07 Mayıs 2023 16:39

Manisa’da işçilerle buluşan Akdeniz: Sorunlar tek tek fabrikada örgütlenerek çözülür

EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz Manisa’da petro-kimya, metal, plastik, sağlık, eğitim ve tarım iş kolunda çalışan işçi ve emekçilerle bir araya geldi.

Fotoğraf: Pınar Çetinkaya/Evrensel

Paylaş

Pınar ÇETİNKAYA
Eda AKTAŞ
Manisa

Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz Manisa’da işçi ve emekçilerle seçim gündemli toplantıda bir araya geldi. Emek Partisi il binasında yapılan toplantıya petro-kimya, metal, plastik, sağlık, eğitim ve tarım iş kolunda çalışan işçi ve emekçiler katıldı.

Vestel, Standart Profil, İnci Grup, Yonca yağ, Serel, Ferrero Çikolata gibi büyük fabrikaların olduğu Manisa’da işçilerin en önemli sorunlarından biri iş kazaları ve cinayetleri iken, bir diğeri ise sendikal bürokrasi.

Toplantıda söz alan işçiler, iş güvenliği eksikliğinden söz ederken, tarımla uğraşan çiftçiler de tarımın bitirilmiş olmasından dolayı yaşadıkları sorunları dile getirdi. Manisa’da çok sayıda iş kazası ve cinayetinin yaşandığından söz eden bir işçi, Hasan Songur cinayetini ve sonrasında yaşanan sürece ilişkin konuştu.

Songur ailesinin avukatı Özgür Metin davaya ilişkin bilgi vererek, "İş cinayetine dair 3 kişiye para cezası verildi. Bu genel bir tablo. Soma davası dışında hemen hemen rastladığımız sonuç. Taksirle geldiğini kabul ediyor mahkeme. 'Bu kasten cinayettir' diye itiraz ediyoruz. İş yerinde bir cinayet, kaza varsa davalarda mahkemeler işçiye de bir kusur atfediyor. Çalıştığı işe ilişkin eğitim verilmeden çalıştırılan Hasan Songur iş cinayetin de bile mahkeme Hasan’ı kusurlu buldu” dedi.

"İŞ CİNAYETLERİNİN ÜSTÜ ÖRTÜLÜYOR”

Söz alan Polinas işçisi, “2 yıl önce bizim fabrikada da iş kazası oldu. Taşeron işçi fabrika çatısından düştü ve vefat etti ama kimsenin haberi yok. İş güvenliğinin, işçilerin haberi yok. Üzeri örtüldü. Bizim iş yerimizde çok uzuv kaybı var. Diğer sendikalı yerler işçilere promosyonlarını dağıttı. Biz Polinas’ta alamadık. Murat Ülker’in şu an 80 bin işçisi var ama işçinin hakkı olan promosyonu dağıtmıyor. ‘Biz bu promosyonları bir havuzda biriktiriyoruz ve kredilerimize ödüyoruz’ diyorlar. Toplu sözleşme zamanı geliyor, sendika bize taslak sunmuyor. Kendi aralarında imzalıyor. 12-13 bin lira maaş alıyoruz, 4 ikramiye var ama hepsini vermiyorlar” diyerek sorunlarını anlattı.

“DOYMAK BİLMEYEN KİM?​”

“Biz ilkel yöntemlerle çalışıyoruz. Baskı, mobbing, yıldırma var. Her zaman üretim rekoru var ama işçi adına bir şey yok. Hep bir baskı var. Sendika var ama tamamen patron sendikası... Doymak bilmeyen kim?​” diyen soran Polinas işçisi, sendikanın tutumunu da eleştirdi.

“MESAİYE TALEPLE DEĞİL BASKIYLA KALIYORUZ”

Sendikasız olarak metal fabrikasında çalıştığını söyleyen bir işçi de “İşçiler asgari ücret ve mesai alıyor. Biz yüzde 50 mesai ile çalışıyoruz. İkramiye yok. İşçi bayramında çalıştık. Mesai artık gereklilik ama ihtiyacı karşılamıyor. 12 bin lira maaş alıyorum, tornacıyım ama sendikalı bir yerde olsam 20 bin lira ücret alırım. Mesaiye taleple değil baskıyla kalıyorsun. Manisa’da işten çıkınca işsiz kalma ihtimali yüksek çünkü Kütahya, Balıkesir, Afyon gibi çevre illerde işçi göçü çok oluyor” dedi.  

“SULAMAK İÇİN SUYUN SAATİNİ 300 TL’YE SATIYORLAR”

Tarım politikalarından dolayı Manisa’da üretilen birçok ürünün artık üretilmediğini dile getiren üzüm üreticisi Mevlüt Ertan, “Üzüm artık eskisi gibi para kazandırmıyor. Kuraklık bir sorun, su yok, kapalı sistem gelmiyor. Pompa çakalım diyoruz devlet izin vermiyor. Elindeki suyu da saatlik 300 TL’ye satıyor. Girdi maliyetleri yüksek. 27 lira fiyat çıktı, 18 liraya tüccara üzüm sattık. TMO devreye girdi seçim için ancak düşük numaralar verdiler üzümlere. Çiftçi olarak ben üzümümü TMO’ya vermek için sıraya giremedim, tüccara satmak zorunda kaldım” diye konuştu.

“ÇİFTÇİ BORÇLA ÜRETİM YAPIYOR”

Daha sonra söz alan emekli öğretmen ve tarımla uğraşan Hasan Hüseyin Erkol ise, “Üretilen ürünlerden geriye zeytin kalmış. Zeytin de Soma’da madenden en az etkilenen ürün olduğu için üretilebiliyor” derken, emekli öğretmen Mustafa Çeker de “Emekli halimle bahçeyi işletsem bir yerden borç bulup üretip satacağım. Oradan aldığımı da borca geri yatırmak zorunda kalacağım. Çiftçi borçla üretim yapıyor. Burada ve ülkede tarım bir çıkmazda” dedi.

“TARIMIN BİTMESİYLE İŞÇİ PROFİLİ DE DEĞİŞTİ”

SES Manisa Şube Eş Başkanı Figen Pehlivan da tarımın bitmesiyle işçi profilinin de değiştiğini söyledi. “Şimdi zorunlu işçilikler başladı, bağı bahçesi yetmiyor. Bu arttıkça işçi kazasına karşı tutumlar da değişiyor. İşi kaybetmemek adına patronla anlaşmalar oluyor özellikle madende ve Vestel’de. 50-100 bin bakım masrafı ödeniyor bundan sonra çalışılamayacak noktaya geliyor bir süre sonra da işten atılıp başka işe de giremiyor” diyen Pehlivan, sağlık emekçilerinin de çalışma koşullarının aynı şekilde zorlaştığını söyledi.  

Eğitim Sen Kadın Sekreteri Ayşe Dubaz da “İşçi aileleri çocuklarını uzun süre evde göremiyorlar, destek olamıyorlar. Bu çocuklarda birçok sorun yaratıyor. Dışarıdaki risk grupları daha kolay ulaşabiliyor. Yine deprem bölgesinden Manisa’ya gelen aile sayısı da çok fazla. Bir kısmı hâlâ yurtlarda bir kısmı insanların yardımıyla evlere taşındı. Depremzede çocukların öğlen yemeğini, harçlık sıkıntısını okullarda kendi aramızda çözmeye çalıştık. Burada diyanet eğitim merkezinde kalan depremzedelere o kadar büyük bütçelerine rağmen yemek çıkarmıyor bir gönüllü çözüyor” dedi.

“MECLİSİ HALKLA BULUŞTURARAK ÖRGÜTLENMELİYİZ”

İşçi ve emekçileri dinleyen EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, “Burjuva partileri patronlar dünyasının dertlerini anlatıyor. Emekçilerin, köylülerin, işçilerin, kadıların yaşadığı sorunların ve ne talep ediyorsa bunların daha çok gündem olması gerekiyor. ‘Seçimle sorunlar çözülecek’ deniyor da seçimle hangi fabrikanın hangi sorununu çözeceksiniz? Tek tek her bir fabrikada ve köyde örgütlenmesen bu zor. Tarım da öyle” diyerek sözüne başladı.

Akdeniz, “Esas 15 mayıstan sonra ne olacağına odaklanacağız. Tek adam düzeninin gerilemesi, yenilgiye uğraması herkes için nefes aralığı olur ama bu sorunlar için çözüm olmaz. Parlamentoda Cumhur ve Millet ittifakı sayıları yakın olacak gibi Emek ve Özgürlük ittifakı bloğu ve milletvekili sayısı yasal çalışmalarda belirleyici olacak. Her koşulda sermaye dünyası yönetmede sıkıntı yaşıyor. Önümüzdeki dönem grevlerin direnişlerin artacağı bir dönem bizi bekliyor. Parlamento merkezli düşünmemek lazım bu çalışmayı halkla buluşturabilirsek başka bir şeyi oluştururuz. Meclisi halkla buluşturan bir örgütlenmeyi düşünmemiz lazım” diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

Yeşil Sol Parti'den Kadıköy'de kadın mitingi: Buradayız, kadınlarla değiştireceğiz!

SONRAKİ HABER

TOKİ evlerine kavuşamayan vatandaşlar: Ölmeden evimi göreyim

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa