03 Mayıs 2023 14:38

TTB 14 Mayıs seçimi tutum belgesini açıkladı: Toplumsal sağlık için “değişim”

Türk Tabipleri Birliği 14 Mayıs 2023 seçimlerine yönelik seçim tutumunu açıkladı. Barıştan ve özgürlüklerden yana bir tutum alacaklarını kamuoyuna duyuran TTB “Toplumsal sağlık için ‘değişim’ " dedi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Türk Tabipleri Birliği yaklaşan 14 Mayıs 2023 seçimlerine yönelik seçim tutumunu açıkladı.

TTB Genel Merkezi’nde yapılan basın açıklamasının açılış konuşmasını TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut yaptı.

Basın açıklamasını okuyan TTB MK üyesi Dr. Ahmet Karer Yurtdaş, “Mevcut iktidarın 21 yılda yarattığı tahribat ve hayatın her alanında yaşadığımız krizler öyle derin ki, iktidarın kendi dahi seçim programında bu 21 yıllık uygulamaların aksi bir istikamette hareket edeceğini vurguluyor. Görünürde aksini iddia edenler olsa da gidişatın vahametinin hemen hemen herkes farkında” diyerek konuşmaya başladı.

“GİDİŞATI DURDURMAK BİZLERİN ELLERİNDE”

“Bugün şehirlerin dışına inşa ettikleri ‘şehir/şirket’ hastaneleri depremlerle enkaz olurken, kalanların sıvası dökülmüş, boş koridorlarında ne doktor randevusu bulunabiliyor, ne eczanelerde ilaç ne de aşı. Yirmi yılın sonunda bize kalan büyük bir yıkım” diye açıklamaya devam eden Yurtdaş, “AKP’nin mimarı olduğu Sağlıkta Dönüşüm Programı sonrası küçülen sağlık ekibiyle sahadan poliklinik odalarına çekilen, nüfus ve bölge yerine liste tabanlı örgütlenen birinci basamak sağlık hizmetleri önce pandeminin sonra depremin yükü altında tamamen çöktü” dedi.

Depremin ardından çok sayıda kamu hastanesinin kullanılamaz hale geldiğini ifade eden Yurdaş, “Bugünün Türkiye’sinde toplum, devletin gözünde bir “tehlike” olarak görülüyor. Toplumsal kesimlerin hiçbirinin en ufak bir sözüne alan tanınmıyor. Kolluk teşkilatına bu sesleri susturması için sınırsız imkanlar sağlanıyor. Meslek örgütleri, sendikalar, sivil toplum siyasi karar mekanizmalarından tamamen dışlanıyor, tasfiyeleri için fırsat kollanıyor. Tüm bu gidişatı değiştirmek ise bizlerin elinde. Hekimlerin örgütlü gücü olan bizler mesleğimizin ve meslek örgütümüzün tarihsel birikimine güveniyoruz. Nasıl “Emek Bizim, Söz Bizim” sloganıyla meydanlarda, sokaklarda, grevlerde her gün şiddete uğrayan, umudunu yitirmekte olan meslektaşlarımızın sesi olduysak bugün toplumsal sağlığımız için de göreve hazırız” diyerek TTB’nin seçim tutumunu kamuoyuna duyurdu.

“ONLAR SERMAYEYE BİAT ETTİ VATANDAŞ VE SAĞLIK SİSTEMİ ENKAZ ALTINDA KALDI”

Dr. Yurdaş’ın konuşması ardından söz alan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “1978 yılından itibaren yayın hayatına devam eden kıymetli bir dergimiz var; Toplum ve Hekim. Bu dergimiz son iki sayısını AKP’nin 20 yılına ayırdılar. AKP aslında iktidara geldiği andan itibaren sermayeye koşulsuz biat ederek bugünlere getirdi bizi. Ve bugün depremde enkaz altında kaldıysak ve moloz ile zehirleniyorsak bu aslında sermayeye biat etme davranışının bir parçası oldu” diye konuştu.

