Denizler mezarları başında anıldı: Denizlerin bayrağını taşımaya devam edeceğiz
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan idamlarının 51. yıl dönümünde mezarları başında anıldı. Anmada "Denizlerin bayrağını taşımaya devam edecek, eşit ve özgür bir ülkeyi mutlaka kuracağız" denildi
Damla KIRMIZITAŞ
İrem BAYRAKTAR
Ankara
THKO kurucu önderleri Denizler, idamlarının 51. yıldönümünde mezarları başında anıldı.
Türkiye’nin hâlâ NATO'nun ileri karakolu olduğunu, Erdoğan’ın ise emperyalizmin komutanlığını yaptığını vurgulayan Yeşil Sol Parti Ankara 1. Bölge Adayı ve EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, “Bugün Denizler sağ olsaydı değil NATO’culara, ABD'cilere, Rusya'cılara, Avrupa Birlikçilerine değil oy vermek onlara eminiz ki 6. filoya yaptıkları gibi Polatlı Ovası'ndan doğru denize dökmek üzere sürerlerdi” dedi.
68 devrimci gençlik hareketinin önderleri Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve Deniz Gezmiş , idamlarının 51. Yıl dönümünde mezarları başında anıldı. 12 Mart cuntası tarafından idam edilen THKO'nun kurucu önderleri Denizler için sabah saatlerinden itibaren yüzlerce kişi Ankara'da Karşıyaka mezarlığına akın etti.
Anmaya Emek Partisi, Emek Gençliği, HDP, Yeşil Sol Parti, CHP, Sol Parti, EHP, TKP, Halkevleri, TİP, SYKP, DGB, Mülkiyeliler Birliği, Fikir Kulüpleri Federasyonu, Devrimci 78'liler Federasyonu, Ankara 68'liler, Ankara 78'liler Girişimi, İHD, KESK, DİSK, TMMOB, Ankara Dersimliler Derneği, Kızılırmak Dernekler Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, katılırken sık sık "Denizlerden Erdal'a gençlik emeğin saflarında", "Yaşasın devrim ve sosyalizm", "İş, bilim, özgürlük", “ Yusuf, Hüseyin, Deniz, sürüyor sürecek mücadelemiz” sloganları atıldı.
Ortak açıklamayı okuyan KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Hüseyin Köklü, “Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, Deniz Gezmiş. Halkın üç yiğit evladı 12 Mart faşist cuntası tarafından idama gönderileli 51 yıl oldu. İdamlarıyla, dönemin gelişen mücadelesi bastırılarak gözdağı verilmek istendi. Onlar parasız ve eşit eğitim hakkı, özerk ve demokratik üniversite, eşit, özgür ve tam bağımsız bir Türkiye için mücadele ediyorlardı. Onların mücadelesini saygıyla selamlıyoruz” dedi
Maraş merkezli depremlerin üçüncü ayının geride bırakıldığını söyleyen Köklü, “İktidarın kâr ve rant düzeninin afeti felakete dönüştürmesiyle resmi rakamlarla 50 binden fazla yurttaşımızı kaybettik. Milyonlarca yurttaşımız kaderiyle başbaşa bırakıldı, onbinlercesi göç etti. Halkın büyük dayanışmasıyla yaralar bir nebze de olsa sarılmaya çalışıldı. Hesabını sormadığımızda yeni yıkımlar olmaya devam edecek. Depremi de depremde halklarımıza yaşatılanları da unutmayacağız” diye konuştu.
"AÇTIKLARI YOLDA YÜRÜYENLER OLARAK BURADAYIZ"
Soruşturma, gözaltı ve baskıların tek adamın emrindeki yargı sisteminin demokrasi ve özgürlük mücadelesi yürütenleri etkisizleştirmek ve sindirmek için kullanıldığını söyleyen Köklü, “SİHA, uçak gemisi, yerli otomobil söylemleriyle kilosu 30 TL olan soğanın giremediği evlerin öfkesi soğurulmaya çalışılıyor. Militarizm milliyetçilik ve din istismarcılığıyla tek adam yönetimi elindeki tüm imkanları gerçekleri karartmak için kullanıyor. Ancak mızrak çuvala sığmıyor. Türkiye tarihinin en kritik seçimlerinden biri 14 Mayıs'ta gerçekleşecek. Tek adam yönetimi seçimi dahi "siyasi darbe" olarak nitelendiriyor. Büyüyen öfkenin sandığa yansımaması için her türlü kirli propaganda kullanılıyor. Bizler bugün üç fidanımızı bu koşullar altında anıyoruz. Onların mücadelesini sürdürenler, açtıkları yolda kararlılıkla yürüyenler olarak buradayız.
“DENİZLERİN BAYRAĞINI TAŞIMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Köklü şöyle devam etti: “Denizler halkın nezdinde o kadar saf bir karşılık bulmuştur ki bugün yağma, yıkım ve sömürü düzenini devam ettirmek isteyenler halkın duygularını istismar etmeye yelteniyorlar ‘Bugün yaşasaydı Deniz Gezmiş de AKP ye oy verirdi’ diyecek kadar işi ileri götürüyorlar. Bugünün iktidar sahipleri 6. Filoyu kıble bilirken, onlar ülkenin bağımsızlığı için Amerikan askerlerini denize döküyordu. Bizler, Denizlerden bugüne mücadele bayrağını yere bıramadık ve bundan sonra da kararlıkla taşımaya devam edeceğiz. İşyerlerinde, okullarda sokaklarda örgütlenmeyi ve mücadeleyi sürdüreceğiz. Ülkedeki tüm yabancı askeri üsler dağıtılana, gizli/açık ülkeyi bağımlı hale getiren tüm ekonomik ve siyasi anlaşmalar iptal edilene, savaş örgütü NATO'dan çıkılana, hak ve özgürlüklerimizi kazanana kadar bu mücadele devam edecek. Eşit ve özgür bir ülkeyi mutlaka kuracağız. Bir kez daha mezarları başında Deniz'i Yusuf'u, Hüseyin'i ve onların yılmaz savunmanı Halit Çelenk'i anarken Denizlerin mücadelesini ilerletme sözümüzü yineliyoruz. Mücadelemizde yaşayacaklar.”
“ÜÇ FİDANIN MÜCADELESİ İKTİDARDA KORKU SALIYOR”
Emek Gençliği adına konuşan Dilan Ortakcı, Devleti yönetenlerin halkın önderlerini mücadele eden işçilerin gençlerin üzerine korku salmaya çalıştığını belirterek, “Oysa, halkin yiğit üç fidanın mücadelesi yoksul mahallelerde, fabrikalarda, okullarda esas korkuyu iktidardakiler duyuyordu. Mücadele bayrağı binlerce Deniz'in elinde yükseliyordu. O denli kök salmıştı ki bu nedenle idam kararını verenler, dönemin siyasetçileri tarihin çöplüğüne giderken geçen yıllara rağmen üç fidan gençliğin mücadelesinde yolumuzu aydınlatan çınarlar oldu. Bugün de gençliği dört bir yandan sıkıştırmakta eşitsizlik üzerine kurulu bu düzende bir yanda MESEM'lerde çocuk işçilik yaygınlaştırılırken meslek liselerinde sömürü tırmandırılırken bir yanda MEB öğrencilere bir gram faydası dokunmayan döner sermaye artışları ile övünüyor. İktidarın sağ kolu olan sermaye gruplarının vergi borçları silinirken, eğitim gün geçtikçe daha da paralı hale geliyor. Öğrencilerin beslenmeden barınmaya en temel hakları gasbediliyor. Kapitalizmin çarkları işlesin diye politikalar üreten iktidar; kendi zihniyetini eğitim her kademesini gericileştirerek gençlere empoze etmeye çalışıyor, yan yana geldiğimiz alanları yasaklıyor. Üniversitelere yönelik antidemokratik uygulamaları karşımıza çıkarıyor” dedi
“TEK ADAM YÖNETİMİNE SON VERMEK İÇİN MÜCADELEYE”
Emek Gençliği’nin her 6 Mayıs'ta olduğu gibi bu 6 Mayıs'ta da Deniz'den, Yusuf'tan, Hüseyin'den devraldığı bayrağı her alanda yükseltmeyi sürdüreceğini belirten Ortakcı, “Antiemperyalist mücadeleyi büyütmek, gençliğin bugününü ve geleceğini abluka altına almaya çalışan tek adam yönetimine son vermek için seni de Emek Gençliği'nde örgütlenmeye birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz” dedi.
Yeşil Sol Parti Ankara 1. Bölge Adayı ve EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, “Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan, Hüseyin İnan ve Halit Çelenk. Üç Fidan ve bir çınarı birlikte burada anıyoruz. Bıraktıkları mücadele mirasıyla anıyoruz onları. Halit Çelenk, hukuk ve adalet ilişkisini, sınıf güç ilişkileriyle birleştirerek işçi sınıfı ve egemen sınıfların iktidarda olduğu bir düzenle birleştirerek nasıl bir dünya görüşüne sahip olduğunu ortaya koymuştu” dedi.
“TÜRKİYE NATO’NUN İLERİ KARAKOLUDUR”
Emperyalizme karşı mücadelenin sadece ABD'ye, Rusya'ya, Avrupa Birliği ülkelerine karşı mücadeleyle sınırlı olmadığını belirten Gürkan, “Onların ülkenin can damarlarına kadar işleyen ilişkileri, işbirlikçileri ve siyasi temsilcilerine karşı da bizim mücadele etmemiz gerekiyor. Silah sanayinden savunmaya, madenden enerjiye, köprülerden, limanlara, hastanelere kadar tüm kaynaklar, yeraltı, yer üstü kaynakları emperyalistlerin denetiminde ve onların ortaklığıyla faaliyetlerini sürdürmektedir. Emperyalistler bugün sadece ülkelere askeri işgallerle yayılıyorlar. Aynı zamanda işbirliği yaptıkları devletleri emperyalist politikalarına alet ederek, ilerliyorlar ve ülkelerde, bölgelerde hegemonyasını sürdürüyorlar. Bugün Türkiye hâlâ NATO'nun ileri karakoludur. Erdoğan ise Büyük Orta Doğu Projesi'nin eş başkanlığıyla genişletilmiş Orta Doğu Projesi'nin stratejik ortaklığıyla adeta emperyalizmin komutanlığını yapmaktadır” dedi.
“DENİZLER DEĞİL OY VERMEK POLATLI OVASINDAN DENİZE DÖKERLERDİ”
Gürkan şöyle devam etti: “Onlar, Erdal Eren’e, Denizlere ya da emperyalizm karşıtlığına sarılırlar ama biz biliyoruz ki onların geçmişlerine dönüp baktığımızda sarılacak bir değerleri yoktur. Cumhur İttifakı'yla birlikte ve onun etrafında yer alan gerici güçlerle, bu ülkede iktidar olan siyasal kadrolar o dönemin yani emperyalistlerin komünizme karşı mücadelede yeşil kuşak projesinin neferleridir. Bugün Denizler sağ olsaydı değil NATO’culara, ABD'cilere, Rusya'cılara, Avrupa Birlikçilerine değil oy vermek onlara eminiz ki 6. filoya yaptıkları gibi Polatlı Ovası'ndan doğru denize dökmek üzere sürerlerdi.”
“HEDEFİMİZ SANDIKLA SINIRLI DEĞİL”
Her türden burjuva ideolojisine işçi sınıfının emekçilerin ezilen halkların kendi programıyla kendi mücadele güçleriyle mücadeleye devam edeceklerini söylen Gürkan, “Önümüzde 14 Mayıs seçimler var. Nasıl ki 8 Mart'ta, 21 Mart'ta, 1 Mayıs'ta değişme iradesini işçiler, emekçiler ve ezilenler olarak ortaya koyduysak 14 Mayıs'ta da değişim iradesini ortaya koyacağız. Ama biliyoruz ki bizim gücümüz, bizim mücadele potansiyelimiz, bizim hedeflerimiz sandıkla sınırlı değil. On dört Mayıs'tan sonra da kendi programımızla demokratik Türkiye kurma mücadelesini sürdüreceğiz. 14 Mayıs'ta elbette Emek ve Özgürlük ittifakı bir politik seçenek olacak ama aynı zamanda bir mücadele gücü olarak kendisini gösterecektir. Mücadelemizle, dirliğimizle, örgütlüğümüzle biz kazanacağız” dedi.
Ardından Denizlerin avukatı Halit Çelenk'in mezarı ziyaret edilerek anma programı sona erdi.