Üniversitelerde hibrit model tepkisi: Verimlilik de yok, eşitlik de
Üniversiteler 3 Nisan’da hibrit eğitime geçti. Ancak yüz yüze eğitimi tercih eden üniversite öğrencileri için sorun bir tercih meselesinin ötesinde.
Fotoğraf: MA
Emirhan DURMAZ
İzmir
6 Şubat depremlerinin ardından feda edilenlerden en önemlisi eğitim oldu. Depremzede ailelerin KYK yurtlarına yerleştirilmesi gerekçesiyle ara verilen eğitim 3 Nisan itibarıyla hibrit model şeklinde devam etmeye başladı.
Açıklanan modele göre isteyen öğrenciler devam şartı aranmaksızın yüz yüze eğitimden yararlanabilecekken yüz yüze derslere katılmayan ya da katılamayan öğrenciler için ise online ders kaydı yapılacağı duyuruldu.
İzmir’de üniversite öğrencileri ile uygulanan hibrit modelin verimliliğini ve derslere devam durumunu konuştuk.
"EĞİTİM HAKKIMIZ ELİMİZDEN ALINDI"
Deprem felaketinin ardından okulların eğitime uzaktan devam etmesi kararına tepkilerini dile getiren coğrafya bölümü son sınıf öğrencisi “Anlamsız bir şekilde bunca boş konut, otel ve devlete bağlı birçok kurumun misafirhaneleri vesaire varken ilk gözden çıkarılan biz ve bizim yurtlarımız oldu. Bir gecede eşyalarımızla birlikte kapı önüne koyulduk. Zaten ara tatil sebebiyle burada olmayanlar çoğunluktaydı. O insanlar apar topar memleketlerinden dönmek zorunda kaldılar ve döndüklerinde eşyalarını dahi bulamadılar. Bu alınan karar bizim eğitim hakkımızın elimizden alınmasıydı. Verimli olmadığı pandemide görüldü, ancak bile bile lades dediler” şeklinde konuştu.
"YÜZ YÜZE DERSE GELEN KİŞİ SAYISI 5’İ GEÇMİYOR"
Ege Üniversitesi Sosyoloji Bölümünden bir başka öğrenci “Sınıf mevcudumuz 70-75 civarında. Ancak şu an yüz yüze derslere gelen kişi sayısı beşi geçmiyor. Çoğu arkadaşımız deprem sonrasında yapılacak açıklamalara göre son ana kadar burada bekledi. Uzaktan kararı çıkınca memleketlerine döndüler. Kimisi hem ümidini kestiğinden hem de boş yere kira ödemek istemediğinden evlerini ve düzenlerini bozup gittiler. Haliyle geri dönmek de lükse girdi” dedi.
OKULA GELMEMEYE YÖNLENDİREN BİR SİSTEM
Ekonomik gerekçelerin ötesinde açıklanan sistemin sorunları da olduğunu ifade eden öğrenci, “Açıklamada yer alan şartlara göre devam zorunluluğu yok. Sınavlar da online ya da ‘take home’ yani evden yapılacak ödevler şeklinde. Bu, zaten fiilen pandemide gördüğümüz uzaktan eğitimden farklı değil. Bu sebeple öğrencileri psikolojik olarak da okula gelmemeye yönlendiren bir model oldu” diye konuştu.
BARINMA SORUNU UZAKLAŞMANIN ÖNEMLİ NEDENİ
Sosyal bilimlerde tartışmaların derslerin ana unsuru olduğunu belirten öğrenci “Sınıfta yüz yüze, rahat rahat tartışmak ile ekran başında ders işlemek takdir edersiniz ki aynı şey değil. Mevcut altyapının vahametini anlatmamıza gerek dahi yok. Seslerin kesik kesik gelmesi, kaydı alırken ya da sisteme yüklerken yaşanılan sorunlar, donan ekran… Bunlar gibi birçok şey sayılabilir. Tabii ki bu durum, okula gidebilen arkadaşlarımız ile aramızda bir eşitsizlik de doğuruyor. Ben İzmir’e dönmeyi istiyordum ancak evi paylaştığımız arkadaşlarımdan ayrılan oldu. Haliyle kira yükü artınca diğer arkadaşım ve ben de evi bozmak zorunda kaldık. Daha uygun ev bulmak konusunda zaten çok umudumuz yoktu ama ‘bir şans’ diyerek baktığımızda ise Bornova’da 7-8 bin liradan aşağı kiraya rastlamadık. Bizim dışımızda yurtta kalan arkadaşlarımızın bazıları ise yurttan hâlâ net bir açıklama gelmediğini belirttiler. Yani tüm yurtlar eski düzenine dönmüş değil” ifadelerini kullandı.