10 Mayıs 2023 06:37

Bahar Şenliğimiz onların SONbahar şenliği olacak

ODTÜ bileşenleri tek adamların, atanmış rektörlüğün karşısında kararlılıkta ilerliyor.

ODTÜ öğrecileri rektörün penceresine "Biz geldik aşağıdayız" yazılı döviz uzattı. (Fotoğraf: Evrensel)

Paylaş

İrem Hazal KELLECİ

ODTÜ

 

ODTÜ Rektörlüğü, geleneksel 35. ODTÜ Uluslararası Bahar Şenliği’nin yapılmamasına dair bir karar aldığını şenliği düzenleyen Uluslararası Gençlik Topluluğuna (UGT), topluluğun iletişim çabaları sonucunda gerçekleşen bir telefon konuşmasında iletti. Bunun üzerine rektörlükle görüşme talep eden UGT’nin dilekçeleri, mailleri, telefon aramaları defalarca kez yok sayıldı. Ardından yan yana gelen öğrenci bileşenleri ilki dilekçe vererek olmak üzere dört kez rektörlükten görüşme talep etti. Bu taleplerin hiçbiri kabul edilmeyip dilekçeye dönüş sağlanmazken sadece UGT ve Sağlık Kültür ve Spor başkanı ile gerçekleşen gayri resmi bir görüşmede ODTÜ bileşenlerini sürece dahil etmeden usulsüzce alınan bu kararın gerekçesi olarak 6 Şubat depremleri gösterildi. Ardından düzenlenen eylem sonrasında rektörlük, sonbahar döneminde şenliği yeniden değerlendirmeye alacağını yan yana gelmiş onlarca bileşenlerin sözünü çiğneyerek duyurdu. Öğrenciler ise eylemlerine “Bizim bahar şenliğimiz sizin son bahar şenliğiniz olacak” diyerek devam etti.

REKTÖRLÜK, YASAĞINI MEŞRULAŞTIRMAK İÇİN DEPREMİ KULLANIYOR

Deprem sürecinde sınırlı yardımlarda bulunulsa da rektörlüğün belli başlı kararları depremzedeler için mağduriyetler yarattı. Rektörlük, depremzedeleri yurtlara yerleştirmek için öğrenci alımını durdurmasına rağmen depremzede öğrencileri evleri yeterince hasar almadığı gerekçesiyle yurtlara almayıp kapıda bıraktı. Yurtlar, depremzede öğrencileri arayıp yurt ücretini istedi. Depremden bir süre sonra yurduna dönen öğrencilerden de yurtta kalmadıkları ayların ücretini istemeyi ihmal etmedi.

Atanmış rektör deprem sürecinde bu uygulamalar ile ön plana çıkarken ODTÜ bileşenleri aldıkları forumlar, bölüm toplantıları, komiteler ile büyük çaplı bir dayanışma ağı örmüş; yardım ekiplerini ve onlarca yardım tırını deprem bölgesine göndermişti. ODTÜ’nün bunu yapabilmesi; tıpkı Bahar Şenliği gibi öğrencilerin kolektif emeğine dayalı, ortak üretim ve dayanışma kültürünün yıllardır mücadele ederek birikmesine dayanıyor. Yıllardır okul ve ülke gündemine dair sorunlarda kafa kafaya verip ortak bir hat üzerinden hareket eden bileşenlerin, binlerce insanın ölüme terk edildiği deprem felaketinde bu birikim sayesinde hızlıca koordine olup dayanışma ve mücadeleyi en önden örgütleyebilmesinin sebebi burada yatıyor. Bugün, atanmış rektörün şenlik yasağı da bu birikimi zedelemeye yönelik karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda 35. Bahar Şenliği depremden etkilenenlerle dayanışma örüleceği bir içerikte planlansa da rektörlüğün bu yasağı, büyütmek istediğimiz deprem dayanışmasının da önünü kesiyor. 

ŞENLİK YASAĞI POLİTİK BİR YASAK MIDIR? 

ODTÜ öğrencileri bu engellemeler ve yasaklarla ilk defa karşılaşmıyor. Rektörlük geçtiğimiz yıllarda da olanak olmadığı bahanesiyle şenliği engellemeye çalışmıştı. Ancak tek adam iktidarını devirmenin bir aracı olan 14 Mayıs seçimlerine yaklaşmamızla beraber bu baskı ve yasaklar gittikçe artıyor. Tek adam iktidarı, kaybedeceği emarelerinin gün geçtikçe arttığı 14 Mayıs seçimleri arifesinde öğrencilerin bir araya gelebileceği tüm ortak alanlara saldırıyor. Yaşanan depremle beraber gençliğin artan öfkesinin karşısında bir güç olarak var olmasının önüne geçiyor.

Tek adam iktidarının ODTÜ’deki eli olan atanmış rektörün bu hamlesi, YÖK’ün online eğitim kararıyla benzeşen amaçlar taşıyor. Bu hamleler, gün geçtikçe derinleşen ekonomik krizin altında ezilen ve üstüne iktidarın rant politikaları sonucu ortaya çıkan deprem yıkımından etkilenen öğrencilerin sosyal yaşamlarına dönmesinin önünü kesiyor. Bir tepkinin ya da hareketin örgütlenmesi, fiziki mesafeler ve yasaklarla engellenmek isteniyor. Online eğitim kararının ardından şimdi de bahar şenliği buna benzer şekilde engellenmeye çalışılıyor.

ODTÜ BİLEŞENLERİNİN İRADESİ ŞENLİK İÇİN BÜYÜYOR

ODTÜ öğrencileri; 2019’da olanak ve bütçe yok gerekçesini öne sürerek şenliği engellemeye çalışan atanmış rektörün bu kararını tanımayarak bir araya gelmiş ve şenliği geri kazanmıştı. Üniversitenin esas bileşenleri olan akademisyen, emekçi ve öğrencilerin kararı hiçe sayılıp cumhurbaşkanı tarafından atanmış bir rektörce yapılmama kararı deklare edilmişti. Ancak bileşenler forumlarda ve bileşen temsilcilerinden oluşan toplantılarda sıklıkla yan yana gelip kararlar almış ve atanmışların karşısında kendi kararlarının direnişini hep birlikte örmüşlerdi. Okulun her tarafında öğrenciler ilanı ve afişlerle mücadelelerini birbirine anlatıp büyütmüş, okulda direniş havasını hep birlikte estirmişlerdi. Okul içerisinde yürütülen mücadele okul dışına taşmış ve şenlik mücadelesi birçok sanatçı ve siyasetçinin de desteğiyle ülke gündeminde yer edinmişti. Bugün de öğrenciler yine, şenliği kazanmak için tepeden dayatılan kararın karşısında bir mücadele örüyor. Binlerce öğrenci tek adamların karşısında okulun sahibinin de karar mercisinin de atanmışlar değil, okul bileşenleri olduğunu söylüyor. Öğrencilerin bir araya gelmesini engellemeye çalışan atanmış rektörlüğün karşısında şenliği yapmak üzere aynı kararlılıkta ilerliyor. Seçimler yaklaşırken de tek adam yönetimini devirmekte kararlı olan öğrenci gençlik açısından daha demokratik bir ülke ile demokratik bir ODTÜ arasındaki yol daha da belirginleşiyor. Öğrencileri atanmışların karşısında sürdürdüğü iradesi demokratik bir üniversite mücadelesinin temel taşı iken; üniversiteleri kendi arka bahçesine çevirmeye çalışan ve eli olarak hareket edecek rektörler atayan tek adam iktidarının karşısında bir dik duruş, karşı çıkış oluyor.

ÖNCEKİ HABER

Emeğin saflarında buluştuk

SONRAKİ HABER

Halkın patates soğanı iktidarın arabası uçağı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa