25 Nisan 2023 10:41
/
Güncelleme: 23:22

43 madencinin hayatını kaybettiği Amasra maden katliamına dair davanın ilk duruşması, mahkeme koridorunda görüldü

Hilal TOK
Bartın

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesine ait maden ocağında 14 Ekim 2022’de meydana gelen ve 43 işçinin hayatını kaybettiği, 9 işçinin ise yaralandığı patlamaya ilişkin 8’i tutuklu 23 sanığın yargılanmasına başlandı. Bartın 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmada salonun küçük olmasından dolayı avukatlar ve aileler duruşmayı adliye koridorundan takip etti.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, Bartın CHP Milletvekili Aysu Bankoğlu, Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır, DİSK MYK Üyesi ve Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan, Bartın Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri ile Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel, Maden Mühendisleri Odasından bir heyet ve Emek Partisinin Yeşil ve Sol Parti listesinden Kastamonu Milletvekili  adayı Fikret Tufan Yazıcı dava takibi ve dayanışma için Bartın Adliyesine geldi.

Dava öncesi Bartın'da bulunan Atatürk Stadyumu önünde toplanan aileler ve emek örgütleri buradan adliyeye yürüme kararı almıştı. TOMA ve polislerin stadyum önüne konuşlandığı alanda,  emniyet tarafından markaja alınan aileler oldu. Dava öncesi yürüyüş yapmak isteyen ailelerin emniyet tarafından aranarak yürüyüşe katılmaması istendi. 

Bazı madenci aileleri, stadyum önünün güvenli olmadığı gerekçesiyle polisler tarafından adliyeye doğru yönlendirildiğini söyledi. Engellemelere rağmen madenci aileleri ve emek örgütleri stadyum önünden adliyeye yürüdü.

AVUKATLAR DAVANIN ERTELENMESİNİ TALEP ETTİ

Bartın Baro Başkanı Ferhat Parlatır ve aile avukatlarından Evren İşler, adliye koridorunda adil ve şeffaf bir yargılama yapılamayacağını söyleyerek, bina kolonlarından sanıkların yüzlerinin bile görünmediğini belirtti. Daha büyük ve sağlıklı bir salon tahsis edilmemesine tepki gösteren avukatlar, bu nedenle davanın ertelemesini talep etti.

Görülen davanın duruşması için mahkemenin spor salonu talebine olumsuz yanıt veren Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün, “temayül yoklaması toplantısı” amacıyla AKP’ye salon tahsis ettiği ortaya çıkmıştı.

TBB Başkanı Erinç Sağkan, "Birçok avukat arkadaşımız bilgisayar ekranına dahi ulaşamıyor. Yeni bir mekanı tüm meslektaşlarım adına talep ediyorum" dedi.

Davaya devam kararı alan mahkeme,  iddianamenin okunmasıyla devam etti.

İddianamedeki bilir kişi raporunun okunmasının ardından, adli tıp raporu okunmaya başlandı.

“BİLE BİLE ÖLDÜRDÜNÜZ”

İddianame ve adli tıp raporlarının okunduğu sırada, zaman zaman ailelerin feryatları yükseldi. Yakınlarını kaybeden aileler mahkeme salonundan "Bile bile öldürdünüz,  kaza bile bile geliyorum demiş, kimse önlem almamış, oturdukları yerden para kazanmışlar,  kim bilir kimler var arkalarında" diye haykırdı. Mahkeme heyetini ve sanıkları koridorun kolonlarından göremeyen aileler sandalye üzerine çıkarak görmeye çalıştı.

Eşi Şaban Yıldırım'ı katliamda kaybeden ve 4 ay önce ikiz bebeklerini doğuran Sena Yıldırım da mahkemeye kucağında babalarını hiç göremeyen bebekleriyle katıldı.

İstanbul Ankara ve Tekirdağ Baroları da davaya katılım talebinde bulundu. Duruşmaya ara verildi.

eylem yapan işçiler

Fotoğraf: Hilal Tok/Evrensel

“KAZA DEĞİL, KATLİAM”

Verilen aranın ardından sanık savunmalarına geçildi.Sanıklardan Amasra Müessesi Müdürü Cihat Özdemir, tutuklu sanık "Kazada vefat edenlerin ailelerine başsağlığı sağlığı diliyorum" derken aileler, "Kaza değil, katliam" diye tepki gösterdi.

İş güvenliği uzmanlarınca hava ölçümlerinin TTK'ya bildirildiğini söyleyen Özdemir, "Bana gelen ölçülerde 05 altında idi ve yönetmeliklere aykırı bir durum yoktu. Emici aspiratör kullanılır madenlerde, yönetmelik gereği bunun üfleyici olması çok özel şartlar gerektiğinde istenmiştir. Bunun sonrasında ihale işi genel müdürlük tarafından takip edilmektedir. İş güvenliği malzemesini ihalesini genel müdürlük takip eder. İlgili birimler buna dair detaylı açıklamalar yapılacaktır. Metan gramajı 50 metreden az olmamak şartıyla topuk bırakılır ve on metrede bir sondaj yapılır. Biz burada kontrol sondajlarını yaptık. Kömür tozu ile mücadelede belli hesaplamalar vardır. 2022 Eylül sonu itibariyle yeterli taş tozu serpilmiştir. Taş tozunun yanında çimento enjeksiyonu yapılmıştır. Su cendereleri ile su püskürtmeleri yapılmıştır. Tozla gerekli mücadeleler yapılmıştır” dedi.

“TTK Genel Müdürlüğü, mühendis ve kadronun sayısal olarak ne kadar olması gerektiği konusunda norm kadro çalışması yapılmış. Norm kadroya göre eleman ihtiyacımız daha önce genel müdürlüğe bildirilmiştir. Müessesemiz tam zamanlı iş güvenliği uzmanına sahiptir, burada sayısal olarak bir eksiğimiz yoktur. Teorik eğitimlerin yanında işçiler pratik eğitimin ardından çalışmaya başlamaktadır. Bu eğitimi almadan işçi çalıştırmıyoruz. 6 ayda bir acil durum tatbikatları yapılmakta, acil kaçış planları yapılmaktadır” diyen Özdemir, iş güvenliği önlemlerinin alındığını iddia etti.
“Yönetmeliklerimiz Avrupa Birliği yasası ile yapılmıştır. Ancak bilirkişi ABD standartlarına göre rapor yazmıştır. Ayrıca bilirkişi öznel ifadelere göre değerlendirmeler yapmıştır. Lağım atıldıktan sonra bir acele, ya da bekleme ile ilgili sıkıntılar patlamaya neden olmuş olabilir. Çünkü lağım atıldıktan sonra yarım saat beklemek gerekiyor yönetmeliklere göre" ifadesiyle işçilerde sorumluluk bulan sanık Özdemir, işçilerin lağım attıktan sonra beklemediğini iddia etmesi üzerine aileler tepki gösterdi.

Cihat Özdemir, madende bozuk olan fantüpten haberi olmadığını, katliamın ardından fantüpün bozuk olduğundan haberi olduğunu söyledi. İçerideki havanın yetersizliğine dair iş güvenliği uzmanının sorumluluğu olduğunu, kendisinin yetersiz hava ve bozuk fantüpe dair bilgisinin olmadığını söyledi. Herhangi bir sorun karşısında faaliyeti durdurma yetkisi olduğunu söyleyen Özdemir, gaz ölçüm odasında iki personel olması gerektiğini, olay anında bir görevli olduğunu bildiğini, bunun da bilgisi dahilinde olduğunu ancak buna rağmen çalışmanın sürdürüldüğünü belirtti. 

Özdemir, TTK genel müdürlügünün bir sorumluluğu var mıdır sorusuna "Belki dikkatsizlik, eksikler vardır ama TTK Genel Müdürlüğünün bir kusuru yoktur" dedi.

23 SANIK YARGILANIYOR

Bartın’ın Amasra ilçesindeki TTK Amasra Müessesesine ait maden ocağında 14 Ekim Cuma günü saat 18.15 sıralarında meydana gelen patlamada 41 işçi hayatını kaybetmiş, 11 işçi yaralanmıştı. Bir işçi sevk edildiği hastanede 4 Kasım 2022’de, bir işçi de patlamadan 173 gün sonra yaşamını yitirmişti.

Amasra Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında aralarında TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir’in de bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı.

