"Piyasacı sağlık sistemine karşı mücadeleyi büyütelim"
"1 Mayıs’a doğru giderken bir sağlık emekçisi olarak ‘Yaşasın hakça düzen’, ‘Yaşasın 1 Mayıs’ diye bir kez daha haykırıyor ve güzel yarınlara olan umudumuzu birlikte büyütüyoruz!"

Fotoğraf: Ashkan Forouzani/Unsplash
Buca Şeyfi Demirsoy Hastanesinden bir sağlık emekçisi
İzmir
1 Mayıs’a doğru giderken bir sağlık emekçisi olarak beklentilerim ülkemdeki diğer insanların beklentilerinden çok da farklılık göstermiyor aslında. Hakça bir düzen, eşit ve özgür bir yaşamı umut ediyor ve bunun için de var gücümle mücadele ediyorum. Çünkü biliyorum ki bu karanlık aydınlanmadıkça benim çalıştığım sağlık alanı da asla düzelmeyecek.
Zira diğer çalışma alanları gibi sağlık alanında çalışan emekçilerin mesleklerini icra ederken yaşadığı sorunlar ve baskılar bu karanlıktan besleniyor. Çalışma hayatımın 28. yılında, geldiğim noktada piyasalaşan sağlık hizmetlerini görüyorum.
Hasta bakımında kullanılan ucuz materyallerden tutun da müşteri mantığıyla bakılan hastaların sağlık hizmeti alabilmek için nasıl çırpındıklarına tanık oluyorum ve içim acıyor. Bu bakış açısından vazgeçilmesini nitelikli ve koruyucu sağlık hizmetlerini önceleyen politikaların geliştirilmesini bekliyorum. Mesleğini yaparken saygı görmeyi, yapılan işe değer verilmesini istiyorum, “Benim vergilerimle maaş alıyorsun” cümlelerini artık duymak istemiyorum.
Ekonomik olarak yoksulluk sınırında çalıştırılan, ailesine daha iyi koşullar sağlayabilmek için fazla mesai yapmak zorunda kalan ve sonunda kendi sağlığından olan tüm sağlık emekçilerinin özlük haklarının iyileştirilmesini, emekliliğine yansıyan insan onuruna yaraşır bir ücret iyileştirmesinin bir an önce yapılmasını talep ediyorum.
BİZ EMEKÇİLER AYNI GEMİDEYİZ
Bu çarpık sistemde “kovid sürecinde” olduğu gibi meslek hastalıklarına yakalanıp bir de bunu ispat etmek zorunda bırakılmak istemiyorum. Sahada ekip anlayışının benimsendiği, emekçiler olarak aslında hepimizin aynı gemide olduğumuzun farkında olduğumuz çalışma alanlarını görmek istiyorum. Burada sıraladığım istekler aslında ‘atla deve’ değil, değil mi? Ama biz bunları kaybettik kaybettirildik. Bilinçli ve sistematik bir şekilde çarklar döndürüldü ve sağlık piyasalaştırıldı. Sözüm ona koca koca şehir hastaneleri yapıldı. Gel gör ki, bu ucube binalarda bir alandan diğer alana gidene kadar maraton koşmak gerekti. Niye mi? Çünkü o kadar birbirinden uzak, kopuk birimler inşa edildiler ki hastalara müdahale edilene kadar çok kayıplar yaşandı. Hoş, o hastanelerde çalışacak sağlık emekçilerinin sayıları da son yıllarda yurt dışına verdiğimiz sağlık emekçisi göçüyle azaldı.
Sağlığın ulaşılabilir ve ücretsiz olması gerekliliğinden dolayı şehir hastaneleri mantığının terk edilerek devlet hastanelerinin her şehirde halkımızın kolaylıkla ulaşabileceği alanlarda konuşlandırılmasının gerekliliği ve önemimi bir kez daha vurguluyor ve altını çiziyorum.
1 Mayıs’a doğru giderken bir sağlık emekçisi olarak ‘Yaşasın hakça düzen’, ‘Yaşasın 1 Mayıs’ diye bir kez daha haykırıyor ve güzel yarınlara olan umudumuzu birlikte büyütüyoruz!
Evrensel'i Takip Et