİ)