Gelenekten geleceğe Düztepe

Latife KARTAL
Antep

Antep, Düztepe’deyiz... Paralel caddelerini kesen paralel sokaklarıyla haritadan bakınca ne kadar da düzenli... İçine girince bizi karşılayansa bir ya da iki katlı, çoğunun duvarlarında sıvası bile olmayan binalarıyla ’70’lerden kalma bir his yaşatan yoksul bir mahalle... Düztepe’yi ’76’da iki genç komünistin koskoca devlete karşı iki gün sürdürdükleri direnişin arkasından katledilmeleriyle bilenler için mahalle sanki çok tanıdık. Elbette değişen çok ama o günlerden bu günlere, gelenekten geleceğe taşınanlar da var.

"PATRON LİSTLERİNE KARŞI EMEK LİSTESİ"

Memleket bir seçim arifesinde malumunuz. Herkesin dilinde “bu seçim çok kritik" sözü. Haksız da değiliz hani 21 yıllık iktidarında halklara baskı ve zulüm dışında bir şey vermemiş bir iktidarı, bir yönetim aklını gönderme heyecanı var. Antep bu dönemin en ilginç seçim bölgelerinden biri. Bir yanda memleketi iki kutuplu bir burjuva siyasete mahkum sanan Cumhur ve Millet İttifaklarının patronlardan, kirli ve mafyatik ilişkileriyle bilinenlerden oluşan ‘erkek’ milletvekili aday listeleri diğer yanda Ümit Özdağ gibi halkları birbirlerine düşman etmek üzerinden çıkar devşirmeye çalışanlara, listeler “kırk katır mı kırk satır mı” diye soruyor. Çölde bir vaha gibi başka bir liste çıkıyor sonra karşımıza. Emek Partisi GYK Üyesi, Ekmek ve Gül Dergisi Yayın Kurulu Üyesi Sevda Karaca ile başlayan Emek ve Özgürlük İttifakının Yeşil Sol Parti listelerindeki 7 kadın ve 7 erkek milletvekili adaylarından oluşan listesi “başka türlüsü mümkün” diyor adeta.

"KORKMAZDIK DEVRİMCİLER SAYESİNDE"

Sevda Karaca ve yol arkadaşları aday listelerinin belirlenmesiyle çalışmalarına başlamışlar hızla. Dedik ya Düztepe’deyiz. Sevda Karaca’nın “Birlikte kazanacağız. Halklar, emekçiler, kadınlar, gençler kazanacak!” diyen afişleri tüm sokakları süslüyor. Düztepe geçmişinde devrimcilere kucak açmış bir mahalle. Bugün durum değişmiş elbette ama Kürt ve Alevi halkın yoğunlukta olduğu mahallede sosyalistlere, sosyal demokratlara sık sık rastlanıyor. Mahallede Yeşil Sol Parti listesinin ilk sırasında genç bir kadının olması heyecan yaratıyor. Özellikle kadınlar Sevda Karaca’nın Mecliste kendi sesleri olacağına inanıyor. “Kurban olurum devrimcilere, nerede o eski günler, sokaklarda rahatça gezerdik, hiçbir şeyden korkmazdık devrimciler sayesinde” diyen ablaları bugünün genç devrimcilerini sevgiyle kucaklıyor.

"PERDENİN ARKASINA GEÇİNCE..."

“Biz CHP’liyiz, öyle doğduk öyle öleceğiz, oyumuz CHP’ye” diye söze başlayan kadınlar da var. Genç yoldaşları Sevda Karaca’yı anlattıkça o kadınlara “E tabi ya bizi ondan iyi kim anlar, milletvekilliğinde destekleyelim tabii ki kadınları" demeye başlıyorlar. Çoğu kadının dediği gibi “Perdenin arkasına geçince kimin ne yapacağı belli olmaz” belki ama Düztepeli kadınlar işçi, emekçi mücadelesine bir ömür vermiş genç bir kadına oy vermeye çok hazır görünüyorlar. Seçimlere dair karar verip vermediklerini sorduğumuzda “O da bana kalsın” diyip renk vermemelerinden AKP seçmeni olduğunu tahmin ettiklerimiz de, “Ben Erdoğancıyım yine ona oy vereceğim, hakkımızda hayırlısı olsun” diyenler de yok değil. Ancak belirtmek gerekir öz güvensiz ve moralsiz görünüyorlar.

"BIKTIK, YAŞAYAMIYORUZ ARTIK"

Seçim sohbetleri gün geçtikçe derinleşen yoksulluğu konuşmadan da tamamlanmıyor. Ciddi bir yoksulluğun olduğu mahallede yoksulluğu en derinden yaşayanlar da kadınlar. Çoğu çalışmıyor kadınların; çalışanları da sigortasız, güvencesiz çalışıyor. Hangi partinin, ittifakın seçmeni olurlarsa olsunlar “Bıktık, bıktık, yaşayamıyoruz artık” diyor kadınlar.

"ADIM ADIM MÜCADELEYLE"

Halkların değişim özleminin yükseldiği bir dönemden geçtiğimiz açık. Bu seçimler ise beklenen değişim için bir adım olacak belki de. Ancak işçilerin, emekçilerin, gençlerin, kadınların beklediği gerçek eşitliğin ve özgürlüğün dünyasının bir seçimle kurulamayacağı da aşikar. Değişim özlemi duyanların son günlerine girdiğimiz seçim maratonunda işleri çok ama seçim sonrasında daha çok. Her neredeysek orada bir araya gelmekten, örgütlenmekten, mücadeleyi yükseltmekten başka bir yol görünmüyor. Adım adım çıkmak lazım merdivenleri; 14 Mayıs’ta tek adam düzenine son vererek başlayacağız ve gerçek eşitliğin dünyasını kurana kadar hiç durmayacağız.