21 yıllık AKP iktidarında eğitim niteliksizleşti, öğrenci işçileşti
21 yıllık AKP iktidarında kamusal eğitim çöktü, eğitim özelleşti, dini dayatmalar arttı, okul dışına düşen öğrenci sayısı katlandı. MESEM ile çocuklar okuldan koparıldı, devlet teşvikiyle sömürüldü.
Fotoğraf: Evrensel
Vural NASUHBEYOĞLU
İstanbul
Memleketin gündemi seçim. 21 yıllık AKP iktidarı ilk kez iktidarını kaybetmenin korkusunu bu kadar yakın hissediyor ensesinde. Çünkü ders notları çok zayıf, bunun üstünü kapatacak ‘Elektrik yoktu, sular akmıyordu o yüzden çalışamadım’ bahanesi de tutmuyor gibi. Her dönem sonunda karnesini alan öğrenciler gibi AKP iktidarı da bu uzun döneminin karnesini alacak sandıkta. Devri iktidarında AKP’nin en başarısız olduğu alanlardan biri ise bir türlü dikiş tutturamadığı eğitim olsa gerek.
Ülkenin ve gençliğin geleceği için hayati öneme sahip eğitimde AKP iktidarının amel defteri ise oldukça kalabalık. 21 yılda yazboz tahtasına çevirdiği eğitim sisteminde AKP’nin yaptıklarını herhalde en iyi şu başlıklarla özetleyebiliriz: “Kamusal eğitim çöktü, eğitimde nitelik düştü. Özelleştirme ve dinselleştirme politikaları arttı. Okullaşma oranı geriledi, devlet eliyle çocuk işçiliği teşvik edildi. Üniversite sayısı artarken, akademik başarı dibe vurdu. Diplomalı işsiz ordusu büyüdü…”
KAMUSAL EĞİTİM ÇÖKTÜ
Kamusal bir hak olan eğitimde özelleştirme politikaları devlet okullarına indi. AKP 2002’de iktidar geldiğinde merkezi bütçeden eğitime yüzde 22.34 pay ayrılırken bu pay 2023’te yüzde 9.61’e geriledi. Yeterli bütçe verilmeyerek eğitimde gözler velilerin cebine dikildi. Kayıt parası, bağış, A4 kağıdı, temizlik malzemesi vb. okulların ihtiyaçları velilerin üstüne yıkıldı. Bu dönemde Türkiye’de hane halkının eğitim için cebinden çıkan para da katlandı. Hatta devlet okullarında parayı verene ‘özel sınıflar’ açıldı, parayı verenin yabancı dil dersi sayısı artırıldı. Sonuç olarak AKP döneminde kamusal eğitim çöküp ticarileşirken nitelikli eğitim de geriledi.
BİR NESLİ HEBA EDEN SİSTEM: 4+4+4
2012-2013 eğitim öğretim yılında hayata geçirilen 4+4+4 eğitim sistemiyle 8 yıllık zorunlu eğitim son buldu, genel liseler tarih oldu, devlet okullarının sayısı azaldı. İmam hatip okulu sayısı yüzde 78, özel okul sayısı yüzde 20 arttı. Açık öğretime yönelim başladı. Bu sistemle pedagoji ve bilime aykırı olarak 72 aydan küçük (60 aylık) çocuklar okula başlatıldı. Araştırmalar, bu dönem okula başlayan çocukların akademik olarak geride kaldığını (LGS’de 36 puan fark oluştuğu görüldü), akran zorbalığına daha fazla uğradığını ve okuldan nefret ettiklerini ortaya koydu. Yani AKP bir sistem değişikliğiyle koca bir nesli heba etti.
MİLYONLARCA ÇOCUĞUN OKULDA KAYDI YOK!
Pandemide, depremde hemen her kriz durumunda AKP’nin aklına ilk olarak okulları, üniversiteleri kapatmak geldi. Bu uygulamalar okullaşma oranının zaten düşük olduğu ülkemizde özellikle dezavantajlı grupları okul dışına itti, fatura ağır oldu. MEB okul dışında kalan çocukların sayısını 230 bin olarak açıklarken MEB’in verilerinden elde edilen sonuçlara göre 2021-2022’de 5-17 yaş okul çağı nüfusundan 1 milyon 200 bin 892 kişinin okulda hiç kaydı bulunmuyor. 1 milyon 738 bin çocuk açık lisede, 1 milyon 300 bini aşkın çocuk ise mesleki eğitim merkezlerinde. Okullarda olmayan mülteci çocuk sayısı ise 600-700 bin civarında. Veriler AKP’nin artık okul ve üniversiteleri toptan yok etme yolunda ilerlediğini gösteriyor.
İktidarının 18. yılında AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bile “Eğitimde arzu ettiğimiz başarıyı sağlayamadık” itirafında bulundu. Şimdi sandığa sayılı günler kala en çok ilk kez oy kullanacak 5 milyon genç seçmenin konuşulması tesadüf değil. AKP döneminde eğitim hakları ellerinden alınan, gelecekleri mülakatlarla, şaibeli sınavlarla çalınan gençlerin en çok iktidara mesafeli olması da…
DEVLET ELİYLE ÇOCUK SÖMÜRÜSÜ: MESEM’LER
AKP iktidarının son icadı ise Meslek Eğitim Merkezleri (MESEM)’ler. Okul çağındaki çocukların sanayide, fabrikada devlet eliyle patronlar tarafından sömürülmesinin önünü açan uygulamayla orta öğretim çağındaki çocuklar 1 gün okulda 4 gün fabrikalarda çalıştırılmaya başlandı. AKP’nin ve MEB’in MESEM’leri yaygınlaştırmak için sarf ettiği olağanüstü çaba da takdire şayan! MESEM uygulamasıyla 1 yılda 1 milyon 300 bini aşkın çocuk, okuldan çıkarak asgari ücretin 3’te biri ya da yarısına onu da devletin ödediği koşullarda patronların insafına adeta ‘Eti senin kemiği benim’ denilerek bırakıldı. Meslek liseleri ise bir eğitim kurumu olmaktan öte MEB nezdinde sadece yaptıkları cirolarla anılır oldu.
ÜNİVERSİTEYE KAYYUM, AKADEMİDE GERİLEME
Yeterli akademik kadro olmadan her ile üniversite açıldı, diplomalı işsiz sayısı katlandı. Boğaziçi Üniversitesi örneğinde olduğu gibi üniversite bileşenleri yerine üniversitelerin yönetimine tek adamın belirlediği kayyum rektörler atandı. Bir gece yarısı çıkarılan KHK’lerle yüzlerce akademisyen üniversiteden uzaklaştırıldı. Bilimsel çalışma ve liyakat yerine kişiye özel ilanlarla hısım akrabalarla üniversite kadroları dolduruldu. İntihal (fikir hırsızlığı) yapanlar akademisyen yapıldı. Apartman altı özel, vakıf üniversitesi sayısı patladı. Buralarda akademisyenlerin emeğinin sömürülüp, angarya çalışmanın merkezi haline gelirken YÖK’ten ses çıkmadı. Türkiye’den yurt dışına çalışmaya giden akademisyen sayısı 12 bini buldu. Tabelalarında bir tek AŞ yazısı eksiği olan özel üniversiteler ticarethane, öğrenci müşteri oldu.
4-6 YAŞ GRUBUNA DİN DERSİ DAYATMASI
AKP döneminde eğitimde öne çıkan sorunlar şöyle oldu:
- 2002’de toplam öğrenci sayısı içinde yüzde 1 olan özel okul öğrenci sayısı yüzde 9’u, yüzde 2 olan özel okul sayısı yüzde 20’yi aştı. Vakıf üniversitesi öğrencisi sayısı yüzde 3.5’ten yüzde 8’e çıktı.
- Liselere Geçiş Sınavı (LGS) ile okulların yüzde 10’u nitelikli ilan edildi. Öğrencilerin yüzde 90’u mahallesine, imam hatibe ya da meslek lisesine mahkum edildi.
- Pandemi ve depremde okul ve üniversiteler çok uzun süre AKP tarafından kapatılınca kimi öğrenciler neredeyse okul yüzü göremeden mezun oldu.
- Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS)’de 0.5 puan alanın bile yerleştirme puanının hesaplanmasına karar verildi. Baraj ‘başarılı, elit’ öğrenciler için sertleşti, altta kalanı daha da değersizleştirdi.
- İlk 500 üniversite arasında olan Türkiye’nin gözde kamu üniversiteleri alt sıralara geriledi.
- Merkezi sınavlardaki (ÖSYM-KPSS) soru sızdırma iddiaları ve şaibeler hiç bitmedi.
- Kendi getirdiği mülakat adaletsizliğini seçim öncesi kaldıracağını belirten AKP yüzünden on binlerce genç KPSS’de dereceye girmesine rağmen mülakatlarla elendi.
- Son 10 yılda öğretmen maaşları yüzde 42’nin üzerinde eridi, öğretmenlik mesleği itibarsızlaştırıldı.
- Sözleşmeli hatta kölelik koşullarında çalıştırılan ücretli öğretmen ataması yaygınlaştı.
- 2002’de 70 bin olan öğretmen açığı yarım milyonu aştı.
- Ataması yapılmadığı için onlarca öğretmen bu dönemde yaşamına son verdi.
- Öğretmenleri ayrıştıran Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) ile öğretmenler arasında ‘uzman, baş öğretmen’ ayrımı yaratan sınav uygulamaya konuldu.
- Barınma sorunu çözülmeyen üniversiteliler tarikat yurtlarına mahkum edildi.
- 4 çocuktan birinin okula aç gittiği bilinmesine rağmen tüm okullarda 1 öğün yemek verilmesi talebi karşılanmadı.
- Felsefe, bilim, sanat derslerinin sayısı azaltıldı, ‘seçmeli’ din dersleri dayatması arttı.
- Dindar ve kindar bir nesil yetiştirme’ amacını gizlemeyen AKP, din eğitimini 4-6 yaş grubundaki çocuklara kadar indirdi.
- MEB, tarikatlarla protokoller imzalayarak onları okullara soktu.
- Okullara akıllı tahta, her öğrenciye tablet verileceği ilan edilen 3.5 milyarlık Fatih Projesi çöp oldu.
- TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO), ülke genelinde 4 bin 159 okulun deprem riski yüksek alanlarda bulunduğunu açıkladı.