03 Mayıs 2023 04:30

Antep'te emekçi mahallesinden yurttaşlar: Hayalimiz karın tokluğu, değişim şart

“Depremi saraydan hissetmediler, o yüzden burada üşüyenleri anlayamadılar. Benim ve çocuklarımın geleceğiyle oynuyorlar. Biz seni seçiyoruz, sen bizi değil. Değişim şart.”

Fotoğraf: Mahsun Kılıç/Evrensel

Paylaş

Mahsun KILIÇ
Antep

Antep’te Dumlupınar Mahallesi’ndeyiz. Burası emekçilerin, işçilerin çoğunlukta olduğu mahallelerden biri. Geçim sıkıntısı, ekonomik kriz ve deprem sonrası bunların katmerleşmesi her yerde olduğu gibi buradaki emekçileri de zorluyor. Emekçiler, seçime giderken bu tabloyu değişmesi gereken bir tablo olarak anlatıyor. Dumlupınar Mahallesi’nden emekçiler, bu durum karşısında “değişim şart” dedi.

"DEPREM SÜRECİNDE UZUN SÜRE İŞSİZ KALDIM"        

Dumlupınar Mahallesi’nin sokakları haraketli. Mahallede inşaat işinde çalıştığını söyleyen bir işçiyle konuşuyoruz adı Hasan. 7 yıldır inşaat işçiliği yaptığını daha öncesinde ise Van’da çobanlık yaptığını söylüyor Hasan: “Van’dayken yaptığım işten dolayı geçinemiyordum. Deprem sürecinde uzun süre işsiz kaldım, o yüzden de depremden iki hafta sonra memlekete döndüm. Memlekette kaldığım süre zarfında ise gelen yardımlardan yararlanmaya çalıştım. Deprem öncesinde de ayın tamamında çalışamazdım, bazen iki hafta bazen de hiç gidemezdim işe, çünkü iş olmuyordu.”

"ÇOCUKLARIMA VE KENDİME BİR ŞEY ALAMADIM"

Hasan ekonomik koşulların nasıl zorladığını bayramda çocuklarına kıyafet alamamasıyla anlatıyor: “Yakın tarihte bayram vardı, çocuklarıma doğru düzgün bir şey alamadım. Çocuklarıma üst alabildim ama ayakkabı ihtiyacı olmasına rağmen alamadım. Kendime de bir şey alamadım.  Bu durum fabrikada çalışan ve düzenli maaşı olan arkadaşlarım için de geçerli, onlar da doğru düzgün bir şey alamadı.  Aldıkları maaş onlara da yetmiyor.”

DEĞİŞİM ŞART

Yaklaşan seçimlere dair konuşuyoruz artık değişim olmasının gerekliliğini vurgulayan Hasan, geleceğe dair düşüncelerini aktararak, “Kılıçdaroğlu gelsin, Erdoğan gitsin, yoksa halimiz yaman… Güzel bir evim, güzel bir hayatım olsun istiyorum. Çok şey istemiyorum aslında. Hayalimizi bile sorarken karın tokluğunu yani kendimize yetecek kadarını düşünüyoruz. Çocuklarımın ihtiyaçlarını karşılasam, insanca bir yaşam sürsem yeter” diyor.

"BİR GÜN ÇALIŞMAZSAM AÇ KALIYORUM"

Dumlupınar Mahallesi’nde Cahit’e denk geliyoruz, 57 yaşında ve peyzaj işi yaptığını söylüyor. Hayat pahalılığına vurgu yaparak, “Buralara 1997 yılında göç ettik Hakkâri’den, bu mahalle ve çevre mahallelerde çokça göç eden aile var. Görüyorsunuz, yatırım yapılmıyor buralara. İşçilerin fazlaca olduğu bölgedir. Eskiden, 1990’lı yıllarda bir gün çalıştığım zaman bana bir hafta yeterdi. Şu an bir gün çalışmazsan aç kalıyorsun, kazandığınla da istediklerini alamıyorsun. Açlık sınırı asgari ücretin üstünde, o yüzden de asgari ücrete zam yapılması gerekiyor. En azından 10 binin üzerinde olmalı yoksa yetmiyor işçilere asgari ücret.  Evi kira olanlar ne yapacak, çocuğu olanlar zorlanır” diye konuşuyor.

"YERİNE GELECEK NE YAPACAK BİLMİYORUZ AMA DEĞİŞMELİ"

Antep’teki adaylara ve seçimlere dair de düşüncelerini aktarıyor: “Şahinbey Belediye başkanı aday olsaydı oy verirdim, adam iyi çalışıyor şu sıralar. Genel olarak aslında değişimin olması gerekiyor, uzun yıllardır bunlar yönetiyor, o yüzden de değişirse iyi olur. Yerine gelecekler ne yapacak bilmiyorum ama artık değişim şart.”

"DEPREMİ SARAY’DAN HİSSETMEDİLER"

Belediye işçiliği yapan bir yurttaş da yaşadıkları geçim sıkıntısının sorumlusu olarak iktidara tepki göstererek, “Porsiyon küçült diyorlar bizlere, Saray’da yedikleri o ateşli meyveleri hatırlıyor musunuz? Bakkala gidiyorum iki küçük bir şey aldığım zaman en az 100 liram gidiyor. Evimde doğru düzgün kullandığım bir şey yok ama elektrik 1000 liranın üzerinde geliyor hep. Bu şekilde lüks içinde yaşayanlar deprem zamanında buraya elektrik ve suyu bile sağlayamadılar. Depremi Saray’dan hissetmediler, o yüzden burada üşüyenleri anlayamadılar” diye anlatıyor.

Belediye işçisi son olarak deprem sürecinde yaşadıklarına tepki gösterip, iktidara seslenerek, “Antep’e doğru düzgün çadır veremediler, ortada kaldı insanlar o soğukta. Siz nasıl ülkeyi yönetiyorsunuz? Nereye gitti o çadırlar? Sattılar, o yüzden çadırlar yoktu. Benim ve çocuklarımın geleceğiyle oynuyorlar. Biz seni seçiyoruz, sen bizi değil. Bizler vatandaşız.. O yüzden de değişimin şart olduğunu düşünüyorum” diyor.

ÖNCEKİ HABER

Dilek Ceylan'ı öldüren sanığa müebbet hapis

SONRAKİ HABER

Van'da konuşan Kılıçdaroğlu: Barışı getireceğim, kayyum garabetini bitireceğim

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa