Seçim güvenliği gençliğin gelecek mücadelesinden bağımsız değildir
Gençlerin bugün yaşadığı her soruna karşı taleplerini güçlendirecek bir mücadeleye nasıl ihtiyacı varsa, seçim güvenliği için de mücadele etmesi gerekiyor.
Barış TİMUR
Kayseri
14 Mayıs seçimi yaklaştıkça ön plana çıkan bir tartışma da seçim güvenliği tartışması. Bu tartışmayı ortaya çıkaran gerçeklik, toplumun ve gençlerin çok önemli bir bölümünün hükümetin seçimlerde hile yapacağı kanısından kaynaklanıyor. Bu kanı durduk yere oluşmadı, 2017 Anayasa değişikliği referandumu başta olmak üzere diğer seçimlerde ortaya çıkan şaibe durumu, seçim güvenliğinden şüphe ettiriyor.
Elbette ülkemizin yönetim şekline, yani tek adam iktidarına dair söyleyecek çok şey var. Memleketi nasıl ve kimler çıkarına yönettiğinden demokrasi anlayışına kadar pek çok şey söyleyebiliriz. Tek adam yönetiminin demokrasi anlayışına baktığımızda bazı çıkar grupları ve kendi egemenliğinin yıkılmaması için sandık güvenliğinin de sıkıntıya girebileceği çok konuşuluyor. Bu noktada gençlerin bugün yaşadığı her soruna karşı taleplerini güçlendirecek bir mücadeleye nasıl ihtiyacı varsa, seçim güvenliği için de aynı şekilde mücadeleye ihtiyaç var.
“SEÇİM GÜVENLİĞİNDE GENÇLİĞİN ROLÜ”
Gençliğin farklı alanlarda yaşadığı eşitsizlik, sömürü, geleceksizlik gibi sorunlara karşı temel hak ve özgürlüklerimizi kazanmanın ve güçlendirmenin yolu nasıl mücadeleden geçiyorsa, sandıklara sahip çıkmak ve seçim günü yaşanacak herhangi bir olumsuz gelişmeye müdahale de bir arada durmaktan geçiyor. Elbette gençlik, geleceği ve hayatı için bunun bir parçası olmak zorunda ancak bunları tarif ederken seçim güvenliğinin sadece gençliğin omuzlarındaki bir yük olarak görmemek gerekir. Seçim güvenliği toplumun farklı kesimleri ve çeşitli demokratik siyasi parti, kurum ve kuruluşların üzerlerine düşen görevleri yapmasıyla birlikte sağlanabilir. Bu konuda 22 sendika ve sivil toplum kuruluşundan oluşan Adil Seçim Platformunun geçtiğimiz günlerde yaptığı, “Adil ve güvenli seçim koşulları yaratılsın” çağrısı büyük önem taşıyor.
Özellikle tek adam iktidarının hepimizin üzerinde yarattığı tahribat sonucu, seçimle birlikte iktidarın değişeceğine dair umutlar artmıştır. Fakat halkın ve gençlerin bu umutlarının karşılıksız bırakıldığı seçim geceleri daha önce yaşamadığımız şey değil. Bunun nedeni tek adam iktidarının güçlenerek devam etmesi olmuştur. Fakat bu rejimin “çoğulcu demokrasiye” dahi bakış açısı, hem politik yönetim ve uygulamalarıyla hem de geçmiş seçim deneyimlerinden kendini açıktan göstermiştir. Özellikle sosyal medyada konuşulan bir “komplo teorisi” niteliği taşıyan “Bu iktidar seçimle gitmez” algısına kulak asmadan; Erdoğan ve hükümetinin, halkın yaptığı seçim ve kararına sahip çıkarak gidebileceğini unutmadan, anti demokratik uygulamalara karşı seçim güvenliği için oluşturulan birlikteliğe güç vermemiz, gelecek mücadelemizin dışında bir durum değildir.
Bu seçimler “Bu iktidar gitmez” umutsuzluğuna düşmeden, ilerleyen süreçteki taleplerimiz ve gelecek mücadelemizi güçlendirecek bir ortamın yaratılması için önem taşımaktadır. Bu nedenle tek adamın kaybetmemesi için ortaya çıkabilecek her türlü müdahalede; içinde siyasi parti, STK, demokratik kurum ve kuruluşlar da olmak üzere halkın en geniş kesimlerine iş düşmektedir. Bu kesim içerisinde yer alan gençlik kitleleri de bu sorumluluğa omuz vermelidir.
“EN GENİŞ BİRLİKTELİKLE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKALIM”
Bugüne kadar gençliğin her alanda mücadelelerle kazandığı her hakkına saldıran, gençliğin geleceğini karartan; yoksulluk, yolsuzluk ve liyakatsiz ortamlar yaratan tek adama karşı seçim öncesinde, seçim gününde ve sonuçlar ne olursa olsun seçimlerden sonra geleceğimiz için tutum alalım.
Seçim öncesinde tek adam yönetimine son vermek için çalışmalara katılarak kendi gücümüzü, enerjimizi, dinamik bir mücadele aracı olan Emek Gençliğinde birleştirelim. Seçim günü sandıklarda, okullarda, YSK önlerinde Emek Gençliği ile görevli, sorumlu ve müşahit olalım. Üniversite topluluklardan yöre derneklerine, semtlerden çeşitli gençlik gruplarına kadar buralarda harekete geçmeyi esas alan geniş birliktelikle geleceğimizi kazanmanın yollarını yaratalım. Her türlü hakkımıza saldırılmış, ekonomik krizden dolayı işsiz bırakılmış, patronlar daha fazla kazansın diye ucuz iş gücü haline getirilmiş, iktidarın kadına şiddet politikası ve İstanbul Sözleşmesinin kaldırılmasıyla her türlü şiddete maruz kalmış, üniversitesinde atama rektör istemediği için gözaltına alınmış, yurttan atılmış, bursu kesilmiş ve sayacağımız nice hak kaybına maruz kalmış biz gençliğin kendi kaderini kendi ellerine alacak mücadelenin bir parçası da seçim güvenliğine sahip çıkmaktır.
Evrensel'i Takip Et