Şüphelilerden TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu ve Başmühendis Mehmet Tural ile kartiyelerden (Birkaç üretim ünitesinden oluşan ocak) Sorumlu Maden Mühendisleri Levent Aydın ve İbrahim Hakan Mengeş ile Emniyet Mühendisi Şahan Kahraman “Bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olmak” suçundan tutuklanmış; 4 şüpheliye adli kontrol hükümleri uygulanmış, şüphelilerden 3’ü çıkarıldıkları mahkemede, 9’u savcılık sorgularının ardından serbest bırakılmıştı. Bu şüpheliler arasında yer alan bir kişi hakkında da soruşturma sürecinde “takipsizlik” kararı verilmişti.

İddianamede, tutuklu sanıklar Özdemir, Ekmekci, Soylu ve Tural hakkında 42 kez “Olası kastla öldürme” suçundan toplam 840 yıldan 1050 yıla kadar, 4 kez “Olası kastla yaralama” suçundan da toplam 4 yıl 16 aydan 12 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

4 sanığın iki suçtan toplam 844 yıl 16 aydan 1062’şer yıla kadar hapsi istenen iddianamede, diğer 4’ü tutuklu 19 sanığın ise “Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6’şar aya kadar hapsi isteniyor.

"BİNLERCE İŞÇİNİN CANINA KAST EDENLER YARGILANMIYOR"

Dava öncesi adliye önünde konuşan DİSK Yönetim Kurulu Üyesi ve Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan, “43 canımızı yitirdik, göz göre göre ölüme gönderildi. Haftalar, günler önce ilgili kurumlar uyarılmasına rağmen, burada ‘hadi hadi’ düzeni devam etti. Grizu patlaması sonucunda 43 canımızı, arkadaşımız kaybettik. Bu ülkede en ucuz işçilerin hayatı, en düşük maliyetli olan şey işçilerin yaşamıdır. Orada güvenlik önlemleri alınsaydı, kotun altına inilmesiydi, gerekli uyarılara kulak asılsaydı bugün arkadaşlarımız aramızda olacaktı” dedi. Binlerce işçinin hayatını kaybettiğini söyleyen Aslan şöyle devam etti: Soma’da, Ermenek’te, Torunlar’da oralarda da işçi arkadaşlarımız hayatını kaybetti, göstermelik yargılamalar yapıldı. Asıl sorumlular yargılanmadı. Asıl sorumlular bu ülkeyi yönetenler, binlerce işçinin canına kast edenler yargılanmıyor. Bakanlık sorumlu değil, en üst düzeydeki yetkililer sorumlu değil, bakıyoruz ki birkaç insanı bulup göstermelik cezalarla bu işin üzerini örtmeye çalışıyorlar.

"AMASRA’NIN, SOMA GİBİ OLMAMASI İÇİN SÜRECİ TAKİP EDECEĞİZ"

CHP Milletvekili Aysu Bankoğlu, “Bu acı facia öngörülebilir, önlenebilir bir kaza olduğu için cinayettir. Bir daha böyle facialar yaşanmaması için Amasra’nın da Soma gibi olmaması için süreci sonuna kadar takip edeceğiz. Bu facianın yaşanmasında sorumluluğu olan her kimse sorumluluktan asla kaçamayacaklar. Hesabını biz soracağız” diye konuştu.

Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır, “Esas mesele buradaki işçileri az sayıda istihdam ile çalışmaya zorlayan sistemdir. Liyakat sorunu yaşayan idarecilerdir, üretim baskısı yapan siyasettir. Biz davanın sonuna kadar takipçisi olacağız, sizleri de Soma’yı unutmadan Amasra son olsun diyerek yanımıza bekliyoruz” dedi.

“ADALET İÇİN BURADAYIZ, EVLATSIZ KALAN ANALAR İÇİN BURADAYIZ”

Bir madenci yakını, “Kardeşim adına buradayım. 92 gündür içim yanıyor, ağlıyorum. Bugün hak için, adalet için buradayız. İçimizin yangınını biraz olsun söndürebilmek için buradayız” ifadelerini kullandı.

Başka bir madenci yakını ise, “ Adalet için buradayız, evlatsız kalan analar için buradayız. Yetim kalan çocuklar için buradayız. Adalet yerini bulana kadar asla buradan ayrılmayacağız” dedi.

Evrensel'i Takip Et