“Winner” ceket mütevazı mutfağa karşı
"Kılıçdaroğlu mütevazı mutfağıyla Erdoğan’ın yitirdiği sahiciliğe ve sarayın soğukluğuna karşı, evin sıcaklığını ve sözün samimiyetini koydu."
Erdoğan fotoğrafı: TCCB, Kılıçdaroğlu'nun ekran görüntüsü paylaştığı videodan alınmıştır.
Seçimlere 3 gün kaldı. Türkiye önemli bir yol ayrımında. Bakalım cumhurbaşkanlığı seçimlerini Recep Tayyip Erdoğan’ın o kareli “winner” ceketi mi kazanacak, yoksa Kemal Kılıçdaroğlu’nun mütevazı mutfağı mı?
“Winner” yani kazanan ceketi büyük çoğunluğumuz 25 Nisan 2023 günü Recep Tayyip Erdoğan'ın AKP Gençlik Kolları'nın Ankara’da düzenlediği “Gençlik İçin Hemen Şimdi” etkinliğinde duyduk. Etkinliğe katılan gençlerden biri elinde "Yağmurlu bir günde gördüm seni, üzerinde winner ceket vardı" yazılı döviz tutuyordu. Cumhurbaşkanı o dövizi görüp de “winner” kelimesini yabancı bir marka sanınca "O winner ceketi kim giyiyor? Benim için söylemiyorsun değil mi? Çünkü ben yerliyim, milliyim. Onları giymem" deyiverdi. Kim bilir belki de Erdoğan’a bu seçimde ceketin tılsımının işe yaramayacağı ayan olmuştur.
Cumhurbaşkanı her ne kadar “winner” kelimesini bir marka sanıp kendisinin öyle şeyler giymeyeceğini ima etse de kareli ceketin tılsımına inandığından olsa gerek sık tercih etmektedir. Sadece Cumhurbaşkanı mı, elbette hayır. Tıpkı belli bir uzunlukta bıyık bırakmanın kerametine inandıkları gibi kareli ceketin tılsımına da inanan AKP’li erkek siyasetçiler bu ceketi bir moda haline getirmiştir.
Elbette keramet ne bıyıkta ne de kareli ceketteydi. AKP’nin 21 yıllık iktidarını açıklayacak tonlarca ekonomik, politik ya da sosyolojik gerekçe bulunabilir ama bence Tayyip Erdoğan’ın kerametlerinden biri sokağın ve mahallenin dilinden iyi anlamasıydı. Erdoğan’ın çocukluk ve gençlik yılları herkesin birbirini tanıdığı, komşuluk ilişkilerinin güçlü olduğu, sokaklarında bisikletten mahrum çocukların çift kale futbol, çelik çomak, uzun eşek ve yakan top oynadığı Kasımpaşa’da geçmiştir. Erdoğan sokağın ve mahallenin dilini çocukluğunun ve gençliğinin Kasımpaşa’sından öğrenmiştir. Sahici bir dildir bu, bu yüzden de milyonlarca insana değmiştir, belki hâlâ da değiyordur ama artık eskisi kadar sahici değildir. Çünkü Erdoğan’ın dili Kasımpaşa’nın külhan dilinden, sarayın şatafatlı diline evrilmiştir. İnsan düşündüğü konuştuğu gibi yaşamaz, yaşadığı gibi konuşur ve düşünür. İşte bu yüzden de artık Erdoğan’ın dili sahiciliğini yitirmiştir. Erdoğan’ın sahiciliğini yitirmesi aynı zamanda rantsal dönüşümle mahalle kültürünün rezidans kültürüne dönüşümüne denk düşmektedir.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’ın bu dönüşümünü iyi okuduğunu düşünüyorum. Kılıçdaroğlu seçim propagandasını tam da Erdoğan’ın yitirdiği yerden kuruyor, mütevazı mutfağından. İlk kez 17 Nisan 2021 gecesi tanıştık Kılıçdaroğlu ailesinin mutfağıyla. O günden sonra da sık sık misafir olduk o mutfağa. Mutfak dolapları, kapağı açık bırakılmış bulaşık deterjanı ve süngeri, ankastre olmayan fırını, ocağın üzerindeki tenceresi, elektrikli çay semaveri, ince belli bardağa doldurulmuş çayı, tel bulaşıklığı ve en çok da fırının sapına asılı havluları ile adeta sizin, bizim mutfağımız gibi. Gerçi süreçte mutfağa dahil olan yeni alınmış Airfryer da gözümüzden kaçmadı haberiniz olsun.
Kılıçdaroğlu mütevazı mutfağıyla Erdoğan’ın yitirdiği sahiciliğe ve sarayın soğukluğuna karşı, evin sıcaklığını ve sözün samimiyetini koydu. Bu tavır aynı zamanda Erdoğan iktidarının mahalleler yerine yarattığı yüzbinlerce boş rezidans dairesinin ıssızlığına karşılık bir evin kalabalık yaşanmışlığı koydu.
Kâh tek başına geçti kameranın karşısına Kılıçdaroğlu kâh eşiyle birlikte bayram böreği yaparken, hatta bazen mutfağı eşi Selvi Hanıma kaptırdığı da oldu. Kılıçdaroğlu çifti evlerinin sıcaklığını sadece mutfakla ve kendileri ile sınırlı tutmadı. Evlerinin salonundan da görüntü verdiler hem de misafir ağırlayarak. Babacan çiftini evlerinde ağırlayan Kılıçdaroğlu ailesi ardından Akşener çiftinin evine misafirliğe gidip çay içip börek yedi. Misafirliğe gitmeden önce Kılıçdaroğlu’nun çocuklarından biri Meral Akşener’i arayıp “Bir maniniz yoksa annemler size gelecek” demiş midir bilemem. Ancak bu ev ziyaretlerinin saray ıssızlığına karşı kalabalık bir meydan okuma olduğunu düşünüyorum.
Kılıçdaroğlu’nun mütevazı mutfağının sıcaklığı ve samimiyetiyle çıktığı yolculuk bence alanlarda karşılık bularak sahiciliğe kavuştu. Böylece asla yan yana gelmez denilen ayrı kampların insanları aynı salonlarda, aynı sokaklarda, aynı alanlarda bir araya geldi. Evet bu bir araya geliş ideolojik bir birliktelik değil, sınıfsal bir birliktelik hiç değil ama bence sahici.
Bakalım mütevazı mutfağın sahiciliği “winner” ceketin tılsımını yenebilecek mi?
- Vadedilmiş harfler 10 Ekim 2024 10:21
- Umut ayracı 26 Eylül 2024 10:24
- Fenike’den Marsilya’ya, uzodan rakıya… 12 Eylül 2024 12:41
- Bütün yollar Rom’a çıkar 29 Ağustos 2024 10:33
- Bitiş çizgisi 15 Ağustos 2024 04:54
- Çayın yolculuğu 01 Ağustos 2024 08:30
- Kafatası çağı 18 Temmuz 2024 10:00
- Çok kapılı oda 08 Temmuz 2024 10:44
- Yoldan sonra 28 Haziran 2024 09:23
- Bir “Yol” Hikayesi II 13 Haziran 2024 13:49
- Bir “Yol” Hikayesi 30 Mayıs 2024 13:20
- İçimizdeki İrlandalı 16 Mayıs 2024 12:53
- İşçiler marş söyleyerek sahneye girerler… 01 Mayıs 2024 10:10
- Emek bizim, söz bizim… 26 Nisan 2024 04:30
- Sol açık 18 Nisan 2024 11:30
- Kader kapıyı çalınca… 04 Nisan 2024 12:45
- Bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin 21 Mart 2024 04:30
- İkiyüzlü ahlak kumkumalığı 07 Mart 2024 13:48
- Elde kaldı hüzün… 22 Şubat 2024 13:32
- Tüfenk üçlemesi: Mavzer 01 Şubat 2024 10:47
- Tüfenk üçlemesi: Aynalı Martin 18 Ocak 2024 11:50
- Tüfenk üçlemesi: Filinta 04 Ocak 2024 13:45
- Gayrı döner oldum 21 Aralık 2023 14:58
- Kayyum rejimi 07 Aralık 2023 12:54
- Kimdi giden kimdi kalan 23 Kasım 2023 11:01
- Eni vici vokke 02 Kasım 2023 13:04
- Şeytanın ışıltısından insanlığın karanlığına 19 Ekim 2023 09:52
- Dayanışma ezilenlerin inceliği midir? 28 Eylül 2023 12:20
- Amerikan İç Savaşı'ndan İngiltere'ye gariptos ağaçlarının hışırtısı 14 Eylül 2023 11:12
- Cehennemin kapısından Bakırköy’ün avlusuna… 31 Ağustos 2023 10:22
- Irgatın Türküsü 17 Ağustos 2023 11:32
- Yüksek Kaldırım’dan Leningrad’a bir şehrin faşizme karşı direniş senfonisi 03 Ağustos 2023 11:46
- Mississipi’den Feshane’ye derinlik ve güvenlik meselesi 20 Temmuz 2023 04:07
- Birimize bir şey olursa ne yaparız? 06 Temmuz 2023 11:31
- Mordan öte 22 Haziran 2023 12:22
- Hakikat bükücülüğü 08 Haziran 2023 11:11
- Umut yorgunluğu 25 Mayıs 2023 10:44
- Savaş naraları 27 Nisan 2023 10:10
- Bellek oyunları 13 Nisan 2023 10:50
- Maraş, bahtı gara Maraş 23 Mart 2023 10:48
- Aradığınız devlet bulunamadı 02 Mart 2023 12:22
- Deprem değil, binalar öldürürmüş (!) 16 Şubat 2023 08:42
- Katil uşak 02 Şubat 2023 11:01
- Suyun kokusu 19 Ocak 2023 13:45
- Timsah armudu 05 Ocak 2023 10:27
- Yılın sözcükleri 22 Aralık 2022 11:09
- Franco’dan bugüne Dünya Kupalarından elimizde kalanlar 08 Aralık 2022 11:45
- Şah mat 24 Kasım 2022 09:19
- “Gördük biz bu filmi” 10 Kasım 2022 10:54
- Hakikat yolcusu 30 Ekim 2022 11:20
- Anlatılamamış masallar 27 Ekim 2022 10:14
- "In vino veritas" diğer bir deyişle "Hakikat şaraptadır" 13 Ekim 2022 11:07
- Suskun notalar 29 Eylül 2022 11:12
- Güney Kutbunun yeniden keşfinin hüzünlü hikâyesi 15 Eylül 2022 11:09
- “Sen ben Lenin” Bir de Ahmet Abi. 01 Eylül 2022 10:39
- Börklüce’den günümüze Eyyamı Bahur ya da namı diğer Köpek Günleri 18 Ağustos 2022 10:59
- Dünyanın eksenini kaydıran Hindistan’ın küçük cevizi 04 Ağustos 2022 10:39
- Dünyanın tadı baharı 21 Temmuz 2022 08:40
- Menekşe kokusu 07 Temmuz 2022 04:24
- İnsan kokusu 23 Haziran 2022 04:12
- Tiryak-i 02 Haziran 2022 11:37
- Bahar karşılama 19 Mayıs 2022 06:26
- Hıdırellez ateşi 05 Mayıs 2022 01:05
- Yelkenler fora 21 Nisan 2022 05:20
- Sözün gücü 07 Nisan 2022 06:05
- Lombardiya’dan Ukrayna’ya kemanın tınısı 24 Mart 2022 05:34
- Zeytinin hükmü 10 Mart 2022 05:55
- Geççek 24 Şubat 2022 05:15
- Allasen söyle nedir aşkın aslı astarı! 09 Şubat 2022 23:45
- Erguvan kokusu 27 Ocak 2022 05:49
- (N)isyan 13 Ocak 2022 04:53
- Yaşamın ağırlığı 30 Aralık 2021 05:42
- Kuşaklar boyu insan hakları 16 Aralık 2021 05:03
- Savaşı Durduran Kadınlar: Lili ve Marlen 02 Aralık 2021 04:23
- Herkesin bir Ahmet Kaya’sı vardır 18 Kasım 2021 04:00
- Şaka mı, şeker mi, yoksa patates mi? 04 Kasım 2021 05:43
- Memeli Zeus 21 Ekim 2021 06:51
- Son Bakış 07 Ekim 2021 05:30
- Kırmızı 22 Eylül 2021 23:43
- Asuman’dan Antonis’e Ege’nin iki yakası 09 Eylül 2021 04:46
- Her ekalliyeti düşünüyorum 26 Ağustos 2021 04:04
- Dezenfektan aşkı 12 Ağustos 2021 06:12
- Nomadland’den Rosetta’ya Göçebe Ruhlar 29 Temmuz 2021 06:35
- Lavinia 14 Temmuz 2021 23:08
- Ruhumda Sızı* 01 Temmuz 2021 06:46
- “Y” 17 Haziran 2021 06:06
- Vurmayın öldüm 03 Haziran 2021 03:56
- Gözümün nuru 20 Mayıs 2021 06:11
- İmgenin suskunluğu 06 Mayıs 2021 05:56
- Ruhlar Mezbahası İyi Günler 22 Nisan 2021 03:34
- Şiirci Geldi Haaanıım… 08 Nisan 2021 00:00
- Ata Abi 25 Mart 2021 05:08
- “Yurtsama”dan “gündedün”e “nostalji”nin çağrıştırdıkları 10 Mart 2021 23:20
- Gönülçelen kelimeler atlasım 25 Şubat 2021 05:00
- Harfiyat 10 Şubat 2021 22:41
- Utanç ne yana düşer usta... 28 Ocak 2021 04:20
- “... Ve Herkes için Adalet” 13 Ocak 2021 23:15
- Yattığınız yer incitmesin… 31 Aralık 2020 04:38
- San(a)saryan’dan Su’ya Mahsus Mahaller 09 Aralık 2020 22:44
- Ölüm, adın kalleş olsun… 26 Kasım 2020 04:03
- Depremin ruhsal sarsıntısı 12 Kasım 2020 04:59
- Notaların savaşla hesaplaşması 29 Ekim 2020 05:11
- Hırsızlar mağarası 15 Ekim 2020 00:00
- İyi ki TTB var! 01 Ekim 2020 06:30
- Heybeliada Sanatoryumundaki Hayalet 17 Eylül 2020 00:02
- Otokinetik etki ve norm oluşturma 03 Eylül 2020 05:06
- Ödemişli Muzaffer’den Amerikalı Sherif’e 20 Ağustos 2020 00:51
- Uygun adım marş!… 06 Ağustos 2020 05:18
- ERK-EK 23 Temmuz 2020 04:57
- İçimdeki yangın 09 Temmuz 2020 05:18
- Dededen toruna “Barış”ın inşası 25 Haziran 2020 01:00
- Esaretten kaçan köleden hasta, kamçıdan tedavi üretmek 11 Haziran 2020 00:00
- Kerli ferli yalanlar ve sosyal uyum 28 Mayıs 2020 00:00
- Elma dersem çık… 14 Mayıs 2020 00:30
- Yaşam için ölüme yatanlar 30 Nisan 2020 02:08
- Bastırılan geri döner 16 Nisan 2020 00:00
- Miasmadan Covid-19’a sağlıkçıların salgından korunma önlemleri 02 Nisan 2020 02:49
- Şimdiki zamanda bir distopya: Covid-19 18 Mart 2020 20:30
- Şehitler tepesi 05 Mart 2020 00:30
- Özlerimize kıymayın efendiler! 20 Şubat 2020 00:30
- Acının tonu 06 Şubat 2020 00:00
- Başlarken… 29 Ocak 2020 23:20