Yönetmen Ahmet Yapar: Arkadaş’ın, nezaketi zorbalığa değişenlere bir sözü var
Halil Yeni, Yönetmen Ahmet Yapar ile “Sevdadır” oyununa dair konuştu: Bütün ötekileştirilen, dışlananlar adına konuşuyor Arkadaş Zekai…

Ankara Devinim Tiyatro'nun Sevdadır adlı oyununun afişi
Halil YENİ
Arkadaş Z. Özger’in hayatı, Ankara Devinim Tiyatro tarafından “Sevdadır” adıyla oyunlaştırıldı. Arkadaş Z. Özger’in 25 yıl süren yaşamından ve şiirlerinden yola çıkılarak kurgulanan oyunun yönetmenliğini Ahmet Yapar üstlenirken, Arkadaş Z. Özger’i Hüseyin Oçan canlandırıyor. Biyografik olarak kurgulanan “Sevdadır”, Arkadaş Z. Özger’in çocukluğu ve gençlik yıllarının yanında yaşadığı dönemin siyasal tarihini de gözler önüne seriyor. Yönetmen Ahmet Yapar ile “Sevdadır” oyununa dair konuştuk.
Ölümünden sonra şiirleri kitaplaştırılan, belgesel filmi çekilip, çizgi romanı yazılan Arkadaş’ın hayatını tiyatroya uyarladınız. Bu yolculuğa hangi duygu ya da düşüncelerle çıktınız?
Ankara Gazinosu oyunumuzun ilk perdesinin son sahnesi şöyleydi; Huysuz ve Tatlı Kadın adında bir epizod vardır, o epizod bittikten sonra gazinonun kapanma saatine yakın içeriye dayak yemiş, hırpalanmış Arkadaş adında bir karakter şarabını içip helvasını yemek için giriyor. Garson ile konuşuyor. Ona 1973 yılında ölen Arkadaş Zekai’nin hayatını anlatıyor. Şiirlerini okurken bir yandan da riyadan bahsediyor. “Az önce Huysuz’u izleyenler vardı burada, kapalı gişe gösterimini yaptı. Oysa benim şu halime bak” diyor. Sonra Hüseyin Oçan bu epizodu oyunlaştıralım dedi. Ve Ankara Yüksel Caddesi’nde İnsan Hakları Heykeli önünde geçen, onun kaderini birebir günümüzde de yaşayan Arkadaşların ağzından bir oyun hazırlayalım istedik.
Arkadaş üzerine yazılan ya da yapılan çalışmalara baktığımızda şair kimliği, cinsel yönelimi ya da siyasi mücadelesi gibi odak merkezi farklı üretimlerle karşılaşıyoruz. Oyununuzda bir odak merkezi var mı?
Arkadaş Zekai’nin kısacık hayatına indiğimizde tiyatro olabilecek çok az nüans var. Burada devreye onun şiirlerini, hayatının değişim ve dönüşüm anlarını taşıyan tiyatral kurgu giriyor. Oyunda dışlanmışlığına, ötekileştirilmiş olmasına tanık olmuş bir sokak şarkıcısının gözünden görüyoruz Arkadaş Zekai’yi. Tüm ötekiler adına onun hikayesini anlatıyor. Öğrenci olayları, dayak yemesi, dövülerek öldürülmesi, edebiyat çevreleri tarafından dışlanmaya çalışılması, şiirlerinin laubali bulunması, aşık olması, cinsel yönelimi gibi epizodlar da oyunumuzun odak merkezini oluşturuyor.
Oyununuz kurgusal anlamda beş bölümden oluşuyor. İzleyiciler her bölümde hangi Arkadaş ya da “Arkadaşlarla” karşılaşıyor?
Arkadaşın çocukluğu, aile hayatı, ostomyolit rahatsızlığı gibi biyografik bilgileri anlattıktan sonra asıl hikayesinin başladığı yere, Ankara’ya çeviriyoruz yüzümüzü. Üniversite hayatı, şiire ilk başlangıcı, öğrenci olayları, dövülmesi… Oyun geçmiş ve geleceğin ortak paydasında buluşuyor. ‘6. Filo Defol’ diyen bir nesilden, günümüzdeki Arkadaşların verdikleri mücadeleyi izliyoruz. Arkadaş Zekai’nin, kaybettiği arkadaşlarını anımsatırken günümüzdeki arkadaşlara da yüzümüzü çeviriyor, 10 Ekim ve Suruç Katliamını, Çorlu tren kazasında, Soma da yitirdiğimiz arkadaşları hatırlatıyor, bir hafızayı tazeliyoruz.
Arkadaş’ın hayatını araştırmış ve sahneye uyarlamış bir yönetmen olarak geçmişle günümüz arasında kurduğunuz bağdan yola çıkarak sormak istiyorum. Oyununuzda Arkadaş bugüne dair bizlere neler söylüyor?
Bütün ötekileştirilen, dışlananlar adına konuşuyor Arkadaş Zekai. Kendi döneminden başlayarak günümüzde de geçerli olan o gür sesle eperkek şiirler yazıp bunu ahenksiz biçimde söyleyenlere de lafı var, bedel ödeyen ve bunu sürekli “en çok ben” duygusuyla anlatmaya çalışan kişilere de. Şiirlerini aykırı bulup onu ilençleyenlere, sürekli her konuda yargı dağıtanlara, kısacası hem geçmişte hem günümüzde nezaketi zorbalığa değişenlere bir sözü var. Riya her zaman aynı yerde duruyor… Dilde, yürekte, bilinçte.
Evrensel'i Takip Et