Fincancı ayrıca 70’lerden sonra kapitalizmin kendisini Neoliberal olarak adlandırmasına da değinerek “Bildiğiniz gibi ne yeniydi ne de liberaldi” dedi. AKP’nin seçimlerden 13 gün sonra 16 Kasım 2002 yılında sağlık alanında sermayeye müjde vererek bugünleri inşaa ettiğini ifade eden Fincancı, “Bugün içinde yer aldığımız kamusal sağlık hizmetinin ortadan kaldırılmış olması, birinci basamak sağlık hizmetinin koruyucu sağlık hizmetleri özelliğinin tümüyle yok edilmiş olması, şehrin dışına inşa ettikleri o içi boş şehir hastaneleri tam da sözünü verdikleri gibi gerçekleştirildi” diye konuştu.

Pandeminin sağlık isteminde yaratılan tahribatı gün yüzüne çıkardığını ifade ederek konuşmasına devam eden Fincancı, “Bu tabloyu düşünerek yaşadıklarımızı gözeterek olmaması gerekenleri zaten biliyoruz. Depremde bunu çok daha yakından hissettik. Belki seçim propagandaları ile belki bizleri farklı bir tablo olacakmışçasına inandırabilirler. Ancak deprem bize hiçbir farklılık olmadığını, insanın ve canlıların hiçbir değeri olmadığını iktidar nezdinde bir kez daha gösterdi” dedi.

“AÇIKLAMALAR KORKU YARATMAYA VE SEÇİMLERİ DEĞERSİZLEŞTİRMEYE YÖNELİK”

Fincancı’nın ardından TTB adına Seçim Güvenliği Platformu’nda yer alan Dr. Deniz Erdoğdu söz alarak şunları ifade etti: “Demokrasilerde seçimlere güvenilir. Oysa 21 yıldır yapılan 15 seçimde özellikle 2015 yılı ardından yapılan seçimlere halkta yapılan seçimlere karşı bir güvensizlik oluştu. Kuşkuculuk ortaya çıktı. Çünkü sürekli seçim yasası değiştiriliyor. 2018’de değiştirdiler. Tamamlayamadığı düzenlemeleri 2021 yılında yaptılar. Ve 2022’ de değişiklik var. Sandıkların kurulumundan müşahit atamaya kadar iktidar bunu düzenledi. Ve bir noktadan sonra halk ‘Biz ne yapabiliriz? Biz de takipçisi olalım’ diyerek; bir yurttaşın bir sandığa oyun sonuçlara olduğu gibi yansımasını istediler. En başta da sivil toplum, demokratik kitle ve meslek örgütleri bir araya geldiler Temmuz 2020’de işte bu platformu, ‘Seçim Güvenliği Platformu’nu oluşturdular. Biz de Türk Tabipleri Birliği olarak bu platformda yer alıyoruz. Ben temsilcisiyim. 2021 Aralık ayında da topluma kendimizi deklare ettik. Biz seçim iyidir, yurttaşlarımız seçimi sever ancak sonucuna da güvenebilmeli dedik. Ve bunun üzerine 21 örgüt, kurum bir araya gelerek taleplerde bulunduk.”  

İstanbul’da bir atölye, Ankara!da ise bir sempozyum yaptıklarını belirten Erdoğdu, “Yerel il örgütler de oluştu. Gözlemci Oy ve Ötesi, Türkiye Gönüllüleri gibi örgütlerle de bir arada çalışıyoruz. Toplumun görev alması için yüreklendiriyoruz. Mesele toplumu sandıklara gitmesi için yüreklendirmek, öğrenilmiş çaresizliği yok etmek ve sandıktan ne çıkarsa şeffaf ve güvenilir olanı halkın kabul etmesi… Son dönemde bakanlıklarını bırakmayan bakanlar da milletvekili adayı oldu. Devletin imkanları ile seçim çalışmaları yapıyorlar. Ve üstüne İçişleri ve Adalet Bakanlığı’nca bazı açıklamalar da yapılıyor. Bu toplumda korku yaratmaya ve seçimleri değersizleştirmeye yönelik sonuçlar doğurabilir. Halkın bir oyu var ve bunu kullanabilmek için 5 yıl bekliyor. Buna da sivil darbe denirse ki bu olmaz! Tüm bunlara karşın toplumun uyanık olması lazım!” dedi.

