9 Mayıs 2023 05:22
/
Güncelleme: 07:41

Yeşil Sol Parti adayı Murat Sarısaç: Antep’in barış üssü olması için elimizden geleni yapacağız

Yeşil Sol Parti Antep Milletvekili Adayı Murat Sarısaç Antep’in sorunlarını çok iyi bildiklerini belirterek “Antep’in bir demokrasi, adalet, barış üssü olması için elimizden geleni yapacağız” dedi.

Yeşil Sol Parti adayı Murat Sarısaç: Antep’in barış üssü olması için elimizden geleni yapacağız

Fotoğraf: Mahsun Kılıç/Evrensel

Dilek OMAKLILAR
Antep

14 Mayıs seçimlerinde son haftaya girildi. Ülkenin dört bir yanında Emek ve Özgürlük İttfakı’nın çatı partisi Yeşil Sol Parti’nin milletvekili adayları da çalışmalarını hızlandırdı. Antep’te de milletvekili adaylarının her kesimle bir araya gelerek Antep’in sorunları ve çözümü içinde birlikte mücadeleyi büyütme umuduyla çalıştığı son düzlükteyiz elbette sandık için. Çünkü bu süreç sadece “sandıkta” bitmeyecek. Antep’in sorunlarını ve seçim sonrasını da konuştuğumuz Yeşil Sol Parti Gaziantep Milletvekili Adayı Murat Sarısaç, Antep’teki gözlemlerini aktarırken özellikle şu vurguyu yapıyor: “Antep’in bir demokrasi, adalet, barış üssü olması için elimizden geleni yapacağız”.

ANTEP’TE BİRİKEN SORUNLAR…

27. dönem Van Milletvekilisiniz. Şimdi ise Antep'ten adaysınız. Antep açısından gözlemleriniz nedir? Seçim çalışmalarında nelerle karşılaştınız? Sizi en çok etkileyen olay ne oldu?

Antep’e genel olarak baktığımızda sınır kenti olmasının yanında kültürel ve ekonomik kavşak özelliği taşıyan büyük bir sanayi kenti. Tarımsal üretim ve hayvancılık noktasında avantajlı bir durumda. 2 milyon 154 bini bulan nüfusu, genç yapısıyla da dikkat çekiyor. Bir yerinde biber, diğer köşesinde sarımsak, bir başka köşesinde Antep fıstığı ve zeytin gibi farklı ürünler var. Organize sanayi bölgelerinde iplik, halı, dokuma tezgahlarında yüz binlerce işçi çalışıyor. Bütün bunlar, insanı heyecanlandıran bilgiler aslında. Çünkü böyle avantajlar varsa ciddi bir refahın da olması gerekir. Tabii toplumun tamamına yayılan, herkesin payını alabildiği bir refahtan bahsediyorum. Ama Antep’te kayıt dışı, sigortasız ve güvencesiz çalışan on binler gerçeği de var, mevsimlik işçi gerçeği de, yoksulluk gerçeği de. Bakın, eğer her şey iktidarın anlattığı gibi olsaydı dört yıl içinde Antep’ten yurt dışına giden insan sayısı neden 18 bin olsun? Bunlar resmi rakamlar, gayri resmi verileri varın siz düşünün. Eğer her şey yolunda olsaydı, çiftçiler mutlu olsaydı yıllar içinde işlenen tarım alanı 94 bin hektar neden azaldı? Yine uyuşturucu madde kullanımı ciddi bir sorun bu kentte. Buna çözüm üretmeyen, gençleri yozlaştıran bu düzeni kabul etmek mümkün mü?

KENTİN HER KÖŞESİNE YANSIYACAK BİR ARTI DEĞERİ YARATMAK

Ben de Yeşil Sol Parti’nin Antep milletvekili adayı olarak, yoksulluğun iktidar tarafından bir rıza üretimi olarak kullanılmaması için tüm halkların kentin refahından yararlandığı bir kent hayal ediyorum. Henry Lefebvre gibi kent kuramcılarının da dikkat çektiği şekliyle; siyasetçilerin kurum ve aygıtlarla kenti ele geçirip yüksek bir rasyonalite ve demokrasinin gelişiminin önünü kestiği bir kent değil, kentin her köşesine yansıyacak bir artı-değeri yaratmak. Ancak bu şekilde işçinin, emekçinin de hakkını aldığı; Düztepe, Ünaldı, Çıksorut’un da mutlu olduğu bir Antep olur. Bizler de seçildiğimiz takdirde bize oy versin vermesin, tüm Antep halkının vekili olacağız. İlk işimiz de Antep’in sosyo-ekonomik fotoğrafını çekmek, sorunları rapor haline getirip çözüm üretmek olacak. 2018 milletvekili seçimlerinden sonra da  partimiz her il için raporlar hazırladı, Antep için de hazırlanan bir raporumuz var zaten.

"ÖZELLİKLE GENÇLERİN VE KADINLARIN İLGİSİ BÜYÜK"

Antep’e mevcut koşulları ve sorunları bilerek geldik. Burada kendimizi asla yabancı görmedik. Zaten deprem sürecinde de birçok defa Antep’e geldim, İslahiye’de bulundum. Seçim takviminin çok sıkışık olmasına rağmen seçim bürolarımızı büyük bir coşkuyla açtık. Şimdi de yoğun bir tempoyla halk buluşmalarımız, esnaf ve yöre denekleri ziyaretlerimiz devam ediyor. Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bir çözüm adresi olarak görüldüğünü, Antep halkının statüko ve restorasyon ikilemine sıkışmak yerine radikal demokratik çözümler aradığını fark ettik. Bu nedenle Antep’te Yeşil Sol Parti’nin  en az 3 milletvekili çıkaracağına inanıyoruz. Özellikle gençlerin ve kadınların büyük bir ilgisi söz konusu. En çok etkileyici olan da gençlerin varlığı. Her buluşmamızda etrafımızı saran, coşkusunu yansıtan gençlerin dinamizmini Yeşil Sol’da görmek bizi de motive ediyor.

"HDP’YE YÖNELİK KAPATMA DAVASI DA BİR SİYASİ DARBE GİRİŞİMİ"

Halihazırda milletvekili olduğunuz Halkların Demokratik Partisi kapatılmayla karşı karşıya. Bu seçimlerde yola Yeşil Sol Parti ile devam ediyorsunuz. Bu durum, seçim sürecini ve hazırlıklarını nasıl etkiledi? Bunun amacı neydi?

Bugün siyasi iktidar, devletin tüm imkanlarını kullanmasına rağmen en çok sandıktan, halkın iradesinden korkuyor. Bunun için belirsizlik iklimi oluşturmak için her yola başvuruyor. Son 8 yılda Kürt siyaseti başta olmak üzere demokrasi güçlerine karşı ciddi saldırılar oldu. Öyle ki 20 bine yakın HDP’li yönetici, siyasetçi, üye gözaltın alındı, binlercesi tutuklandı. Bunlarla sonuç alamadıkları için üzerinden yıllar geçmesine rağmen Kobanê kumpas davasını ortaya attılar. Onlarca HDP’li yurttaş katledildi, ama tutuklananlar Kürt siyasetçiler oldu. Bu da yetmedi, iktidarın küçük ortağı MHP’nin de talebiyle HDP’ye kapatma davası açıldı. Hukuk komisyonumuz, hukukçular birçok defa delillerin uydurma, zorlama olduğunu ortaya koydular. Bu sebeple, hukuki bir süreçten bahsetmiyoruz. Kobanê davası nasıl ki bir kumpas davasıysa, HDP’ye yönelik kapatma davası da bir siyasi darbe girişimi.

HDP’nin böyle hedef alınması tesadüfi bir durum da değil. HDP bir hayali başardı. Ülkenin farklı kimliklerini, inançlarını, görüşlerini buluşturarak en geniş demokratik zemini yarattı. Elbette tekçilikten, kutuplaşmadan, gerginlikten beslenen statükocu ve ırkçı yapılar bundan rahatsız oldular. Ama HDP mayası tutmuştu bir defa. Çünkü HDP, bir fikriyat olmayı başardı. Kürtler, Türkler, Lazlar, Çerkezler, Araplar, Aleviler, Sünniler ve diğer tüm farklılıkların var olabildiği bir fikriyat. Şimdi bu fikriyat, Yeşil Sol Parti’de cisimleşmeye başladı bile. Bugün Yeşil Sol Parti, 90’lı yıllarda HEP’ten bugüne süzülen mücadele birikimimizin son halkası.

AKP/MHP faşist bloğunun saldırıları, hukuk oyunları karşısında ciddi bir tecrübeye sahibiz. Bu nedenle uzun süre hazırlıklarımız oldu, onların her hamlesine cevap olacak bir hamle geliştirildi. Amacımız halkların, demokrasi güçlerinin alternatifsiz bırakılmamasıydı. Yeşil Sol Parti, haliyle bileşen partimizdi. Örgütlemesini  de kısa sürede bitirerek umut veren bir adres oldu. Tabii bununla da yetinmedik, faşizme karşı en geniş demokratik zeminde buluşmanın yollarını aradık. Çünkü faşizme karşı sol sosyalist, demokrasi ve özgürlükten yana herkesin bir araya gelmesi hayati önemde.

"KARANLIK ZİHNİYETE KARŞI MÜCADELEMİZİ BÜYÜTMEK ZORUNDAYIZ"

İttifakların listelerine baktığımızda Cumhur İttfakının adaylarından biri Hizbullahla anılan HÜDAPAR’ın adayı. Listeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Cumhur İttifakı denen oluşum Kürt karşıtı bir ittifak. Kürtlerin varlığına, anadiline, siyasetine karşı duranların bulunduğu bir adres haline gelmiş durumda. Çünkü demokrasi, özgürlük, adalet ve barış diye bir dertleri yok. Bu karşıtlığın sebebi tüm baskılara rağmen Kürt siyasetini, mücadelesini bitirememeleri elbette. Ama saldırdıkça zayıfladılar, bölündüler, kaybettiler. 2019 yerel seçimlerinde onlara kaybettiren bir güç olduk. Mücadele geçmişimizi, miras aldığımız mücadeleyi bilmedikleri için saldırdıkça ağızlarında demir leblebi olduk. Şimdi de son dönemeçte Kürt gazetecileri, avukatları, siyasetçileri tutuklamakla ömrünü uzatma derdinde.

AKP iktidarı, Saray rejimi o kadar zor durumda ki etrafına toplamadığı ırkçı, şoven, milliyetçi kalmadı. Kürtlerin hafızasında işkencelerle, katliamlarla yer alan Hüda Par’la ilişkisi de bunun bir parçası. Suriye savaşı boyunca Antep’i adeta bir IŞİD üssüne, cihatçı muhaliflerin merkezine çeviren AKP’nin listesinde Hizbullah’a yer vermesi şaşırtıcı değil. Hizbullah’ın askeri kanat sorumlusunun Erdoğan tarafından affedilerek cezaevinden bırakılması da bunun bir sonucu. Buna karşın Erdoğan rejimi, ağır hasta yüzlerce Kürt, muhalif ağır hasta mahpus konusunda sessiz. Sadece bir yıl içinde 80’e yakın hasta mahpus hayatını kaybetti. Bugün 84 yaşındaki ağır hasta tutsak Mehmet Emin Özkan işkence koşullarında tutuluyor. Bu ayrımcı, çifte standart tutumu MHP’nin mafya, çete liderleri için istediği infaz yasası düzenlemesinde de gördük.

Söz konusu Hüda Par olunca, AKP’nin politikaları olunca Kürtlerin 90’lı yıllarda yaşadıkları ortada, faili meçhul cinayetler bugün de kanayan bir yara. Bugün de Diyarbakır’da, Batman’da ve birçok kentte 90’lı yılların geride bıraktığı trajediler söz konusu. Aynı şey 90’lı yıllarda Antep’te de yaşanmadı mı? HEP Antep İl Başkanı Abdulsamet Sakık, 1992’de burada katledildi. Kürt halkının bunları unutması mümkün mü? Biz de kimlere, neye karşı mücadele verdiğimizin farkındayız. Antep’te de karanlık zihniyete karşı demokrasi güçleri olarak mücadelemizi büyütmek zorundayız. Bu mücadele; Abdulsamet Sakık’ların, Vakkas Dalkılıç’ların anılarına duyduğumuz vefanın bir gereğidir.

Yeşil Sol Parti Gaziantep adayları

Fotoğraf: Dilek Omaklılar/Evrensel

Antep çevre illerden de özellikle '90'larda çok fazla Kürt göçü almış bir şehir. Son 10 yıldır ise ağırlıklı olarak Suriyeli Arap göçü alıyor. Bu göçlerin Antep'e yansıması nedir? Öte yandan göç ile gelenler bu kentte nasıl yaşam sürdürüyor?

Şöyle Antep’e baktığımızda aynı zamanda bir “kentler mozaiği” olduğunu görüyoruz. Urfa, Van, Siirt, Şırnak, Maraş, Adıyaman birçok kent burada buluşmuş durumda. Elbette halkların, dillerin, inançların bir arada olması çok güzel. Ama söz konusu Kürtler olunca tarihi bir arka plan da oluyor. Çünkü Kürtlerin varlığını, Kürt sorununu kabul etmeyen, her sorunu güvenlikçi politikalarla çözmek isteyen bir sistem söz konusu. 90’lı yıllarda da binlerce köy boşaltıldı, milyonlarca Kürt zorla toprağından edildi. Köylerinde üretenler, bir anda büyük kentlerin çeperindeki yoksullar oldular. Bugün Antep’te de gittiğimiz birçok mahallede bununla karşılaşıyoruz.

Tabii Suriye kriziyle birlikte ciddi bir Suriyeli kesim de Antep’e sığındı. Bunun bir nedeni elbette AKP iktidarının mezhepçi-ırkçı saiklerle sürdürdüğü politikalar. Çünkü Erdoğan’ın tüm Ortadoğu politikasını belirleyen şey bu zihniyet yapısı. Suriye’de BM’nin öngördüğü çözüm süreçlerine karşı durmasının özünde de mezhepçi ideolojisi ve iki Kürt karşıtlığı etkili oldu. Bunun sonucunda milyonlarca insan savaştan kaçıp Antep, Urfa, Hatay başta olmak üzere birçok kente yerleşti. Gelenler de mülteci statüsünde görülmediler, neredeyse tamamı geçici koruma ve sığınmacı olarak muamele gördü. Bunun sonucunda emeğin sömürüsü katmerleşti. Çünkü kayıt dışı çalışma arttı, devasa bir ucuz iş gücü oluştu, çocuk işçilerin oranı büyüdü. Bütün bunlar, birçok sektörde reel ücretlerin daha da düşmesine sebep oldu. Ama bunlar AKP iktidarının umurunda değil. Çünkü mültecileri, politik bir argümana çeviren, Avrupa Birliği’ne karşı bir şantaj aracı olarak kullanan kirli bir zihniyet söz konusu.

Son olarak Antep’te nelerle mücadele edeceksiniz?

Antep’in sorunların bir boyutu ekonomik koşullar, yoksulluğun büyüklüğü. Bir diğeri, trafik ve imar sorunları. Gençlerin, kadınların şehir hakkından yararlanamaması sorunları da çok önemli. Bunlar başta olmak üzere Antep’in tüm sorunlarına bir program kapsamında yaklaşarak çözüm yolları aramayı, Meclis gündemine taşımayı planlıyoruz. Antep’te İslahiye ve Nurdağı başta olmak üzere depremden etkilenen bu yerlerde bir krize dönüşen konut ihtiyacı, barınma sorunu ciddi bir mağduriyet yaratıyor. Ev bulmak ayrı bir dert, yüksek kiralar ayrı bir sorun. Hem Meclis’te hem de hukuki anlamda bunun da takipçisi olacağız.

Tabii Antep’in sorunlarını doğuran, büyüten daha derin bir arka planla da ilgilenmeliyiz. Eğer bir yerde yerel dinamiklerin etkisi sınırlıysa, sivil toplum örgütleri güçlü değilse demokratik katılım yeterli düzeyde değilse sorunlara da kalıcı çözümler bulunamaz. Biz de Yeşil Sol Parti olarak, devraldığımız mücadele mirasının ışığında Antep’in bir demokrasi, adalet, barış üssü olması için elimizden geleni yapacağız. Neden mi? Bakın, Kürt sorununda çözüm umudunun olduğu yıllarda Antep’te kişi başına düşen milli gelir 8 bin 500 dolara kadar yükseldi; ama demokratik değerlerden uzaklaştıkça bu aran 6 bin 500 dolara kadar düştü. Bu anlamda 14 Mayıs, tüm halklara bir değişim fırsatı sunuyor. Biz de Antep’te, tüm ülkede herkesi Yeşil Sol Parti’nin altına mührünü vurmaya davet ediyoruz. Buradayız, birlikte değiştireceğiz.

Murat Sarısaç konuşma yaparken

Fotoğraf: Evrensel

MURAT SARISAÇ KİMDİR?

Siyasetçi. Aksaray Üniversitesi'nde Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi bölümünü bitirdi. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Parti Meclisi (PM) üyeliği, DBP Van İl Eş Başkanlığı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) PM ve MYK  üyeliği yaptı. 2018 genel seçimlerinde HDP Van milletvekili olarak seçildi. Halen aktif milletvekili görevine devam eden Sarısaç, Yeşil Sol Parti Antep 2’nci sıra milletvekili adayı olarak çalışmalarını sürdürüyor.

Evrensel'i Takip Et