05 Mayıs 2023 17:25

Antep'in seçim atmosferinden kesitler

Antep’te aynı saatlerde bir tarafta Ali Babacan, diğer tarafta Furkan Vakfı üyeleri…

Fotoğraf: Mahsun Kılıç/Evrensel

Paylaş

Mahsun KILIÇ
Antep

Antep’te dün aynı saatlerde Balıklı Parkı’nda DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, hemen yakınlardaki Yeşilsu Parkı’nda ise Furkan Vakfı üyeleri konuşuyordu.

Seçime günler kala Antep’e gelen Ali Babacan, Balıklı Parkı’ndaki DEVA Partisi çadırını ziyaret etti. Aynı dakikalarda Furkan Vakfı üyeleri, Alparslan Kuytul’un Patnos Cezaevi’nde hak ihaleline uğradığını iddia ederek "tekbir" ve ilahilerle eylemdeydi.

"'SANDIK YOLUYLA DARBE' DİYORLAR!"

Davul ve zurnalar eşliğinde "Halkın umudu Kılıçdaroğlu" sloganları atılıyor, bittikten sonra ise İYİ Partili gençler "Gençliğin umudu Meral Akşener" sloganları atıyordu.

Parka yaklaşık 2 saat gecikmeli gelen Babacan’ı karşılamak için Millet İttifakı partilerinin il yöneticileri ve milletvekili adayları yolun karşısına geçiyor. Seçim otobüsünün hazırlıkları tamamlandıktan sonra Babacan konuşmaya başlıyor: "Normal zamanda hayatı yönetemeyenler afet zamanında da afet bölgesini yönetemediler. Hükümet, ülkeyi yönetmek yerine algıyı yönetiyor. Laf çok, iş yok. Sürekli korku pompalıyorlar, dış güçler ve iç güçler diyorlar. 'Sandık yoluyla darbe' diyorlar! Sandık ne demek? Vatandaşın hür iradesiyle meşru demokratik yolla oy kullanmak."

Ara ara atılan zılgıtlar eşliğinde Kürtçe sohbet eden yurttaşların konuşmasına şahit oluyorum. "Yeşil Sol Parti iki milletvekili alacak, MHP’nin üzerine Sinan Ateş cinayetinden gidilirse eğer Cumhur İttifakı bir vekil daha da az alabilir" yorumlarında bulunuyorlar.

"İKTİDAR GİDERSE MİLLİ MENFAATLERE ZARAR GELMEZ"

AKP’nin "Biz gidersek ülke tehlikeye girecek" söylemlerine yanıt veriyor Babacan: "Sandıktan mağlubiyet alacaklarını anladıktan sonra milli değerleri istismar ederek vatandaşı korkutuyorlar. Bu iktidar giderse milli savunmaya zerre zarar gelmez, milli menfaatlere zarar gelmez, değerlerimizden bir şey kaybetmeyiz. Kazandığımızda ülkemiz güçlenecek. Hamasetle değil gerçek demokrasinin gücüyle ülkemiz yükselecek."

EMEKÇİLERE DAİR SÖZ YOK

Antep işçilerin yoğun olduğu, kayıt dışı çalışmanın, çocuk işçiliğin ve göçmen emeğinin yoğun sömürüsünün yaşandığı bir kent. Babacan "Kanal İstanbul’a izin vermeyeceğiz" diyor. Özelleştirmeleri savunuyor. Bunu fırsat bulduğunda da dinlendirmekten imtina etmeyen bir genel başkan. Tüm bunlar arasında emekçilere dair bir şey sunmuyor Babacan. Özellikle neoliberal politikaların savunusunu yapar bir pozisyonda. Bunu parti programında da görüyoruz.

14 Mayıs seçimlerinin iki tercihli bir referandum olduğunu söyleyen Ali Babacan, "Seçimde ülkeyi yönetme iddiası olan iki seçenek var. Biri Erdoğan diğeri ise Kılıçdaroğlu. Bu, otoriterlik ile demokrasi tercihi olacak bir seçimdir” diye konuşuyor.

"ÇOCUKLARIMIN GELECEĞİ İÇİN KAYGILANMAK İSTEMİYORUM"

Ali Babacan’ın konuşmasının sonlarına doğru telaşla gelen bir vatandaşa denk geliyoruz, ismi Kadir. Yaklaşık 5 aydır işsiz ve 4 çocuk sahibi olduğunu söylüyor. Nasıl buldunuz konuşmayı, dinleyebildiniz mi diye soruyorum Kadir’e. "Sonlara doğru yetiştim, tam dinleyemedim konuşmasını. Bunlar iyi hoş da son zamanlarda HDP ile yakınlaştıkları için biraz çekimser davranıyorum" diyor.

Yaklaşan seçimlere dair bir umudu olup olmadığını sorunca şöyle yanıt veriyor: “Tabii çocuklarım var, onların geleceği için ülke daha iyi olursa mutlu olurum. Kendim de aylardır işsizim, yarın ne olacağını bilmiyorum. Buraya geldim koştur koştur dinlemek için. Daha iyi bir Türkiye olsun, işsiz kalma kaygısı olmadan, çocuklarımızın geleceğinden kaygılanmadan yaşamak istiyorum. Her şeyin hayırlısı olsun, kim hak ediyorsa, iyi yönetecekse o kazansın.”

"AKP’NİN YAPTIĞI HER ŞEYE BUNLAR DA ORTAK"

Ali Babacan konuşmasını bitirdikten sonra vatandaşlar ile hatıra fotoğrafı çektiriyor. O sırada meydanda olan başka bir işçiyle sohbet etmeye başlıyoruz. Adı Sermes. "Ne düşünüyorsunuz" diye sormam üzerine hızlıca soruyu bekliyormuş gibi yanıt veriyor: "Bunun döneminde özelleştirmeler oldu hep. Davutoğlu da şu an bunlarla ortak. 'Çıkıp anlatacağım' diyor, anlatsın ne anlatacaksa. AKP’nin yaptığı her şeye bunlar da ortak.”

"GİTMELERİ GEREKİYOR"

Muharrem İnce’ye haksızlık yapıldığını düşündüğünü söyleyen Sermes, "Cumhurbaşkanlığı seçimi döneminde arkasında durmadılar, o yüzden İnce’ye oy vereceğim ilk turda. Mansur Yavaş ya da Ekrem İmamoğlu’nu istedi insanlar ama aday olmadılar. Bunları söylüyorum ama seçim ikinci tura kalırsa Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğim. Bu iktidarın gitmesi gerekiyor. İnsanlar enkaz altındayken gördük biz iktidarı. Anayasayı tanımıyorlar, hiçbir şeye uymuyorlar, o yüzden gitmeleri gerekiyor" diyor.

FURKAN VAKFI ÜYELERİ EYLEMDE

Balıklı Parkı’ndan uzaklaşıyoruz, parkın yaklaşık 500 metre gerisinde Yeşilsu Parkı’nda “Tevhid, adalet, hürriyet, medeniyet” sloganları duyuyoruz. Sese doğru yaklaşınca Furkan Vakfı üyelerinin, cemaatin lideri Alparslan Kuytul’a Patnos Cezaevi’nde verilen 3 günlük hücre ve telefon cezasına tepki göstermek için toplandıklarını öğreniyoruz.

Dini metinlerden bölümler okunduktan sonra ilahiler söylenen etkinlik, basın açıklamasıyla son buluyor. Erkek ve kadınlar ayrı yerlerde, ellerinde döviz ve pankartlar bulunuyor.

Kitlenin önünde duran kişi, "Bu zulümlerde kimin payı varsa Allah belalarını versin. Ey zalimler sizi uyarıyoruz. Biz diyoruz ki Allah’ın dediği olacak, siz diyorsunuz ki bizim dediğimiz olacak" diye konuşuyor. Ardından ise "Ben Alparslan Kuytul’um" dedikten sonra "Ölene kadar tevhid, adalet, hürriyet ve medeniyet demeye devam edeceğim" ifadelerini kullanıyor. 

Antep’te aynı saatlerde bir tarafta siyasal İslamcı, neoliberal politikalara bilinen Ali Babacan, diğer tarafta "Kuran'ı rehber aldığını" söyleyen Furkan Vakfı üyeleri…

ÖNCEKİ HABER

Rusya: Kremlin'e yapılan İHA saldırılarına somut eylemlerle karşılık vereceğiz

SONRAKİ HABER

Mahkeme Dereköy için kömür değil, buğday dedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa