Ümraniye’de seçim havası parçalı bulutlu
Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, İstanbul Ümraniye'de seçmenlerle konuştu.
Fotoğraf: Fatih Polat/Evrensel
Fatih POLAT
İstanbul
Ümraniye, sanayileşmeye bağlı kentleşmeye rağmen geleneksel bağların korunduğu, AKP’nin de ilk seçiminden itibaren güçlü destek bulduğu ilçelerin başında geliyor.
2022 yılına göre 732 bin 379 olan ilçe nüfusunun yüzde 50.05’i erkek, yüzde 49.95’i kadın.
AKP, kuruluşundan sonra girdiği ilk seçim olan 2002’de Ümraniye’de yüzde 44 ile birinci parti olurken, 2007 genel seçimlerinde oylarını yüzde 51’e çıkardı. İktidar partisi bu ilçede 2015 seçimlerinde yüzde 47.94, 2018 seçimlerinde yüzde 48.1 oy aldı.
YEREL SEÇİMLERDEKİ MESAJ
AKP, Ümraniye’de çoğu kez, ikinci büyük parti olan CHP’nin iki katından fazla oy alırken, ilçede AKP’ye oy veren seçmenlerin buna rağmen değişime kapalı olmadığının en yakın göstergelerinden birisi son yerel seçimlerdi. 31 Mart 2019 tarihinde yapılan yerel seçimlerde Cumhur İttifakının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Binali Yıldırım’a yüzde 54.6, Millet İttifakının Adayı Ekrem İmamoğlu’na yüzde 42.6 oranında oy çıkmıştı. AKP’nin dayatmasıyla tekrarlanarak gidilen 23 Haziran seçimlerinde Yıldırım’ın oyları yüzde 51.5’e düşerken, İmamoğlu’na destek 5 puan artarak yüzde 47.6’ya yükselmişti.
YEDİ SANAYİ SİTESİ
Yedi sanayi sitesine sahip ilçe, çok geniş bir sektör ağına yayılan üretim kapasitesiyle ülke ekonomisinde önemli bir yerde duruyor. 100 bini aşkın işçinin çalıştığı bu sanayi sitelerinde çeşitli hak arama eylemleri ve mücadele süreçleri, işçiler arasında göreli bir değişime yol açsa da, çeşitli tarikatlardan hemşehrilik ilişkilerine kadar uzanan yapının işçiler üzerinde hegemonik bir varlık gösterdiği görülüyor.
Bir önceki seçimde yine dolaştığımız ilçeye dair yazımıza, “Ümraniye’de siyasal kutuplaşma ağır, değişim yavaş” başlığını atmıştık. O seçimlerde AKP’nin oylarında nispi bir artış olmuştu.
Türkiye ekonomiye dair olumsuz tablonun AKP’ye oy verenler tarafından bir önceki seçimlerden farklı olarak daha fazla kabul edildiği bir tabloyla seçime giderken, Ümraniye’nin merkezini, mahallelerini ve en fazla işçinin çalıştığı sanayi sitelerinden birini dolaşarak nabız yoklamaya çalıştık.
‘EKONOMİ SIKINTILI AMA İSTİKRAR ÖNEMLİ’
İlçede çarşının, alışveriş merkezlerinin bulunduğu trafiğe kapalı Alemdağ Caddesi’nde partilerin bayrakları ve seçim araçları dikkati çekiyor. Bir bankta oturan iki kadına yanaşıyoruz. İsim vermiyorlar ancak konuşmayı kabul ediyorlar. Başörtülü olan (40) oyunu yine cumhurbaşkanlığında Erdoğan’a, milletvekilliğinde AKP’ye vereceğini söylüyor. Ekonominin durumuna dair yorumunu soruyoruz, “Ekonominin durumu sıkıntılı. Ama bu küresel bir sorun. İstikrar önemli” diyor. Yanındaki başı açık olan da ablasıymış. Ondan da, “aynı” yanıtını alıyoruz. Girdiğimiz ara sokaklardan birindeki küçük bir dükkanda çalışan başörtülü bir tezgahtara yaklaşıyoruz, “Siyasi görüşüm bende kalsın. Ama bu ülkede çok büyük haksızlıklar var. Mesela ben Kürt’üm, dilimi rahatlıkla kullanamıyorum” diyor.
