06 Mayıs 2023 11:45

TİP Bursa Milletvekili Adayı Hakan Koçak: İktidar artık hegemonik bir söylem kuramıyor

TİP Bursa 1. Bölge Milletvekili Hakan Koçak, Cumhur İttifakının büyük bir oy kaybı yaşayabileceğini ifade ederek, “Bursalı işçi ve emekçilerin temsili için iddialıyız” diyor.

Fotoğraf, Hakan Koçak'ın kişisel arşivinden alınmıştır.

Paylaş

Serpil İLGÜN

AKP’nin emekçi sınıflara dönük politikalarına dair sıklıkla görüşlerine başvurduğumuz Çalışma Sosyoloğu Doç. Dr. Mahmut Hakan Koçak’la bu kez TİP Bursa 1. Bölge Milletvekili Adayı titriyle konuştuk.

Daha önce sendikal çalışmalar yürüttüğü, Türkiye’nin en büyük otomotiv fabrikalarını da içinde barındıran Bursa’nın sınıfsal yapısını, işçi emekçilerin durumunu yakından gözlemleyen sosyal bilimcilerden biri olarak, hem yürüttükleri seçim kampanyasını, hem de iktidarın giderek sertleştirdiği söylemlerinin yansımalarını aktardı. 14 Mayıs’ta Cumhur İttifakının büyük bir oy kaybı yaşayabileceğini ifade eden Koçak, “siyasi temsil bağlamında sahipsiz kalan Bursalı işçi ve emekçilerin temsili için iddialıyız” diyor.

Seçime bir hafta gibi bir zaman kaldı ama hala genel olarak sokakta vatandaş nazarında bir seçim atmosferi olmadığına yönelik gözlemler var. Bu açıdan Bursa’da durum nasıl?

Gözlemler haklı. Bursa’da da kentin havasına yansıyan güçlü bir seçim atmosferi yok. Sanki bir tür bekleme hali var gibi.

Bunu bir dip dalga olarak yorumlayanlar da var. Buna göre herkes kararını verdi, 14 Mayıs’ı bekliyor.

Tepkileri görünce bizde de oluşan kanaat o. Öyle ilginç kesimlerden öyle ilginç tepkiler alıyoruz ki, “ben geçmişte muhafazakar partilere oy vermiş biriyim, şimdi sizi destekleyeceğim” diyen var, mesela mitinglerde polislerden “sizi destekliyoruz” diyenler var. Bunun hacmini ölçemiyorum tabii ama bu seçimde genel olarak bir kayma olduğuna dair çok fazla emare var. Tabii bu ne kadar sandığa yansır, göreceğiz. Çünkü sandık anında başka korkular rol oynayabilir. Ama büyük değişim olursa şaşırmam.

SAHİPSİZ KALAN KESİMLERİN TEMSİLİNE SOYUNUYORUZ

Bursa bir sanayi kenti olması hasebiyle önemli oranda bir işçi nüfusu barındırıyor. Renault, Tofaş, Bosch, Karsan, Coşkunöz, Mako gibi büyük fabrikaların olduğu ve 2015’te tarihe Metal Fırtına olarak geçen büyük işçi direnişinin ortaya çıktığı bir sanayi kenti. Seçim çalışmalarında yüz yüze geldiğiniz Bursalı işçi ve emekçiler sizinle hangi temel sorunları paylaşıyorlar?

Ciddi bir geçim sorunu var tabii ki. Yaşam standartları müthiş derecede düşmüş durumda. Aslında Bursa işçileri özellikle otomotiv sanayinde çalışan mavi yakalılar, Türkiye ortalamasının birkaç puan daha üstünde sendika örgütlenme kapsamındalar.

Verilere göre sendikalaşma oranı yüzde 16. Türkiye geneline göre yüksek ama yine de büyük fabrikalar, bunlara bağlı irili ufaklı fabrika ve işletmeleri barındırdığını düşündüğümüzde düşük, ne dersiniz?

Düşük evet. Zaten görece sendikalaşma olması, TİS kapsamında hatırı sayılır sayıda işçinin olmasına rağmen otomotiv iş kolunda da işçiler rahat değiller. Bir kere çok ağır iş koşulları var. Metal Fırtına’ya da kökenlik eden iş kolunda da aynı şekilde. Bizim 3. sıra adayımız olan Erhan İmralı arkadaşımız Metal Fırtına öncülerinden. O da anlatıyor, maddi karşılığı göreli olarak enformel sektöre, çeşitli iş kollarına göre belki biraz daha yüksek olsa da, çok ciddi bir vücut yıpranması var. Bunlar tabii politikanın konusu olmayan meseleler. Bu da bir sorun. Marx fabrika için “kapitalizmin mahrem alanı” der ya, onun içine girilmez. Bizde de siyaset böyle. Ağır çalışma koşullarının yanında işçiler kredi kartları, ev borçları vs. ile tüm emekçiler gibi ciddi biçimde borçlanmış olduklarından bir anlamda bir bağlılık ilişkisi yaşıyorlar. Yani zincirleri var. Dolayısıyla bu koşullara karşı yeterince güçlü bir direniş sergileyemiyorlar. Sergilemek istediklerinde de karşılarına tam da o Metal Fırtına’yı ortaya çıkaran şey yeniden geliyor, bağımsız mücadeleci olmaktan uzak sendikal odaklar. Bu da işçiler için aşması çok kolay olmayan engeller.

Bu bakımdan nasıl bir seçim kampanyası yürütüyorsunuz?

Diğer emekçi adaylarımızla birlikte, daha çok Bursa emekçilerine hitap eden bir kampanya yürütüyoruz ve şu temayı işlemeye çalışıyoruz: Bursa’da belirttiğiniz gibi çok büyük bir işçi nüfusu var, Türkiye’nin imalat sanayi işçi oranının en yüksek olduğu kent. Fakat bu kesimin ciddi bir temsil edilmeme sorunu var. Deyim yerindeyse sahipsizliği söz konusu seçimler ve siyasi temsil bağlamında. Dolayısıyla bir anlamda bu sahipsiz kalan kesimlerin temsiline soyunuyoruz, o temsil için iddialıyız. İşçilerin sadece çalışma yaşamıyla ilgili sorunlarını değil, aynı zamanda konut, gıda, sağlık, eğitim gibi temel yaşamsal ihtiyaçlarını veya Metal Fırtına’da da ortaya çıkan sendikalaşma veya sendika seçme özgürlüğü gibi sorunlarının da mücadelesini vereceğiz.

Yine, önemli bir çevre meselesi var Bursa’nın. Bursa’nın ekolojik savunusu da bizim için önemli bir mücadele alanı.

DÜNÜN ENSTRÜMANLARI KALMADI

Erdoğan’ı 20 yıldır iktidarda tutan oy kaynağını esas olarak işçi ve emekçiler oluşturdu. 14 Mayıs’ta bu desteği yeniden alabilmek için soğan fiyatını unutturmaya çalışıyor. Ancak TOG, İHA, SİHA bunu unutturamıyor olacak ki, “bu seçim, soğan patates diyenlerle önce vatan diyenlerin seçimi” diyor. Gözleminiz ne, bu söylem Bursalı işçilerde nasıl yansıma buluyor?

Kendini daha militanca AKP ile ya da Cumhur İttifakıyla özdeşleştirenler açısından bu milliyetçi söylemin önemli bir karşılığı olduğunu söyleyebilirim. Olmasa zaten bu söylemi bu kadar köpürtmezlerdi. Ama geçmişe nazaran bu söylemin alanının daraldığını gözlüyorum. Çünkü yaşamın çok katı gerçekleri var. Bu söylem o katı gerçeklere çarpıp, dağılıyor.

