Bir annenin, bir çocuğun çığlığı: Bu sesi duyun artık!
Soruyorum yetkililere, adım atmanız için kızıma ne olması gerekiyordu? Yaşadığı istismarın hangi boyuta ulaşması önlem almanızı sağlayabilirdi?
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
Kocaeli’den bir kadın
Herkese merhaba, öncelikle bu mektubu yazmanın benim için çok zor olduğunu belirtmek isterim. Ben bir sağlık çalışanıyım, 9 yaşındaki kızımla birlikte tek başıma bir yaşam mücadelesi veriyorum. Aylardır kızımın yaşadıklarını yetkili mercilere iletmeme rağmen gerekli hiçbir adım atılmadığı için sesimi bu şekilde duyurmaya karar verdim.
2019 yazında kızım, ben ve eşim ailecek bir otele tatile gitmiştik. Tatilimizin üçüncü günü akşam saatlerinde biz kızımla uyumak için odaya gittiğimizde, eşim eğlenmeye devam edeceğini söyledi. İşte o gece kızım hemen yan yatağımda uyurken bir sese uyandım. Eşim çırılçıplak halde kızımın yatağına oturmuş, kızımı uyandırmaya çalışıyordu. O anı gördüğümde neye uğradığımı şaşırdım, 6 yaşındaki kızım her şeyden habersiz uyumaya devam ediyordu. Ben o an hemen onu itekleyerek banyoya götürdüm ve bu halde ne yaptığını sordum. Üzerime yürüdü. Ertesi gün önce hiçbir şey hatırlamadığını söyledi, sonra da yalan söylediğimi iddia ederek yaşananları inkar etti. O geceye kadar içimde bir şüphe uyandıran kimi davranışlarının, sözlerinin ne anlama geldiğini anladım.
Böyle bir durumda ne yapacağımı bilmediğim için ilk önce arkadaşımın tavsiyesiyle bir avukatla görüştüm. Elimde hiçbir somut delil olmadığı için sonuç alamayacağımı söylediler. Benim tanıklığım gördüklerim bir soruşturma açılması için yeterli değilmiş, gecenin o saatinde yaşadığım o şokla kamera veya ses kaydı almayı akıl etmem gerekiyormuş. O günden sonra benim için kabus gibi günler başladı. Kızımı bir an olsun babasıyla yalnız bırakmamak için harcadığım çabayı bilemezsiniz. Bu süre içerisinde kızımın davranışlarında da değişiklikler başladı. Kendini sürekli pis hissettiğini söylüyor, ağlama nöbetlerine giriyor ve 6 yaşındaki bir çocuğun merak edemeyeceği şeyleri soruyordu.
Evi terk etmek, boşanma davası açmak da bir seçenekti ama bunu yaparsam hafta sonları kızımı bensiz görebilecek, istismarını sürdürecekti. O nedenle ben istismar suçundan hak ettiği cezayı almasını ve kızımdan uzak durmasını istiyordum. 2021 yılında kızımın durumuna artık daha fazla dayanamayarak ilk şikayetimi yaptım ve baba hakkında uzaklaştırma kararı verildi. Dosyalar soruşturma aşamasında kapandı, itirazlarımızı yaptık ve bekliyoruz. Bu süreçte kızım Körfez Adliyesi’nde adli hizmet biriminde pedagog eşliğinde babasıyla iki defa görüştü. İki görüşme öncesinde de ağlama krizleri geçirdi, “Beni neden zorluyorsunuz?” diye sordu. Kızım son görüşmede kendisine verilen hediyeyi almak istememiş, çıkışta adli birimdeki görevli hediyeyi almamızı, istersek çöpe atabileceğimizi söyleyerek hediyeyi almamız için üzerimizde baskı kurmaya çalıştı.
Bu yaşadıklarımıza inanmakta güçlük çekiyorum, bu süreçte kızım psikiyatrik tedavi görmeye başladı. Üniversite hastanesindeki işleyiş nedeniyle doktoru değişti, biz her gün aynı şeyleri yeni baştan yaşamak, istismarı ispat etmek için uğraşmak zorunda kalıyoruz. Karşı taraf ise elini kolunu sallayarak gezmeye; hiçbir şey olmamış gibi kızımla görüşmeye devam edebiliyor.
Bu ülkede uzun zamandır adaletin yerini bulmadığını biliyorum ama ümidimi kaybetmek istemiyorum. Kızımın ve hiçbir çocuğun böyle bir nedenle canının yanmasını, gözyaşı dökmesini, istemediği bir şeye zorlanmasını kabul edemiyorum. Soruyorum yetkililere, adım atmanız için kızıma ne olması gerekiyordu? Yaşadığı istismarın hangi boyuta ulaşması önlem almanızı sağlayabilirdi? Siz olsanız çocuğunuzu hiç istemediği, sinir krizleri geçirdiği halde bu görüşmelere zorlar mıydınız?
Bir anne, bir kadın, bir insan olarak sorularıma cevap istiyorum.