10 Mayıs 2023 12:04

Tiyatro Fısıltı üretime devam ediyor: “Şarampol Meyhanesi” oyunu üzerine

Erdal Eren DOĞAN

İDÜ

Hepinize merhaba Genç Hayat okurları ve Tiyatro Fısıltı takipçileri. Bu yazıda Tiyatro Fısıltı’dan Baran Öztürk’le beraber ekibin beraber yazdığı, yönettiği; yetmedi bir de oynadığı “Şarampol Meyhanesi” hakkında konuşacağız.

Tiyatro Fısıltı’nın kuruculuğu dahil her şeyini İzmir’den üniversite öğrencilerinin üstlendiğinden önceki yazımızda bahsetmiştik. Ekibimiz tüketimdense üretim taraftarı ve bu Şarampol Meyhanesi’nin ortaya çıkış sebeplerinden biri. Çünkü onlara göre “yoktan var etmenin zevki” büyük bir motivasyon. “TİYATROMUZ BRECHTIAN TİYATROYU BENİMSEDİ’’

Gerekli yerlere vurgu yaptıysak ilk sorumu Baran’a yöneltiyorum: “Şarampol Meyhanesi’nin hikâyesi nedir?​” Baran cevaplıyor: “Oyun aslında atölyemizin öğrencilerini mezun etme amacıyla çok kısa sürede yazıldı. Biraz ihtiyaçtan biraz da üst üste biriken konuların olması da etkili oldu. Ekipten, oyunda ülkenin politik ve ekonomik koşullarının yer alması, insanın temel aksiyonları üzerine olması ve seyirciyle etkileşim içinde olması önerisi geldi. Tiyatromuzun Brechtian tarzı benimsemesi de yazımda çokça etkili oldu. Şarampol Meyhanesi önceki oyunlarımıza da atıfta bulunuyor, tiyatromuzun birikerek nereden geldiğini sürekli hatırlamasını ve hatırlatmasını istiyoruz. Oyun bir yanıyla hikâye anlatımı için ‘meyhane’, hayatı yokuş aşağı gidenler için de ‘şarampol’ fikrini taşıyor.”

“ANLATILAN SENİN HİKAYENDİR’’

Bu cevapla beraber ikinci klişe sorumu yöneltiyorum Baran’a. “Şarampol Meyhanesi’nde ne anlatmak istediniz?​’’

“Oyun insanın yazmak, düşünmek, sevmek, ölmek ve okumak gibi aksiyonlarını temsil eden 5 bölümden oluşuyor. Düşündüğünde konuşan, konuştuğunda susturulan çöpçüler, işini sevmeden yapan ve bir gün ayrılanlar, çaresizlikten hırsızlık yapanlar, sevgiyi bilmeden sevdiğini sananlar, adalet terazisinde hep yukarıda kalanlar ve cennetteki hurilerin vaatleriyle kandırılmaya çalışılanlar… Oyun aslında benim ve hepimizin yaşadığı olaylar üzerine kurulu. Oyunun başında dediğimiz gibi: Anlatılan senin hikâyendir.”

Şarampol Meyhanesi’ni devralan fakat ve sevdiceği, kardeşi bildiği dostu yurt dışına kaçınca yıkılan, en sonunda küllerinden doğan Şarampol Rıza gibi, oyun bizleri harekete geçmeye itiyor. Tabii ki devralacak meyhanemiz ya da peşinden koşacak sevdiceğimiz yoksa da hayatlarımıza sarılmalı, geleceğimiz adına “aksiyon” almalıyız diyebiliriz.

Tiyatro Fısıltı dinamizmi ve olağanca yeteneğiyle takibe alınacak işler yapmaya devam ediyor ve edecek. İzmirli gençleri Tiyatro Fısıltı atölyelerine kaydolmaya ve kendilerini desteklemeye çağıralım bu vesileyle.

Selin Kurşun'un röportajı için: https://www.evrensel.net/haber/480629/sorgulamaya-acilacak-bir-kapi-olma-gayreti-tiyatro-fisilti

Evrensel'i Takip Et