Aynı şeyi kimlik, değerler meselesi üzerinden yaratılmaya çalışılan kutuplaşma için de geçerli mi? “Teröristler Bay Kemal’i destekliyor”, 14 Mayıs’ı darbe olarak niteleme nasıl değiyor?

Bunu da kademe kademe düşünmek lazım. Geneline yansıyan hegemonik bir şey değil, ama yine daha militan AKP veya Cumhur İttifakı içindeki çekirdek kesimi konsolide etmek, o militan enerjiyi, arzuyu ayakta tutmaya yönelik söylemler. “Geçmişteki gibi büyük bir heyecan yaratıyor mu” derseniz, hayır. Daha çok bir bıkkınlık, “dur bakalım, görelim ne olacak” duygusu söz konusu.

Şu nedenle de; Geçmişte bu söylemleri ve iktidara yönelik eleştirileri savuşturacak sosyal politikaları vardı AKP’nin. Asgari ücreti göreli olarak yüksek tutabiliyordu, büyümeden verilen payı bir ölçüde de olsa yansıtabiliyordu vs. Şimdi bu enstrümanlar kalmadığı için en çekirdek kesimler dışında bu söylemler artık hegemonik olabilecek bir anlatı değil.

Bursa birinci bölgede adaysınız, Yeşil Sol’un da birinci bölgede adayları var, dolayısıyla rakipsiniz. “Niye oyları böldünüz” tepkileri çok geliyor mu?

Açıkçası bize çok fazla gelmedi. Kısmen kesişiyor olsa da yine de farklılaşan bir hitap alanımız da var görebildiğim kadarıyla. Dolayısıyla gelmiyor diyemem ama beklediğim kadar yoğun olmadı. Ama elbette bir dayanışma içinde çalışmalarımızı yürütüyoruz, ittifak hukukunu ve kültürünü özenli bir şekilde sürdürüyoruz.

BAŞKA TÜRLÜ BİR SINIF MÜCADELESİ

Başlarken “büyük kaymalar olabileceğini söylediniz. 14 Mayıs’ta Bursa’da 2018, 2019 tablosunun nasıl değişeceğini öngörüyorsunuz?

Cumhur ittifakının büyük bir oy kaybı yaşayacağını söyleyebilirim. Aslında işareti bir ölçüde geçen yerel seçimde de görüldü. Biliyorsunuz CHP kıl payı kaybetmişti belediyeyi, hatta tartışılan da bir seçim olmuştu. Dolayısıyla bunun da bir işaret olduğunu düşünüyorum, hele de aradan geçen zamanda yaşanan pandemiler, krizler, depremler vs. ve çok olağanüstü derinleşen geçim sorunlarının etkileyeceğini düşünüyorum.

14 Mayıs seçiminin her yere yansıyacak sonuçları olacağını öngörüyorum. Seçimi örneğin başka tür bir sendikacılık pratiği, başka tür bir işçi mücadelesinin de oluşabileceği atmosfere bir geçiş olarak da görüyorum.

2018 ve 2019 SEÇİM SONUÇLARI

Bursa’da 2018 seçimlerinde AKP yüzde 46, CHP 22.7, İYİ Parti 12.4, MHP 10.7 ve HDP 5.7 oy almıştı. Buna göre AKP 11, CHP 5, İYİ Parti ve MHP 2’şer milletvekili çıkarmıştı.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise Erdoğan yüzde 55.5 alırken, Muharrem İnce yüzde 31.5’te kalmıştı.

Bursa’da 2019 yerel seçiminde AKP yüzde 49, CHP ise 47 almıştı.

ÖNCEKİ HABER

Kanada'da 78 noktada çıkan orman yangınları nedeniyle 13 bin kişi tahliye edildi

SONRAKİ HABER

ABD'de oy kullanılan Türkiye Konsolosluğu önünde AKP propagandası

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa