Emeğin saflarında buluştuk
Doğa
Hacettepe Üniversitesi
Ankara’daki ilk 1 Mayıs’ım bana uzun zamandır bir parçası olmak istediğim ama o ilk adımı atamadığım mücadelenin kapısını araladı. Katıldığım diğer 1 Mayıs’lardan en büyük farkı artık bir üniversite öğrencisi olmam ve kendimi örgütlü mücadelenin içinde var etmek istememdi. Geçmişten günümüze farklı düşüncelerde olsak da bizleri birleştiren, yalnız olmadığımızı hissettiren, özgürlük mücadelemizin adımlarını atarken bu yolda tek yürümediğimizi bize tekrar hatırlatan ve içimizdeki ateşin sönmemesini sağlayan en önemli 2 gündü belki de. Benim için öyleydi. Ankara’ya ilk geldiğimde kendim gibi insanları bulabilecek miyim sorusunu kendime çok sordum. İstanbul'da lise okurken bir parçası olmak isteyip cesaret edemediğim bu mücadelenin, üniversitede bir parçası olmalıydım çünkü. Ankara’daki ilk 1 Mayısımda alt geçitten koşarken bu sefer cesaret ettiğimi ve bireysel mücadelemi artık örgütlü bir hale getireceğimi ilk hissettiğim an o andı. Belki benim gibi ilk adımlarını atacak olan her genç aynı korkuları, aynı tereddütleri taşıyordur. Günümüz Türkiye’sinde bir şeylerden korkarak yaşamaya çalışan her yurttaşın, her öğrencinin bir parçası olması gerektiğini düşündüğüm mücadelemizi büyütmek için biraz cesaret göstermeliyiz sanırım.
ADİL, ÖZGÜR, DEMOKRATİK BİR ÜNİVERSİTE YAŞAMI
Emeğin, bilimin, eğitimin pek de kıymet görmediği bu günlerde üniversiteli gençler olarak daha adil, daha özgür ve daha demokratik bir üniversite yaşamı için 1 Mayıs’taydık. Bizlere birer öğrenci gibi değil de çarkın önemsiz dişlileriymişiz gibi davranan rektörlere karşı; işçisini ve emekçisini yok sayan, alın terinin kıymetini bilmeden yaşam süren şovenist patronlara karşı ve elbette ki tek adamın bugüne dek sindirip yok etmeye çalıştığı herkes için 1 Mayıs’taydık. Sesini, taleplerini duyuramayan veya susturulan her bir sıra arkadaşımız için 1 Mayıs’taydık. Öğrenciler olarak bu mücadelenin haykıran sesi olmak hepimizin yegâne amacıydı.
DENİZLERDEN TESLİM ALDIĞIMIZ MÜCADELE
1 Mayıs’tan hemen sonra 6 Mayıs günü gerçekleştirdiğimiz anma bana yine bu yolda yalnız olmadığımızı, Denizlerden günümüze uzanan kavgamızın peşinde olduğumuzu ve en önemlisi onları unutturmayacağımızı gösterdi. Okul sıralarında, iş yerlerinde dahası hayatın her yerinde yaşadığımız sorunlar ortadayken ve bu sorunların temel sebebi olan emperyalizm, insanın insana yaptığı en büyük sömürüyken Denizlerden teslim aldığımız bağımsız ve demokratik Türkiye mücadelesi ve dünya için yapmamız gerekenleri biliyor, öğreniyor ve uygulamaya çalışıyoruz. Tıpkı 51 yıl önce 3 fidanın yaptığı gibi.
Evrensel'i Takip Et