Bayraklı Belediyesi Fen İşleri işçileri: Kadro talep ediyoruz

Bülent TAŞ
İzmir

Sınıflar arası uçurumun derinleştiği, işsizliğin ve yoksulluğun arttığı ülkemizde emekçiler bir çıkış yolu ararken seslerinin en güçlü yükseleceği yer olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Biz de bu dönemde kadro talebiyle öne çıkan İzmir Bayraklı Belediyesi Fen işleri birimde çalışan işçilerle sohbet ettik.

“TAŞERONLAŞMANIN ÖNÜ AÇILDI, İLAVE ŞİRKETLER KURULDU”

1 Mayıs’ın işçinin elindeki en değerli bayram olduğunu ifade eden Bayraklı Belediyesi Fen işleri işçisi Burhan Gürbulak, kadro talebinin onlar için önemli olduğuna dikkat çekti. Gürbulak, “1 Mayıs bizim kendi bayramımız. Emekçinin birleştiği bir topluluk halinde alanlara çıkacağız. Kadro öncelikli talebimiz. Hükümetin 696 sayılı yasayı getirmiş olduğu ve tüm işçilere özellikle belediye personellerini de kadro anlamında işin içine soktuğu ama kadro vermediği bir durum yaşadık. Yani hükümet birebir kendi işçisini kandırmış gibi bir şey oldu, belediyeleri biraz daha yarı özel konumunda olduğu için siyasi olduğu için kamuya almadılar. Şimdi biz gene belediye olarak 696’yla geçtik belediye şirketlerindeyiz ama farklı şirketler de oluşmaya başladı, yani taşeron gerçek anlamda kalkmış görünmüyor. Yine taşeronlaşmanın önü açıldı, ilave şirketler kuruldu, işçi alımları ilave şirketlere yapılıyor. Bunun düzelmesini beklerken aynı sıkıntıyı tekrardan yaşamaya başladık, değişen hiçbir şey olmadı. Öncelikle sendikalarımızdan bunun için daha büyük mücadeleler bekliyoruz, sendikaların da bu konuda baskı yapmasını istiyoruz hükümete. Yani ilk talebimiz gerçekten bir kadro almak, bunun için mücadele vereceğiz alanlarda” dedi.  

“ÜLKEDE ÜRETİM YOK, DIŞA BAĞIMLI HALE GELDİK”

Her gün hepimizin gündeminde olan seçimlere dair görüşlerini sorduğumuzda ise beklentisinin büyük olduğunu belirten Gürbulak, ‘‘Ülkenin sistematik anlamda çıkmaza girdiği bir dönemi yaşıyoruz ve en acı gerçek orta sınıf yaşantısı bitti artık, zenginler ve fakirler olarak ülke ikiye bölünmüş durumda. Ülkede üretim yok, dış ticaret çok fazla üretim olmadığından dolayı enflasyonun önüne geçemiyorlar paramız gittikçe değersizleşiyor zaten. Ülkemden ilk beklentim üretimin artması çünkü önce üreteceğiz sonra tüketeceğiz üretmeyen bir toplum tüketmeye mahkumdur. Buna bağlı olarak gelir seviyesinde iyileştirme de talebimiz tabi ki. Adalet sisteminin de farkındayız, hukuk sistemindekiler habersiz hiçbir dava açamıyorlar, adalet sisteminin baştan sona değişmesi gerekiyor. Bunun yanı sıra sağlıkta da çığır açtık zaten, önceden hastanelerde kuyruk bekliyorduk, en azından 1-2 gün o kuyrukta durup tedavi görebiliyorduk, şimdi 6 ay sıra alamıyoruz. Sağ olsun değerli ülke yöneticilerimiz tüm doktorlarımıza ‘kapı orada gidebilirsiniz’ dedi kendilerini dış ülkeye yöneltmiş oldu. Bu ülkenin çocuklarının bu ülkeye faydalı olmak için geri döneceklerini ve mücadele edeceklerini düşünüyorum” diye konuştu.

“ADİL ÜCRET, ADALET, SAĞLIK…”

İşçilerde Altan Karadayı ve diğer  sohbet ettiğimiz diğer işçiler de kadro talebine dikkat çekti. Karadayı, “Bizim tek talebimiz belediyede çalışan KHK’lı işçilere ve şirket işçilerine norm kadro verilmesi. Hükümet 18 yıldır kadro vermedi. 18 yıldır kadro vermediği için şu anda bütün işçiler taşeron aslında. Onun dışında bu ülkede başka alanlarda da sözleşmeli çalışanlar var. Mesela öğretmenler… Sözleşmeli öğretmenlerin sayısı çok fazla, bunların da kadrolu olmasını istiyorum. Dershanelerde de özel okullarda da kötü koşullarda çalışan öğretmenler var. Devlet bunları istihdam etmeli. Her alanda iş güvencesi verilmeli. 1 Mayıs’tan talebim adil bir ücret, adalet, sağlık ve eğitim. Bunlar olmazsa bir devlette o ülke sağlıklı bir ülke olmaz” dedi.

Bir başka işçiye ise, “Kadrolu işçi ile aynı işi yapan işçi arkadaşlar arasında ücret farklılıkları var. Hak kayıpları var. Kadro talep ediyoruz” diye ekledi.