Sohbetin ilerleyen bölümlerinde Selahattin Demirtaş’ın adını anıyor ve Kılıçdaroğlu’na oy verebileceğini ima ediyor.
HDP’LİLER: YSP VE KILIÇDAROĞLU
Siirtlilerin yoğun olarak uğradığı bir kahvede, iki kişinin sohbet ettiği bir masaya yanaşıyoruz. Abdurrahman Akyürek (50), “Biz istiyoruz partimiz kazansın, HDP kazansın” diyor. Cumhurbaşkanlığında Kılıçdaroğlu’na, milletvekilliğinde YSP’ye oy vereceğini söylüyor. İnşaatçıymış, 1984’ten beri Ümraniye’de oturuyor. Pahalılıktan yakınıyor: “Kiram 2 bin 200 TL. Cebimde bu sabah 1500 TL vardı. Hanım, çocuğun okulu için para istedi, 550’sini verdim.” Akyürek, hayat pahalılığı nedeniyle, “Millet cebine bakar, AKP bitti” diyor. Akyürek Siirtli.
Diğeri Erdem Çakmak (55), boyacıymış. Diyarbakırlı. “Ben bugüne kadar HDP’ye çalıştım. Partimizin yaptığı açıklamaya uygun olarak yine oy kullanacağız. Bu seçimlerde Selahattin Demirtaş’ın söylediğine göre de cumhurbaşkanlığında Kılıçdaroğlu’na oy vereceğiz.”
CHP İLE TİP ARASINDA
İlçe merkezindeki bir sokaktaki dondurmacıya yanaşıyoruz. Sohbet etmeyi kabul ediyor, dışarıdaki bir masaya oturuyoruz. Güven Alkoç (58), Arnavut olduğunu söylüyor. Annesi ve babası, 1959’da Üsküp’ten gelmişler. Cumhurbaşkanlığında Kılıçdaroğlu’na vereceğini, milletvekilliğinde ise henüz netleşmediğini söylüyor: “Erkan Baş da bizim gibi muhacir. Onun partisine mi versem diye tartışıyorum. Yüzde 30 TİP, yüzde 70 CHP diyeyim. Tam karar vermedim ama oyları bölmemek için CHP’ye verebilirim.”Alkoç, bu seçimde ekonomideki tablo nedeniyle AKP’nin Ümraniye’de ciddi bir oy kaybına uğrayacağına inanıyor. Alkoç, Kılıçdaroğlu’nun ‘Alevi’ videosunu beğendiğini söylüyor ve ekliyor: “Kendisi de rahatladı, öz güven geldi.”
AKP’NİN YOĞUN OLDUĞU MAHALLELERDE TABLO
İlçe merkezinden sonra, AKP seçmenlerinin en yoğun olduğu mahallelerden Kazım Karabekir’e gidiyoruz. Bir caminin ön tarafındaki açık alanda bulunan bir kahveye uğruyoruz. Emekliler çoğunlukta. Gazeteci olduğumuzu belirterek konuşmak istediğimiz biri, “Gazeteci olduğunu nereden bileyim, önce kimliğini göster” diyor. Gösteriyoruz. Pek konuşmaya istekli değil ama belli ki kimlik de sorduğu ve zahmet verdiğini düşündüğü için sorularımıza kısa yanıtlar vererek, cumhurbaşkanlığında daha önce olduğu gibi yine Erdoğan’a, milletvekilliği seçimlerinde de AKP’ye oy vereceğini söylüyor. Yanındakiler ve diğer masadakiler Evrensel’den olduğumuzu söyleyince konuşmaya yanaşmıyorlar.
Mahallenin trafiğin aktığı caddesine bağlanan bir noktada CHP seçim çadırı ve standı dikkatimizi çekiyor. Yanlarına gidiyoruz. Bildiri dağıtan Gülseren Doğan (53): “Burada bu standın olması bile çok önemli. Eskiden bu kadar kolay değildi.” AKP’lilerle de konuştuklarını belirten Doğan “Bize en çok HDP ile iş birliğinden yükleniyorlar. Tabii onlar PKK diyor.”
DÜKKAN KARIŞIK
Buradan da yine AKP’ye oy verenlerin yoğun olduğu mahallelerden Dumlupınar’a geçiyoruz. Küçük bir mahalle dükkanına giriyoruz. Konuştuğumuz 47 yaşındaki bakkal, AKP’ye üye olduğunu ancak bu seçimde kararsız olduğunu söylüyor. “İş yok, vergimizi bile ödeyemiyoruz” diyor. İki çocuğu varmış, zoraki yaşadıklarını söylüyor. Bu seçimde Kılıçdaroğlu’na, milletvekilliğinde ise CHP’ye verebileceğini söylüyor. Kazım Karabekir’de AKP’nin yine yüksek bir oy alabileceğini ancak alışveriş için gelen pek çok kişinin pahallılıktan şikayet ettiğini belirterek, belirli bir düzeyde oy kaybı olabileceğini söylüyor. “Kararsızlık yaşayanlar din faktörü konusunda ne düşünüyor?” diye sorduğumuzda, “Dürüstlük önemli ağabey” diye yanıt veriyor.
Ardından mahalledeki bir kahvenin önündeki küçük masada oturup yalnız başına çay içen birine yanaşıyoruz. Iğdırlıymış. Uzun yıllardır inşaatlarda çalışıyor. Bu ara iş olmamasından yakınıyor. Kentsel dönüşüm inşaatlarının yoğunluğunu hatırlattığımızda da, HDP’li olduğunu, seçimlerde de Yeşil Sol Partiye (YSP) oy vereceğini belirterek, “Onlar kendi yandaşlarına iş veriyorlar” diye devam ediyor. Yaklaşan seçimler açısından ise, hayat pahalılığına rağmen mahallesinden pek umutlu değil: “Bunlar kolay değişmez”.
Sonraki durağımız ise yine AKP’ye oy verenlerin çoğunlukta olduğu bir başka mahalle olan İnkılap… Pazarın olduğu bir güne denk geldik. Pazarın girişinde AKP ve CHP’lilerin seçim için kurdukları çadırlar birbirine yakın. Pazar esnafı, işlerin düştüğünden yakınıyor. Yakındaki bir kahvehanede iki emekliye denk geliyoruz. Sinopluymuş ikisi de. Biri cumhurbaşkanlığında Kılıçdaroğlu’na ve milletvekilliğinde CHP’ye, diğeri cumhurbaşkanlığında Erdoğan, milletvekilliğinde AKP’ye oy vereceğini söylüyor. “Memleketin tepesinde ağır sözler söyleniyor, siz rakip iki partidensiniz ve muhabbetiniz gayet iyi” diyoruz, CHP’li olan lafa giriyor; “Bay Kemal’miş. Ne kadar ayıp. Bir cumhurbaşkanı öyle konuşur mu?” AKP’li olan hafif tebessümlü bir ifadeyle öbür tarafa dönüyor.
İMES’TE İŞÇİLERLE SEÇİM ÜZERİNE
Bir başka gün, yaklaşık 12 bin işçinin çalıştığı Ümraniye’nin en büyük sanayi sitelerinden İMES’e (İstanbul Madeni Eşya Sanatkârları Sanayi Sitesi) gidiyoruz.
Hava yağmurlu olduğu için, bir süreliğine metroya yakın bir börekçiye giriyoruz. Bir masadaki iki gençle sohbete başlıyoruz. İkisinin oyu da dışarıda. Elektrik ve güvenlik, alarm sistemleri üzerine çalışıyorlar ve buraya iş için gelmişler. Emrah Karabular (28), “Erdoğan yine kazanabilir” görüşünde. HDP’li olduğunu ve bu seçimlerde de YSP’ye oy vereceğini, cumhurbaşkanlığında Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini söylüyor. Emrah, Vanlı. Arkadaşı Bülent Tan (28) Hakkârili. O, cumhurbaşkanlığında Kılıçdaroğlu, milletvekilliğinde ise, geçen dönem kürsüyü iyi kullandıklarını belirterek TİP’e oy vereceğini söylüyor.
İMES’te bir kahvede konuştuğumuz Yüksel Akkuş (50), “Cumhurbaşkanlığında Erdoğan’a, milletvekilliğinde MHP’ye vereceğim. Erdoğan yüzde 52 ya da 54 ile alır” diyor. Ekonomi hakkındaki görüşünü sorduğumuzda ise, tepkisi şöyle: “Soğan, patates mi ekonomi? Adam savaş gemisi yapıyor, maket diye dalga geçiyorsun. ‘Ben daha iyisini yapacağım’ de.”
Burada işçileri konuşmak için yakalayabileceğimiz en uygun zamanlardan biri yemek paydosu. O arada biz de İMES’teki küçük lokantalara uğruyoruz. Bazı iş yerlerinde değişse de, işçilerin çoğu asgari ücret ile çalışıyorlar ve öğle yemeklerini de iş yerlerinin anlaşmalı olduğu yakındaki bir lokantada yiyorlar.
Yanaştığımız bir masada bir işçi, cumhurbaşkanlığında Erdoğan’a, parlamentoda da MHP’ye oy vereceğini söylüyor. Yanındakine dönüyoruz, o da “Kesinlikle Reis” diyor. Bir başka işçi, cumhurbaşkanlığında Muharrem İnce’ye, milletvekilliğinde Memleket Partisine oy vereceğini söylüyor. Seçilme ihtimalleri olmasa da ‘samimi’ bulduğunu belirterek oy vereceğini ekliyor. Başka masadaki genç bir işçi, cumhurbaşkanlığında Kılıçdaroğlu’na oy vermeyi düşündüğünü söylüyor. Sorduğumuz başkalarında da Erdoğan ve AKP seçenekleri en sık ifade edilenler. Bir masada oturan iki kişiye yanaşıyoruz. İkisi de mühendismiş. İkisi de cumhurbaşkanlığında Kılıçdaroğlu ve parlamentoda da CHP diyorlar.
Bayburtlu olduğunu belirten bir işçi ise, “Ülkeye Suriyelileri doldurdular. Ben o nedenle cumhurbaşkanlığında Sinan Oğan’a vereceğim. Eğer ikinci tura kalırsa Muharrem İnce’ye veririm” diyor.
Bir kahvenin önünde denk geldiğimiz bir kişi ise otomasyon işinde çalıştığını ve yazılımcı olduğunu belirterek, “Bence bu ülke bu adayların hiçbirini hak etmiyor. Hepsi ırkçı ya da cinsiyetçi” diyor. Sohbetin ilerleyen bölümlerinde ise muhtemelen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kılıçdaroğlu’na oy vereceğini, milletvekilliğinde de bir şeylerin değişmesi adına TİP’e oy verebileceğini söylüyor.
Ümraniye’de yaptığımız toplam sohbetler içinde Kılıçdaroğlu’nun YSP’nin de desteğiyle yüksek bir oy alacağını, bu havanın CHP’ye de yansıyabileceği görülüyor. MHP’den CHP ve İyi Partiye kayışlar olabileceği belirtilirken, İyi Parti için en yaygın yapılan değerlendirme, Meral Akşener’in, daha sonra dönmüş olsa da masadan kalkmış olmasının, patisinin yükselme ihtimalini sınırlayacağı şeklinde. MHP ve İyi Partiden CHP’ye kayışlar olabileceği yorumları ile de karşılaştık.
Seçimlere hem HDP’nin yeni partisi hem de bir çatı partisi konumuyla giren Yeşil Sol Partinin baraj sorunu olmayacağı ve pozisyonunu koruyacağı yaygın bir kanaat.
Gelelim asıl düğüme. AKP konusunda, daha önce oy verdiği halde ekonomik sebeplerle bu seçimde AKP’ye oy vermeyeceğini söyleyenlerle konuşmuş olsak da, “AKP bu seçimde Ümraniye’de ekonomi nedeniyle çok ciddi oy kaybedecek” biçimindeki yorumları doğrulayacak kadar, -Şule Gürbüz’ün ‘Coşkuyla Ölmek’ adlı kitabına atıfla- ‘coşkuyla kopma’ haline rastlayamadık.
Konuşmaya isteksiz epey bir AKP’liye denk geldiğimizi özellikle belirtelim. Kim bilir, belki düğümü çözecek sır onlarda gizlidir.