TTB’NİN TALEPLERİ:

Dr. Erdoğdu’nun ardından son sözü alan TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Bulut, TTB MK’sının aşağıda yer alan 21 maddelik  talebini  kamuoyu açıkladı.

  1. Toplum sağlığına yönelik politikaların başarısı sağlık emekçilerinin sağlığı, özlük ve ekonomik haklarının sağlanmasıyla gerçekleşebilir.
  2. Güvenli ve sağlıklı çalışma ortamları sağlanmalıdır.
  3. Hekimler/sağlık emekçileri güvencesiz çalışmaya mahkûm edilmemeli, güvenceli çalışma esas alınmalıdır.
  4. İş güvencesi ile birlikte gelir güvencesi olmalı, her ay ne olacağı belirsiz performans/teşvik ödemelerinin gelirin önemli bir kısmını oluşturması değil, emekliliğe yansıyan tek ücret esas alınmalıdır.
  5. Mesleki bağımsızlığı koruyacak, liyakate dayalı görevlendirmeler olmalıdır.
  6. Mesleki bağımsızlığı koruyacak, nicelik baskısı yaşanmayan ve niteliği esas alan kamusal sağlık sistemi bir zorunluluktur.
  7. Kamusal bir sağlık hizmeti için sağlığa ayrılan bütün kaynakların kamu sağlık hizmetlerinin finansmanında kullanılması gerekmektedir.
  8. Özel hastane patronlarına her ne ad altında olursa olsun kaynak aktarılmasına son verilmesi ve kamusal sağlık sisteminin bütün toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilecek düzeye yükseltilmesi hedeflenmelidir.
  9. Birinci basamağı parçalayan düzenlemelerden vazgeçilmeli, topluma dayalı ve bölge/nüfus tabanlı, kamuya ait binalarda kamu çalışanlarından oluşan eksiksiz bir ekiple koruyucu sağlık hizmetlerinin yürütülmesini sağlayacak birinci basamak sağlık örgütlenmesi oluşturulmalıdır.
  10. Hekimler için 7.200 ek gösterge, tüm sağlık çalışanları için en az 3.600 ek gösterge ve pandemi süresince çalışılan her yıl için 120 gün yıpranma payı, fiili hizmet süresi zammı verilmelidir.
  11. Haftalık çalışma süreleri yeniden düzenlenmeli ve azaltılmalıdır.
  12. Kışkırtılmış sağlık talebini yaratan, hastayı tüketici/müşteri sayan politikalara son verilmelidir.
  13. Hastalara yeterli süre ayıracak düzenlemelerle, niteliği önceleyen çalışma koşulları sağlanmalıdır.
  14. 5 dakikada bir muayene dayatmalarından vazgeçilmeli, mesleki özerkliğe müdahalelere son verilmelidir.
  15. Sağlıkta şiddetin önlenmesi için etkili adımlar atılmalı, Türk Tabipleri Birliği tarafından hazırlanan yasa tasarısı değiştirilmeden kabul edilmelidir.
  16. COVID-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek hastalıkları yasası kabul edilmelidir
  17. Özel sektörde ciro baskısına, şirket kurdurma zorlamasına son verilmeli güvenceli, sendikalı çalışma koşulları oluşturulmalıdır.
  18. İşyeri hekimlerinin eğitimleri, çalışma saatleri, atama ve ücretlendirmeleri konusunda tabip odaları yetkili olmalıdır.
  19. Asistan hekimler nitelikli eğitim almalı, sağlık hizmetinin verilmesinde asli unsurlar olarak görülüp, eğitim dışı angarya işlerde çalıştırılmamalıdır.
  20. OHAL KHK'leri ile hukuksuzca ihraç edilen tüm hekimlerin/kamu emekçileri derhal göreve başlatılmalıdır.
  21. Tüm emekli hekimlerin mesleki saygınlığına uygun, yaşamlarını ekonomik ve sosyal açıdan rahatlıkla sürdürebileceği şartlar oluşturulmalıdır. (Ankara/EVRENSEL)
ÖNCEKİ HABER

CHP'li Utku Çakırözer: Basın Özgürlüğü Günü'nde "kara tablo" değişmedi!

SONRAKİ HABER

İzBB evde bakım işçileri: Artık kadrolu çalışmak istiyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa