Mektup: Kuzu çevirenler değil derdime ortak olanlar Mecliste olmalı
"Beni Mecliste, yatlarda kuzu çevirenlerin değil, derdime ortak olup çözüm için örgütlü mücadele edenlerin temsil etmesini istiyorum. Cebimdeki parayı dert etmeden günlerimi geçirmek istiyorum."
![Mektup: Kuzu çevirenler değil derdime ortak olanlar Mecliste olmalı](https://www.evrensel.net/upload/dosya/234796.jpg)
Fotoğraf: Evrensel
Tuzla'dan bir Evrensel okuru
Merhaba Evrensel okurları, bu mektubumda katılmış olduğum AKP’nin ve Emek Partisinin seçim etkinliklerini değerlendirmek istiyorum. İlk önce AKP’nin etkinliği ile başlayacağım. Yanlış anlaşılma olmasın ne AKP’ye üyeyim ne de katılmadan önce AKP’nin etkinliği olduğunu biliyordum. İşverenim bütün çalışanlarını spor faaliyeti adı altında bir akşam yemeğine çağırmıştı, bu yüzden ben de katıldım. Akşam yemeğini Tuzla Belediyesi düzenliyordu, spor faaliyeti olduğu için genç sayısı bir hayli fazlaydı hatta bir kısmı oy verecek yaşta dahi değildi. Sakin sakin yemeğimi yerken takım elbiseli birisi afiyet olsun dileklerini iletti, yanındaki biri de “ilçe başkanımız” diye takdim etti. O an neyin, nerenin başkanı olduğunu anladım ve bulunduğum yemeğin sıradan bir akşam yemeği olmadığını idrak ettim. Yemek sonunda konuşmalar yapıldı ve AKP ilçe başkanı diye takdim ettikleri kişi kürsüye çıktı. Sporun ne kadar önemli olduğunu anlattı, arada alkışlar koptu. Sonrasında “Refahımıza refah katmak için cumhurbaşkanımızın izinden gidelim ve ona oy verelim” dedi. Bu oy çağrısının ardından sesler ve alkışlar biraz azaldı. Ardından etkinliği düzenleyen kişi konuşmayı devraldı ve başkanlara teşekkür etti. Son olarak da belediye başkanı söz aldı. İlçemizdeki herkesin spora ulaşması, sporla ilgilenmesi gerektiğini söyledi. Sonra ise Tuzla Orhanlı Mahallesi’ne bir stat, Şifa Mahallesi’ne de top sahası yapacaklarını söyledi. Ne yazık ki bu vaatlere heyecanlanmadım çünkü iktidar ve temsilcilerinin bu vaatlerine çok doldum. Bu vaatlerin benim gelecek kaygımı yok etmeyeceğini öğreneli çok oldu. Tam etkinlik bitti diyordum ki, milletvekili adayları Umut Sonay geldi. Üzerinde Teknofest ceketiyle “Kusura bakmayın arkadaşlar, Teknofest’ten geliyorum da geç kaldım” dedi. Bir de kendisi gençlerden oy istedi. Ben etkinliğin içeriğinden haberdar olmadığım için öfkeli ve mutsuzdum. Diğer katılımcılarla konuştuğumda genel izlenim ise Erdoğan’a değil, Kılıçdaroğlu’na oy verecekleri yönündeydi ve benim gibi içerikten haberdar olmama durumunu olumsuz karşılamadılar. “AKP belediyesi işte, oy almak için her şeyi deniyorlar.” şeklinde yorumladılar.
DOĞAN’IN AÇIKLAMALARI ÇOK GERÇEKÇİYDİ
Bu etkinlikten bir gün sonra ise Emek Partisinin Tuzla’daki basın açıklamasına katıldım. Milletvekili Adayı Ali Doğan’ın açıklamasını dinledim ve değindiği meseleler gerçeklerdi. “İçinde bulunduğumuz yoksulluğun, eğitimin ve sağlığın gün geçtikçe özelleşmesinin, verilen düşük maaşların kısacası ülkedeki yıkımın sorumlusu tek adam rejimidir” dedi. “Gençler parasız, demokratik bir eğitim görmelidir, sağlık ücretsiz, ulaşılabilir olmalıdır. İşçiler yoksulluk sınırının üzerinde maaş almalı, daha iyi koşullarda çalışmalıdır” dedi. “Bu seçimde tek adamı göndermeliyiz ve işçi sınıfının sesini Mecliste de duyurmak için emeğin adaylarını seçmeliyiz “dedi. Açıkçası yaptığı konuşma beni etkiledi. Beni Mecliste, yatlarda kuzu çevirenlerin değil, derdime ortak olup çözüm için örgütlü mücadele edenlerin temsil etmesini istiyorum. Cebimdeki parayı dert etmeden günlerimi geçirmek istiyorum. Taleplerimi ihtiyaçmış gibi gösterip sadaka yardımı yapanları değil, taleplerimin gerçekleşmesinin birer zorunluluk olduğunu bilenlerin Mecliste olmasını istiyorum.
Evrensel'i Takip Et